TÜİK Hesapladı: Hissedilen enflasyon yüzde 129

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon verilerinin vatandaşlarca iki kat daha yüksek hissedildiğini hesapladı. TÜİK’in hesaplamalarına göre yüzde 64,7 olan 2023 tüketici enflasyonu vatandaşlarca yüzde 129,4 olarak hissediliyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) 12 aylık enflasyonu yüzde 127,21 olarak açıklamıştı.

TÜİK’e göre tüketicilerin gelir seviyelerinin, harcama kalıplarının ve tüketim alışkanlıklarının kişiden kişiye farklılık göstermesi, hissedilen enflasyonun daha yüksek olmasına neden oluyor. TÜİK’in hissedilen enflasyonu yüzde 129 olmasına rağmen, Türkiye’de sayıları 16 milyonu bulan emekliler yüzde 37,5 oranında zam aldı. Emeklilerden gelen tepkilerin ardından zam oranı 11,75 puan artırılarak yüzde 49,25’e çıkarıldı. En düşük emekli maaşı ise 10 bin liraya çıkarıldı. TBMM’de yapılan düzenlemenin ardından emeklilere maaş farkı ödenecek. Devlete yıllarca prim ve vergi ödeyip emekli olan milyonlarca emekliden yaklaşık 6 milyonu, TBMM’de kök maaşlarında herhangi bir düzenleme yapılmaz ise Temmuz ayında sıfır maaş artışıyla karşı karşıya kalacak.

Türkiye’de en düşük emekli aylığının ne olduğu ve kaç emeklinin hangi aralıkta maaş aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve resmi makamlarca açıklanmıyor. Ancak SGK verileri ortalama emekli maaşı üzerinden emeklilerin yaşam koşulları hakkında fikir veriyor. SGK verilerine göre Türkiye’de son zam öncesi ortalama emekli maaşı 7 bin 211 liraydı. Emeklinin nüfusa oranı artarken bütçeden kendilerine ayrılan pay yüzde 2,6’ya kadar geriledi. AB’de bu oran yüzde 12’yi buluyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasına göre en düşük emekli maaşı 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarıldı. İşçi ve Bağ Kur emeklilerinin aylıklarına geçen yılın son altı ayına ilişkin yüzde 37,57’lik enflasyon farkına ek olarak yüzde 11,75 zamla yüzde 49,25 artış yapılacak. Bu artış oranı emeklilerin kök aylıklarına uygulanıyor.

AKP’nin son yıllarda devreye soktuğu maaş tamamlama politikasıyla belli bir rakamın altındaki maaşlar Hazine’den karşılanarak o rakama tamamlanıyor. İzlenen politikaya göre maaşı 10 bin liraya tamamlanan emeklilerin kök aylıkları değişmiyor. Zam oranları ise kök aylık üzerinden yapılıyor.

Açıklanan zam oranıyla milyonlarca emeklinin maaşı 14 bin 431 lira olan açlık sınırı ve 17 bin 2 TL’ye çıkarılan asgari ücretin altında kaldı. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de asgari ücretin yüzde 40 üstünde olan emekli maaşlarında özellikle 2008’den sonra büyük bir erime gerçekleşti.

 

Veriler gizleniyor

Türkiye’de en düşük emekli aylığının ne olduğu ve kaç emeklinin hangi aralıkta maaş aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu ve resmi makamlarca açıklanmıyor. Ancak SGK verileri ortalama emekli maaşı üzerinden emeklilerin yaşam koşulları hakkında fikir veriyor.

SGK’nin en son açıkladığı Ekim 2023 verilerine göre Türkiye’de 15 milyon 851 bin 244 emekli bulunuyor. Kurumun emekli aylıklarına ise geçen yılın 10 ayında yaklaşık 1 trilyon 143,5 milyar lira kaynak ayırdığı görülüyor. Buna göre, Türkiye’de ortalama emekli maaşı 7 bin 211 liraya denk gelirken söz konusu rakam, emeklilerin yarıdan fazlasının maaşının 10 bin liranın altında kaldığına işaret ediyor.

SGK verilerine göre prim gelirlerinin emekli aylıkları ve sağlık ödemelerini karşılama oranı yüzde 77. Ekim ayında çalışanlardan 151,3 milyar lira prim geliri elde eden kurum, 137,5 milyar lira emekli maaşı, 59 milyar lira sağlık ödemesi gerçekleştirdi. Geçen yılın 10 ayında ise prim gelirleri 1 trilyon 179 milyar lira olurken, emekli aylıkları için ödenen rakam 1 trilyon 143,5 milyar lira oldu. Kurum aynı dönemde 438 milyar liralık sağlık ödemesi gerçekleştirdi.

