Bodrum mu, Çeşme mi?

Ben imkanlarım itibariyle Bodrum, Çeşme ve İzmir arasında sıklıkla gider gelirim. Yazlık evim Çeşme’dedir ki İzmir’e bir saatlik bir mesafededir. Oğlum Sinan Kızıltan ise Bodrum’da yaşamını sürdürmektedir. Böylece iki tarafı da yakinen tanıma ve bilme şansına sahip oldum yıllar içinde.

Bununla birlikte doğrusunu söylemek gerekirse Covid-19 salgını nedeniyle son iki yıldır bu gidip gelmeler epeyce sekteye uğramış durumda. Şimdi ise kısıtlamaların hafifletilmesi ile Çeşme’den başlayarak seyahat etmeye yeniden başladık.

Çeşme ve Bodrum, kim ne derse desin, son iki sezon itibariyle Türk turizminin en çok rağbet gören iki ilçesi durumunda ve bunu da hak ediyorlar. Salgından kaçmak isteyenlerin önde gelen destinasyonları oldular. Özellikle yazlıkları olan vatandaşlarımızın pek çoğu, pandemi sürecinin ciddi bir bölümünü buralarda geçirdiler. Aydın’dan Denizli’ye kadar olan bölgede yaşayanlar da her fırsat bulduklarında salgının yarattığı sıkıntıdan bir nebze olsun uzaklaşabilmek için soluğu genellikle bu iki merkezde aldılar. Ama elbette yazlığı olanların bir nevi daimi ikametgahı haline geldi Çeşme ve Bodrum. Bilhassa imkanı olan İzmirlilerin çoğu, Çeşmeli oldu.

Tabi ki bu zorunlu göçler sonucunda Çeşme, Bodrum ve benzeri ilçelerimizin kış nüfusları ister istemez arttı ve bu durum çeşitli sıkıntıları beraberinde getirdi. Trafiğin ve su tüketiminin artması bunların başında geliyor. Bu bölgelerde talebe bağlı olarak kira fiyatları da arttı; ev sahipleri rayiçleri umursamayarak akıllarına gelen rakamı istemeye başladı. Sonuç olarak kış nüfusu, yaz nüfusunu katladı.

Bodrum

Emin olun, Bodrum gerçek bir dünya cenneti. Metropolde erişilebilen hemen her imkana sahip bir merkez. Devlet hastaneleri, özel hastaneler, sosyal yaşam mekanları ve sanat mekanlarına ilaveten büyük şehirde var olmayan bir hava güzelliğine sahip. Dantel gibi örülmüş sahil şeridi müthiş bir doğal güzellik ortaya koyuyor.

Yani artık şu bir gerçek: Bodrum bir ilçe değil, bir şehir merkezi.

Hem dışarıdan gelenler ve hem de daimi olarak ikamet edenler, Türkiye’nin elit tabakasını oluşturuyor. Hem iş yaşamı ve hem de sosyal yaşam hız kesmiyor.

Yatçılık ve deniz turizmi pandeminin de etkisiyle patlamış durumda ve gelişimini sürdürüyor.

Ancak Bodrum’da imar sorunları göze çarpıyor. Bununla birlikte hızla gelişen bu ilçemizin belediye başkanı nitelikli ve sağlam duruşlu bir insan.

Çeşme

Gelelim Çeşme’ye… Çeşme de yaşadığımız süreçte Bodrum’a benzer bir durum içinde buldu kendini. İzmirliler başta olmak üzere hem çevre illerden, hem de Ankara’dan gelenlerle dolmuş durumda. Kiralar da artan talep karşısında uçtu. Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın ise çalışmaktan uyumaya fırsat bulduğunu sanmıyorum. İlçede yaşayan her bir kişi ve onların dertleri ile meşgul sürekli olarak. Su tedariki ve elektrikte sorunlar var; trafik ise merkezde ve Alaçatı’da çok can sıkıcı bir hale geliyor zaman zaman.

Alaçatı, Çeşme’nin yaşam merkezi halini aldı. Hele geceleri, yeme içme mekanları ve eğlence yerleri dolu dizgin gidiyor.

Ancak bütün bu yoğunluk içinde Çeşme, büyük potansiyel sahibi olduğu “termal turizm” konusunu unutmuş görünüyor.

Sonuç olarak; iki ilçemizin de bugünü ve geleceği, gittikçe artan güzelliklerle doludur. Ancak imar konusuna ve gelişimin planlanmasına dikkat edilmezse işler tersine dönebilir.

Bu yaz nispeten iyi bir sezon yaşanacak gibi görünüyor; ancak özellikle esnafın fiyatlandırmaya dikkat etmesi çok önemli. Bunu yapmaya çalışıyorlar, ancak yine de gidilecek yerlerin fiyat tarifelerinin önceden kontrol edilmesinde fayda olduğunu söylemek gerek.

Her iki ilçemize de güzellikler, Başkanlarına da kolaylıklar ve başarılar dilerim.