Gelecek için yeşil enerjiye mecburuz

“Akdeniz için doğa ve pozitif bir ekonomiye giden yol haritasının oluşturulması” isimli panelde daha yaşanabilir bir dünya için yenilenebilir enerjinin, yeşil dönüşümün ve dijitalleşmenin önemi vurgulandı.

Türkiye’de ilk defa 24 Akdeniz ülkesi ve çevre ülkelerden 1000’den fazla iş insanının katılacağı Akdeniz Havzası İş Dünyası Zirvesi İzmir Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. “Akdeniz için doğa ve pozitif bir ekonomiye giden yol haritasının oluşturulması” isimli panelde daha yaşanabilir bir dünya için yenilenebilir enerjinin, yeşil dönüşümün ve dijitalleşmenin önemi vurgulandı. Panelin moderatörlüğünü gerçekleştiren Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, “Hepimiz dünyayı kirletmeye devam eden bir durumdayız. En önemli konu enerjinin temiz elde edilmesi. İzmir bu konuyu domine eden bir şehir” dedi.

“Enerji depolama artık bir zorunluluk”

Panelin konuşmacıları arasında yer alan Aha Teknoloji Satış Direktörü Elvan Aygün, enerji depolamanın artık bir zorunluluk olduğunun altını çizdi. Aygün, “Ülke olarak zayi edilecek bir paramız yok, kaynakları kısıtlı bir ülkeyiz, ekonomik olarak güçlü değiliz dünyada da sistem çok hızlı değişiyor. Dünyada dengeler sürekli değişiyor ve yenilenebilir enerji kaynakları bizim için en önemli konulardan biri. Dünya dijitalleşmeye devam ediyor. Enerjide bağımsız olan ekonomide bağımsız olur. İzmir’in güneş ışınımları çok etkili. Aslında bu teknoloji devrimi ile birlikte iklim teknolojisi başlığı altında dünyayı yakalayabiliriz. Bu konuda aramızda bir mesafe yok. Teknoloji değişti, artık o basamakları dünya ile eş zamanlı olarak ilerleyebiliriz. Enerjide bağımsızlığımızı yakalayıp karbon salınımımızı azaltmalıyız. Yakında sınırda karbon düzenlemesi gelecek, yeni enerji kaynaklarında depolamayı kullandığımızda sorunlarımızın çoğunu çözmüş olacağız. Yaşanabilir bir dünyaya ihtiyacımız var. Kendi ülkemizden, kendi şehrimizden, bölgemizden başlayarak safımızı belli edebiliriz. Yeni enerji kaynakları bizim için vazgeçilmez olacak. Doğanın bize sunduğu kıymetli hazineden sonuna kadar yararlanmak depolama sistemleri ile mümkün. Enerji ihtiyacı çok çok fazla artacak, enerji depolama sistemlerine büyük ihtiyaç doğacak, depolama bir zorunluluk olacak” dedi.

“Yenilenebilir enerjiyi dijitalleştiriyoruz”

Yapay zeka çözümleriyle yenilenebilir enerjinin dijitalleşmesi için çözümler üreten bir girişim olan Werover’ın kurucu ortağı Balca Yılmaz, Werover olarak rüzgar enerjisi alanında kestirimci ve önleyici bakım önerilerinin yanında erken aşamada hasar tespiti için sağlık izleme sistemi sunarak, işletme maliyetlerini düşürdüklerini belirtti. Yılmaz, “İklim krizi dünyadaki en büyük problem. Yenilenebilir enerji bu problemi çözümünde çok ciddi bir rol oynuyor. Rüzgar enerjisi özellikle ciddi bir rol oynuyor. Ve bizim amacımız aslında geliştirdiğimiz teknolojilerle beraber buradaki yatırımları artırabilmek, buradaki problemleri minimize edebilmek. Ve aslında geçmiş dönemde bizim gibi start-upları çok fazla şans tanımladı dünyada. Dünyayı kalkındıran bu tarz sektörlerde geliştirilen teknolojilerin önemi inanılmaz büyük. Bu sektörlerde sağladığımız her yarar, her optimizasyon aslında dünyanın geleceği için” diye konuştu.

“Türkiye’nin ilk yeşil doğan OSB’siyiz”

Mersin-Tarsus Tarımsal Ürün İşleme ihtisas Organize Sanayi Bölgesi (TÜİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek Balta, TÜİOSB’nin temellerinin yeşil mutabakat kriterlerine göre atıldığını vurgulayarak, Türkiye’nin ilk yeşil doğan OSB’si olduğunu belirtti. Balta şöyle konuştu: “Bu OSB’yi birçok nedenden kurmaya karar verdik. Olmazsa olmazımız sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşümdü. Biz sıfırdan yeşil mutabakat kriterlerine göre kurulmuş bir OSB’yiz. Yeşil olduğumuzu kanıtlamak için teknolojikleşmek zorundayız. Bölge kalkınmasında rol oynayacak önemli bir oluşumu yaptık. Tarımda verimlilik kaybı, su krizi gibi konular bizim bölgemizi de olumsuz etkilemiş durumda. Gerek Akdeniz havzası gerek dünya için üretimin olmazsa olmazı yeşil ekonomi, temiz enerji, döngüsel tedarik zinciri, yeşil satın alma, rol model olacak OSB’lerin dijitalleşmesi… Odak konumuz, sınırda karbon vergisi mekanizmasına uygun döngüsel ekonomi. Hedefler doğrultusunda önce 2030’a kadar yapılması gerekenler çok önemli. Kaynaklarımızı maksimum verimlilikle kullanmak zorundayız. Enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarılmak zorundayız. Yeşil mutabakat kriterlerine göre OSB’mizin temellerini atmıştık. Türkiye’nin ilk yeşil doğan OSB’siyiz. Bizi bu sebeple dünya bankası destekliyor. Dünya bankası kredisi aldık.”

