Belediyeler ve tarım

2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, ülkenin yönetimi ile ilgili tüm yetkiler ve karar alma mekanizması tek bir kişide toplandı. Bu nedenle Devlet Bürokrasisinin büyük bir bölümü işlevsiz kaldı. Bürokrasi inisiyatif kullanıp sorunu çözme yerine, her konuda saraydan talimat beklediğinden, tarımdan ekonomiye, sağlıktan eğitime yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretilemiyor. Vatandaşlarımız çok büyük mağduriyetler yaşıyor.

– Merkezi hükümetin taşra teşkilatlarının işlevsiz ve yetersiz kaldığı; tarım, çevre, sanayi, eğitim gibi konularda, Büyükşehir Belediyeleri merkezi yönetimin boşluğunu dolduracak şekilde inisiyatif kullanıp, vatandaşların mağduriyetini belli ölçülerde hafifletebilirler.

-AKP iktidarının 21 yıllık döneminde en fazla mağdur olan kesimlerin başında çiftçilerimiz gelmektedir. Bu süre içinde, tarımda verimliliği ve yurt içi kaynakları öncelikle değerlendirmeyi esas alan doğru düzgün işleyen bir tarım politikası hayata geçirilemediği gibi, çiftçilerimizin mali açıdan desteklenmesinde de kayda değer bir kaynak ayrılmamış, ayrılan mali kaynağın büyük bir bölümü gereksiz projelerde ya israf edilmiş ya da yandaşlara peşkeş çekilmiştir. Bunun yanı sıra olağanüstü artan mazot, gübre ve diğer tarımsal girdi fiyatları nedeniyle çiftçilerimiz üretim yapamaz duruma gelmiştir. Ahırlar ve ekilemeyen tarlalar boş kaldı. Bu nedenle ortaya çıkan üretim eksikliği yurt dışından ithalat yapılarak çözülmeye çalışıldığından, çiftçilerimiz yurt içi sorunların yanı sıra, yurt dışı (büyük bir bölümü uluslararası tekellerin) fiyat rekabeti ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.

-Yerel yönetimlere, özellikle Büyükşehir Belediyelerine, kentlerimizin tarımsal faaliyetlerinde merkezi hükümetin boş bıraktığı alanları doldurmak, tarımsal faaliyetlerin ve çiftçilerimizin desteklenmesi, onların tekrar üretir duruma getirilmeleri konusunda, büyük görevler düşmektedir.

-İzmir, tarım potansiyeli açısından şanslı bir kenttir. Coğrafi yapısı ve iklim özellikleri birçok bitki türünün yetişmesine uygun bir ortam sağlamaktadır. İzmir, dünyanın çok az bölgesinde görülebilecek müthiş potansiyeli ile incirden, üzüme, narenciyeden zeytine, zeytinyağından hububata, tohum üretiminden çiçek ve fidan üretimine, bal ve süt üretimine, inanılmaz bir çeşitliliği bünyesinde barındırmaktadır.

-Bereketli toprakları, uygun iklim koşulları, ve biyoçeşitliliği ile İzmir ülkemizin en önemli tarım ve gıda sanayi merkezlerinden biridir. İzmir ilinin yüzde 29,5’ini işlenebilir arazi oluşturmaktadır. Toplam 353 bin 318 hektarlık işlenebilir arazilerin; yüzde 48,1’i tarla, yüzde 43,4’ü meyve ve baharat, yüzde 8’i sebze, yüzde 0,5’i süs bitkileri arazisinden oluşmaktadır.

-İzmir’de toplam nüfus içinde tarımla uğraşan nüfusun oranı yüzde 15’tir. İzmir Büyükşehir Belediyesi toplam personel sayısının yüzde 1’ini (İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan sayısı 35.000) bütçesinin yüzde 2,5 (İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2024 yılı bütçesi 45 milyar TL) ile İzmir çiftçisinin sorunlarının çözümü ve desteklenmesi için tahsis etse, çiftçilerin birçok sorunu çözüme kavuşturulur ve tarımsal üretim kayda değer oranda arttırılır.

