Bir şehir hastanesi marifeti!

Adres; Bilkent Şehir Hastanesi Ankara…

Bir hasta… İsmi lazım değil… Ama yaşadıkları unutulacak gibi değil…

Hastanın tüm verileri sistemde… Nöroloji, psikiyatri, hematoloji, romotoloji, dahiliye ve hatta diş polikliniği hastanın yakın tarihte muhatap oldukları…

Hastanın kronik bir şekilde süregelen durumu; epilepsi, anksiyete, düşük trombosit…

Kandaki bazı değerlerin düşmesinden dolayı endoskopi ve kolonoskopi yapılması gerektiği belirtiliyor hastane doktorları tarafından… Ve süreç başlıyor hasta randevularını alıyor söz konusu hastaneden… Her iki tetkik için zorunlu yapılması gerekenlere başlıyor 5 gün öncesinden…

Normal bir hasta değil elbette zorlanıyor yoğun ilaç kullanımı ile birlikte yeme içme ile ilgili diyet hiç kolay olmuyor… Ama seçeneksiz yapacak mecburen denilenleri ki sağlıklı bir veri alınabilinsin…

Günü geliyor endoskopi ve kolonoskopinin… Hasta ve yakınları belirtilen erken saatte hastanede ilgili serviste… Her ne kadar saat 09.00 için randevu verilmiş olsa da beklemeleri söyleniyor… Onlarca hasta aynı saatte, aynı yerde hepsi beklemede…

Hastanın alması gereken ilaçlar var aksi halde epilepsi ve anksiyete atakları olacak… Derken saat 10.00… Hasta ilk atağını geçiriyor endoskopi koridorunda… Yakınları endişeli… Kontrol etmeye, sakinleştirmeye çalışıyorlar hastalarını… Hastanın özel durumu iletiliyor servise, daha fazla beklemesinin daha da zorlaşacağı anlatılıyor… Ama beklemesi gerektiği söyleniyor… Bekliyorlar başka seçenek yok çünkü yoksa bir haftalık eziyet boşa gidecek…

Öğlen oluyor, öğleden sonra oluyor… Aç, susuz, ilaçsız beklemeye devam… Bir atak daha… Yakınları aynı tedirginlikle hastaları ile ilgileniyor… Artık kaçınılmaz bir noktada doktor ile görüştürülüyor saat 15.00’ı buluyor bu arada… Yeni sürpriz; doktor atak geçiren hastaya işlem yapamayacağını, çünkü ciddi risk olacağını söylüyor…

Eeee ne olacak şimdi?

Hastanın nöroloji doktoru ile konuşması ve olur alırsa ancak uygulama yapılabileceği söyleniyor…

Hadi nörolojiye koştur… Hasta iyice hasta olmuş durumda… Halsiz perişan gidiyor nörolojiye…

Bir sıra da orada… Beklenecek gibi değil… Yeni yönlendirmeler… “Burası değil orası olur verecek” derken… Hastanın hali yok, bir atak daha hastane koridorlarında koştururken…

Ne yapacakları belirsiz… Kör pişman yakınları hastasını eve getirmeye karar veriyor…

Varsın değerler düşük kalsın… Yaşanan çile var olan değerleri de dip yaptırmış durumda…

Hastaneye tek hasta ile gidiliyor ancak dönüşte iki yakını birden stres, perişanlık içerisinde… Eve kendilerini zor atıyor…

Şimdi soru şu:

Bu hasta öncesinde değil de endoskopi ve kolonoskopi yapıldığı esnada epilepsi atağı geçirmiş olsaydı sonuç kimin sorumluluğunda olacaktı?

Elde hastanın tüm verileri varken neden en başında hastanın durumu dikkate alınarak bir yol haritası çizilmedi de bu çileyi insanlar çekti?

Peki şimdi ne olacak?

Kime gidilecek?

Sorun nasıl çözülecek?

Ankara’nın göbeğinde yaşayan, kendince bilinçli olan vatandaş bunu yaşıyorsa, taşradan gelen yurdum insanı bu sorunları nasıl aşacak?

Eyy yönetenler, çağ atlayanlar, mucizeciler, müthiş şehir hastanelerinizden birinin marifetinden son anda canımızı kurtardık hamdolsun!

Varsa bu duruma yanıtınız bekliyoruz…