“GENÇLER FARK YARATACAKLARI ORTAMI İSTİYOR”

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, gençlerin fark yaratmak, iz bırakmak istediğini, siyasette, ekonomide, sivil toplumda aktif olarak yer almak istediklerini söyledi. Yelkenbiçer, “Belli durumlarda, sadece ‘genç olsun’ diye; gençler dolgu malzemesi olarak kullanılabiliyor. Gençler değer görebildikleri, fark yaratabilecekleri, iz bırakabilecekleri noktalarda olmak istiyorlar. Dolgu malzemesi olmak istemiyorlar” dedi.
“Akdeniz Bölgesinde Gençlik ve Demokrasi” isimli panel Prof. Dr. Erol Nezih Orhon moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Panelin konuşmacısı olan Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, “EGİAD olarak derdimiz genç girişimcilerimizi güçlendirmek, genç işsizliğe çare bulmak. Amacımız genç girişimcileri ve genç iş insanları tek çatı altında toplamak. Genç işsizlik, yeşil ve dijital dönüşüm üzerine çalışıyoruz. Girişimcilik üzerine ciddi çalışmalarımız var. EGİAD meleklerimiz var ve 2005 yılından beri melek yatırım ağı olarak çalışmalarına devam diyor. 50 melek yatırımcımız var. Bu zamana kadar 5 binden fazla girişimci ile görüştük. Yaptığımız yatırım miktarından çok girişimcilerin yanında olmanın daha değerli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
“Sivil toplum demokrasinin kaslarını güçlendiriyor”

Sivil toplum ve demokrasi arasında güçlü bir bağlantı olduğunu vurgulayan Yelkenbiçer, Demokratik rejimlerde sivil toplumun çok fazla öne çıktığını görüyoruz. Sivil toplum bir demokrasinin olgunlaşıp geliştiği bir eğitim alanı. Sivil toplum, demokrasinin kaslarını güçlendiriyor. Demokrasi ve sivil toplum ayrılmaz bir müttefik. Sivil toplum demokrasi için kilit rol oynuyor. Bir değişimin başlayacağı bir platform işlevi görüyor. Sivil toplum demokratik toplumlarda yaşam kaynağı. Toplumsal gemiyi yönlendirmeye yardımcı oluyor. Sivil toplum demokrasiyi yeniliklerle eylemlerle destekler” dedi.

“Gençler dolgu malzemesi olmak istemiyor”

Türkiye’de genç nüfusun ekonomik olarak zorluklarla uğraştığına dikkat çeken Yelkenbiçer, “Herkeste fark yaratmak, iz bırakmak arzusu var. Gençler 4 başlıkta topluma katılıyor. Birincisi ekonomik olarak. İstikrarlı iş bulmaya çalışıyorlar. Ekonomik istikrarı bulamayınca bir beyin göçü veriyoruz. Özellikle son 2 yıldır çok yoğun beyin göçü yaşanıyor. İkincisi politik olarak. Bazı gençlerimiz fanatik biçimde politik platformlarda yer alıyor. Üçüncüsü, sosyal ve kültürel. Derneklere katılarak zihinsel düşüncelerini ifade edebiliyorlar. Sonuncusu da e-katılım. Yani dijital dünyada gençlerin katılımı. Toplumda bir iz bırakmak için e-katılım daha kolay. Gençlerin sesi duyulsun istiyoruz ama belli durumlarda sadece ‘genç olsun’ diye; gençler dolgu malzemesi olarak kullanılabiliyor. Gençler kendileri ile ilgili bir değer görebildikleri noktada, kendi inandıkları sivil toplum platformlarına bu şekilde katılıyorlar. Sadece dolgu malzemesi olmak istemiyorlar” şeklinde konuştu.

“İzmir’i girişimcilik şehri yapmayı hedefliyoruz”

EGİAD’ın amacının İzmir’i girişimcilik şehri yapmak olduğunu kaydeden Yelkenbiçer, “İzmir iyi bir girişimcilik şehri olabilir. Girişimcilik ruhu İzmir’de çok önemli. Girişimcilik ne kadar başarılı olursa sivil toplum o kadar benimseyecek ve demokrasiye kadar katkı koyacak. Girişimci çabaları ile kuvvetlenen bir sivil toplum daha katılımcı ve demokratik toplumu besliyor. Gençler yarının liderleri değil, günümüzü de şekillendiriyorlar” ifadelerine yer verdi.

“Girişimcilik düz bir yol değil”

AGON Kurucu Ortağı Aleyna Yıldız da girişimcilik hikayesini paylaştı. Yıldız, “Girişimcilik düz bir yol değil, dibe çöktüğünüz kadar yükseğe çıkacağınızı da bilmelisiniz. Girişimciliğe adım attığımda işin sonunda çok fazla kan ter gözyaşı olacağını zaten biliyordum. Çünkü bir şeyler çok iyi gidiyorsa bir şeyler yanlış gidiyor demektir, bunu biliyorum. Beklediğim bir şey beni yıldırmadı. Kötülükler de bu yolun parçası. Bugüne kadar yanımda çok güçlü kadınlar, yol göstericiler oldu. Biz ekibimle azalmadan büyüyerek, gençliği yayıyoruz. Bize doğru yolu gösteren mentörlerimiz, melek yatırımcılarımız var. Atatürk’ün ilkeleri ve öğretileri her zaman bizim yanımızda” dedi.