İZSİAD üyeleri başarı hikayelerini anlatıyor

İZSİAD’ın “Başarı Hikayeleri Sohbetleri’nin konuğu Batı Merdane Kauçuk Şirket Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duran oldu. İş yaşamındaki önemli dönemeçlerini anlatan Duran, “Ortaklı şirketlerde başarı için biz olmak geriyor. Ben değil biz derseniz başarırsınız” dedi.

Toplantının açılışında konuşan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, iş insanlarının işlerini kurarken, başarıya ulaşırken yaşadıkları zorlukları paylaşmasının önemli olduğunu söyledi. İZSİAD Başarı Sohbetleri konuğu olarak bu hafta Batı Merdane Kauçuk Şirket Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duran’ı ağırladıklarının söyleyen Küçükkurt, “Hasan Duran dişiyle tırnağıyla çalışarak kurduğu şirketi iki kez ayağa kaldırmayı başarmış, önemli bir başarı hikayesine sahip” diye konuştu.

Lüleburgaz’dan İzmir’e uzanan yolculuk

Batı Merdane Kauçuk Şirket Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Duran, konuşmasına okul hayatını anlatarak başladı. 1964 Lüleburgaz doğumlu olduğunu anlatan Duran, “Evliyim, üç kız babasıyım. Üç kız babası olmak benim hayatımın en güzel dönemeçlerini oluşturuyor diyebilirim” dedi. Çiftçi ailenin çocuğu olarak liseye gitme döneminde okuyup okumama kararsızlığına düştüklerini söyleyen Duran, “O dönemde uzun okuma düşünülmüyordu. Bir an önce meslek sahibi olma motivasyonu vardı. Lüleburgaz Ticaret Lisesi’ne girip mezun olunca fabrikada çalışmayı planlıyorduk” dedi.

İzmir İktisadi İdari Bilimler, İşletme Bölümü’nü kazandığını anlatan Duran, “Hedefim mezun olup memleketime dönmekti. Ancak okul bitince dengeler değişti ve evlenerek İzmir’de kalmaya karar verdik. Bir muhasebe şirketine girerek çalışmaya başladım” dedi.

Askerlikten sonra bir dönem işsiz kaldığını ve bu dönem bir okul arkadaşı ile ticarete atıldığını anlatan Duran, “Bu dönemde 5 Nisan krizi çıktı. Bizim şirket de zor duruma düştü. 1994 yılından sonra İzzet Süsoy ile şirketin durumunu değerlendirerek ortaklık yapmaya karar verdik. O batık durumdan şirketimizi beraber ayağa kaldırdık. Ayrı ayrı ortaklar yerine ‘biz’ olduk. Zor durumdan beraber çalışarak çıktık” dedi.

Matbaa makineleri, baskı makineleri merdane üretimi yaparak bugünlere geldiklerini ifade eden Duran, “Matbaa, ambalaj, deri, tekstil sanayinde kullanılan kauçuk merdanenin üretimini yapıyoruz. Her işin olduğu gibi bunun da kendine has özellikleri var. Biz de bir pazar araştırması yaparak müşterilerin ihtiyaçlarını belirledik ve ona göre hedeflerimizi belirleyerek işe başladık” diye konuştu.

1996 yılında matbaa fuarına gittiklerini, kataloglarını hazırlayarak bu fuara katıldıklarını anlatan Duran, “12 metrelik stantta ciddi bir ilgi gördük. Bu bizi daha da şevklendirdi ve 1997 yılında İstanbul Müdürlüğü’müzü kurduk” dedi.

1998 yılı fuarına da katıldıklarını söyleyen Duran, “Daha iyi hazırlanarak bu fuara katıldık ve yurtdışı bağlantıları kurduk ve ihracatı da keşfettik” dedi.

“Fabrikamız yandı, sıfırdan başladık”

Yeni yer alarak üretim bantlarını genişlettiklerini anlatan Duran, “Her şey iyi giderken 2000 yılı geldi ve hayatın bizim için başka hesapları olduğunu öğrendik. Gece telefonumuz çaldı ve iş yerimizin yandığı söylendi. Kauçuk yanıcı bir ürün. Gün ağardı ama itfaiye yangını söndüremedi. Büyük bir stoğumuz vardı, hepsi gitti. Ama bir baktık, tüm fabrika yanmış ama 12 metrekare ofisimiz duruyor. Hayata da oradan tutunduk ve her şeyi baştan kurduk. Bu süreçte itibar biriktirdiğimizi de gördük, piyasadan, çalışanlarımızdan her kesimden destek gördük” dedi.

Üstüne bir de 2001 şubat krizinin geldiğini anlatan Duran, “1994 krizinde banka kredileri nedeniyle zor duruma düşmüştük ve o zamandan sonra kredi kullanmıyorduk. Üstüne yangın krizi ile uğraştığımız için bu 2001 krizini hasarsız atlatmayı başardık” dedi.

Sonrasında Ankara Bölge Müdürlüğü’nü kurduklarını anlatan Duran, “2004 yılında ihracata odaklanmaya karar verdik. 2004 yılında bir partner bularak Atina’da da bir temsilcilik açtık” dedi. Yunanistan’daki partner ile anlaşamadıkları için 2006 yılında Atina ofisini kapadıklarını söyleyen Duran, sözlerini şöyle tamamladı:

“2006 yılında aldığımız bir karar ile dönüşümlü yöneticilik modeline geçtik. 2019 yılına kadar bu şekilde çalıştık. 2019 yılında şirketin bekasını düşünerek çocuklarımıza bu işi devretmenin yollarını arayalım dedik. Pazarlama ve üretim bölümlerimizi ayırarak kız çocuklarımızı pazarlamaya alarak işi öğretmeye başladık. Böylece ikinci kuşağı devreye almış olduk. Artık bugün tüm Türkiye’deki matbaacılara merdane verir olduk. Tanzanya’dan İran’a kadar merdanemiz var. 4 personel ile çıktığımız yolda 55 personel ile devam ediyoruz.”