Uzmanlara göre emekli aylıklarında SGK’nin payı giderek artıyor. SGK’nin kendi kaynaklarının emekli aylıkları ve sağlık ödemelerindeki payının 2003’te yüzde 59 iken son dönemde yüzde 77’ye çıktı. Dolayısıyla SGK’nin kendi topladığı kaynaklarla kendi giderlerini karşılama oranı artmış durumda. Bütçeye olan yükü ya da bütçeden SGK’ya sağlanan destek giderek oransal olarak azalmış durumda.

Çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, SGK’ya yapılan bütçe transferlerinin gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı düşerken, emeklilerin toplam nüfus içerisindeki payının giderek arttığını belirtiyor. DW Türkçe’ye konuşan Çelik, Türkiye’de emeklilerin nüfus içerisindeki payının 2008’de yüzde 12 civarında iken 2022’de yüzde 16’nın üstüne çıktığını, 2023’te ise yüzde 18’e kadar çıkmasının beklendiğine dikkat çekerek, “Burada beklenen şudur: Bütçeden emeklilere ayrılan kaynağın da buna paralel olarak artması gerekir. Ancak bütçeden SGK’ye yapılan transferlerin oranına baktığımız zaman, 2008’de yüzde 3,5’ti, 2022’de yüzde 2,6’ya düştü” bilgisini veriyor.

Nüfus artarken kaynağın azalmasının emeklinin yoksullaştığı anlamına geldiğini vurgulayan Çelik, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yönetiminde oranın daha da düşeceğini söylüyor.

“Emeklilere sınırlı aylık vermeleri ve bir kısmını enflasyonun altında bırakmaları nedeniyle bu oran daha da düşecek” diyen Çelik, ekliyor: “Dolayısıyla bu kaynak yok meselesi değil. Burada tahsis ve tercih sorunu var. Kaynağın kime verildiği meselesi var. Yani kaynakları emeklilere vermekten imtina ediyorlar, başka taraflara harcıyorlar. Bunu başka türlü izah etmek mümkün değil.”

 

“Reform” aylıkları düşürdü

Türkiye’de emeklilerin yaşam koşullarındaki kötüleşme mevcut çalışanları da gelecek konusunda kaygılandırıyor. Emeklilerin yaşadığı sorunların kaynağı, 2008’de ‘reform’ adı altında sosyal güvenlik yasalarında yapılan değişiklikler. Bu tarihte yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile emeklilik yaşı yükseltildi, emekli olmak zorlaştırıldı. Emekli aylığı hesaplama ve bağlama oranlarında yapılan değişiklikler sonucunda emekli aylıkları düşmeye başladı. Aynı koşullarda fakat farklı zamanlarda emekli olanların aylıkları arasında büyük eşitsizlikler ortaya çıktı.

1999’dan itibaren emekli aylıkları hesaplamasına enflasyonun yanı sıra GSYH büyümesi de dahil edilirken AKP’nin 2008 yılında yaptığı yasal değişiklikle güncelleme katsayısına milli gelirdeki büyümenin sadece yüzde 30’u eklenmeye başlandı. Aylık bağlama oranları da yüzde 75’ler seviyesinden yüzde 50’lere düşürüldü.

2008’de yapılacak düzenleme öncesi iktisatçı ve çalışma ekonomisi uzmanlarının iktidarı emekli maaşlarının 10-15 yıl içerisinde asgari ücretin yarısına düşeceği konusunda uyardığını, ancak bu uyarılarının dikkate alınmadığını belirten Prof. Dr. Aziz Çelik, “Şimdi onun da altına düştü. Eğer 10 bin liraya tamamlama işlemi olmasa şu anda en düşük emekli aylığı 4 bin 500 – 5 bin lira civarında” diyor.

Emekli aylıkları çok düştüğü için tablonun tamamlama işlemiyle düzeltilmeye çalışıldığını belirten Çelik, “Bunun arkasında yatan da sosyal güvenliğe yeterince kaynak ayrılmaması. Emeklilerin çok büyük bölümü, geçmişteki prim ödeme gün sayısı ne olursa olsun, aylık kazancı ne olursa olsun ortalama olarak şu anda 10 bin liraya eşitlenmiş durumdalar. Yani geçmişte asgari ücret ödeyenin de asgari ücretin birkaç katını ödeyenin de şu anda aşağı yukarı aldığı aylık 10 bin lira civarındadır. Bu sosyal güvenlik sisteminin bozulmasından kaynaklanıyor” diye devam ediyor.

Çelik, temmuz ayında da emeklilerin maaşlarında emeklileri ferahlatacak bir iyileştirme olacağını düşünmüyor. Bu söylemi emeklilerin tepkisini bastırmaya dönük bir hamle olarak değerlendiren Çelik, Mehmet Şimşek ve ekibinin talebi düşürmeye odaklı bir ekonomi politikası izlediğini, bu politikanın da emekli maaşlarında ciddi bir artışa izin vermeyeceğini söylüyor.