-İzmir Büyükşehir Belediyelerinin bünyesinde tarım ve hayvancılık konusunda uzman 300-350 kişilik bir grupla yıl boyunca sahada verilecek eğitim ve danışmanlık hizmeti ile toprak ve yaprak analiziyle, bitki ihtiyacına göre gübreleme, su kullanımının optimize edilmesi, zararlı ve hastalıklarla mücadele, doğru budama yöntemleri gibi tarım uygulamaları, çiftçilerimize aktarılabilir.

            -Bu konuda Ferrero firmasının uygulamalarını örnek verebiliriz. Karadeniz bölgesinde merkezi yönetimin taşra birimlerinin fındık üreticisini destekleme ve eğitme konularında yetersiz kalması nedeniyle oluşan boşluk uluslararası fındık tekeli olan İtalyan Ferrero firması tarafından doldurulmuştur. Söz konusu firma 80-90 kişilik uzman ekibi ile değerli tarım sürdürülebilirlik projesi ile Sakarya, Düzce, Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon’da 100.000 hektarda fındık üreten 50.000 çiftçiye ulaşıp, fındık üretimi konusunda eğitim ve teknik destek vermektedir. Bu desteği alan üreticinin verimliliği artıyor, buna karşılık Ferrero, fındık üreticilerini bir şekilde kendi denetimi altına alıp, ülkemizde fındık fiyatlarını belirliyor. Türkiye’den aldığı fındığı İtalya’da işleyip yüz milyonlarca dolar kazanmaktadır. Türk fındığını işleyen Ferrero ailesi Bloomberg, dünyanın en zengin aileler listesinde 33,5 milyar dolar servetleri ile 23. Sırada yer almaktadır. Yerel yönetimler çiftçimize teknik ve eğitim desteği vererek üreticileri hem uluslararası tekellerin boyunduruğundan kurtarırlar hem de artan üretim değerleri ile daha rahat yaşam koşullarına kavuştururlar.

            -Yerelde üretilen tarım ürünlerinin, yine yerelde işlenerek, daha yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülmesinde, yerel yönetimler, sorumluluk alarak, mali açıdan destek olarak, çiftçilerimize ve onların ortak olduğu kooperatiflere önemli katkı sağlayabilirler. Örnek olarak İzmir’in çeşitli bölgelerinde Büyükşehir Belediyesinin desteği ile zeytinyağı ve zeytin işleme tesisleri kurulup butik tarzı üretim yapılabilinir.

            -İzmir’in farklı bölgelerinde, yine Büyükşehir Belediyesinin desteği ile, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılabilinir. Bu kapsamda; Dikili’de Jeotermal Sera, Bayındır’da Çiçekçilik ve Süs Bitkileri, Bergama’da Tohumculuk, Tire Gökçen’de Fide, Tire ve Ödemişte süt ürünleri, Torbalı ve Selçuk’ta sebze, meyve, Ödemişte patates, üretimine yönelik ihtisaslaşmış tarıma dayalı sanayi bölgeleri oluşturulabilinir.

            -Çiftçilerimizin en önemli sorunlarının başında ürünlerini değerinde pazarlayamamalarıdır. Yerel yönetimler üreticilerle tüketiciler arasında köprü oluşturup, çiftçilerimizin ürünlerini en kısa yoldan tüketicilere ulaştırılmasında ve değerinde işlem görmesini sağlayabilirler. Çiftçinin ve kooperatiflerin ürünlerini kent merkezinde satacakları mekanlar oluşturulabilinir veya TANSAŞ örneğinde olduğu gibi çiftçilerin ürünlerini pazarlayacak organizasyonlar belediye bünyesinde hayata geçirebilirler.

            -Yerel yönetimlerin desteği ile İzmir kısa sürede küçük bir Hollanda olma potansiyeline sahiptir. Burada önemli olan tarım desteğinin günlük siyasetin dışına çıkarılıp, konunun uzmanı olan kişilere bırakılmasıdır. Bu gerçekleştiğinde tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi için yerel yönetimlerce harcanan her 1 TL kent ekonomisine 9-10 TL olarak dönecektir. İzmir tarımda üreten, çiftçisi kazanan bir kent olacaktır.