İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu: “Esnafımız, işyerleri için gelecek kaygısı yaşıyor”

İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu, corona sürecinde hazırladıkları, esnaf ve sanatkârların durumunu irdeleyen çalışma hakkında arkadaşımız Selin Tekin’e bilgi veriyor.

Zekeriya Mutlu… İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı.Heyecanlı, samimi ve üzgün…İzmir’in en büyük meslek örgütü olan İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’nde 2007 yılından bu yana Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.  Sivil Toplum Kuruluşlarında etkin rol oynayan Mutlu, EGEV Yönetim, EGE-KOOP Danışma, İZ-KA Yönetim, İl İstihdam ve Mesleki Eğitim ve Yürütme Kurulu Üyeliği görevlerini de sürdürüyor.
Mutlu, “Can yoldaşlarımız, kader arkadaşlarımız…” dediği esnaf ve sanatkârları Pandemi sürecinde bir an olsun yalnız bırakmadı.
Salgında en ağır hasarı alan meslek guruplarından biri esnaf ve sanatkârlar oldu.  Mutlu, 14 aydır tek gündemlerinin Pandemi olduğunu söylüyor.  Yaptıkları araştırmaya göre, esnafın gelecek kaygısı hat safhada…
Zor günler geçirdiklerini ve büyük üzüntüler yaşadıklarını belirten Mutlu, “Birinci üzüntü duyduğumuz konu kuralların eşitsiz ve adaletsiz konulmasıydı. İkincisi ise sorunun sebebi esnaflarmış gibi gösterilmesiydi. Sorunu esnaflar yaratmış gibi lokantalar ve kafeler kapatıldı” diyor. Mutlu, eğer ülkede sorun varsa o sorunu herkesin beraberce omuzlaması gerektiğine vurgu yapıyor.
Mutlu, esnafa verilen desteklere teşekkür ettiğini, desteklerin katkı koyduğunu ama sıkıntıları gidermediğini şu sözlerle dile getiriyor: “Bizim giderlerimizi bu destekler karşılayamıyor. Bu destekler bizi eski halimize götürmüyor. Bu tür destekler bir kereye mahsus değil, sürecin sonuna kadar düşünülmeli.”
“Başkanlar Konuşuyor” serimizin bu haftaki konuğu Zekeriya Mutlu ile pandemi sürecinin esnaf ve sanatkârlara etkilerini konuştuk.

“Kurallar adaletsiz konuldu”

-14 aydır süren Pandemi döneminde üzerinizdeki sorumluluk çok fazlaydı.  Bu süreçte Esnaf ve Sanatkarlar Odası olarak neler yaşadınız? Esnaflar neler yaşadı? Bir başkan olarak hisleriniz neler?

Çok üzüldüm… Dükkânı kapalı olan bu insanların üzüntüsünü bizzat yaşayan bir başkan olarak sorunların bir an önce düzeltilebilmesi için çabaladık. Gerekli çalışmaların gerekli kurumlarla iş birliği içerisinde yapılması için, bu sorunları çözmeye yönelik büyük çaba sarf ettik. Yapabildiklerimiz oldu, yapamadıklarımız oldu. Eksiklerimiz oldu, fazlalarımız oldu. Bu süreç içerisinde en çok üzüldüğüm konu alınan tedbirlerin, çıkan yönetmeliklerin adil olmamasıydı.  Ben lokantacıyım. Benimki kapalı, havaalanındaki, alışveriş mağazasındaki açık… Eğer bir tedbir alınıyorsa, bir kural konuluyorsa sana da, bana da, ona da bu ülkenin vatandaşlarının hepsine eşit olarak uygulanmalı. Kış sezonunda kayak sektöründe kayan insanları, aileleri ile gidenleri hepimiz televizyonda izledik. Niye onlara serbestti de Kemeraltı’na yasaktı? Hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız. Virüsü alışveriş mağazasına giren 500 kişi mi daha çok bulaştırıyor? Yoksa senin evin altındaki bakkala giden 3 kişi mi? Niye 3 kişinin gittiği bakkal kapalı da, 500 kişinin gittiği alışveriş mağazası açık?
Üzüntülerimiz, kuralların eşitsiz ve adaletsiz konulmasıydı. Biz bunları ilgili makamlara bildirdik. Dedik ki: “Neden pazar günleri, bizim ayakkabıcılarımızın dükkanları kapalı da alışveriş merkezlerindeki ayakkabı reyonları açık?” İlgili makamlar, bizi dinlediler, baktılar ki doğru söylüyoruz. Bu kez onların reyonlarını da kapattılar.
Biz bu ülkenin insanlarıyız, memleketini seven insanlarız, aile terbiyesi almış insanlarız, esnaflık terbiyesi almış insanlarız. Konulan kurallara esnaf teşkilatı harfiyen uyar. Hiç itiraz etmez. Ama eşitlik ve adillik ilkesine göre kurallar konulmalıdır.
İkinci olarak üzüldüğüm konu da Pandeminin sorumlusunun esnaf teşkilatı gibi görülmesi oldu. Sanki bu sorunu esnaf teşkilatı yarattı. Lokantadan, kafeden kaynaklanıyormuş gibi oralar yasaklandı. Sanki sorunun sebebi esnafmış gibi gösterilmesinden çok büyük bir üzüntü duydum.
Bunun için gerekli tedbirleri almaya yönelik olarak birlik ve beraberlik içinde bütün üyelerimizle çalışmalar yaptık. Oturma düzeni, hijyen kuralları… İlgili makamlarla görüştük, valimizle, belediye başkanlarımızla, bakanlıklarla görüştük. Esnaf Odaları Birliği olarak elimizden gelen katkıyı koymaya çalıştık.
Bunların uygulanmasında, eğer bir ülkede sorun varsa o sorunu bütün ülkenin bütün katmanlarının beraberce omuzlaması gerektiğini düşünüyorum. Oysa tüm üzüntüyü çekenler esnaf ve sanatkârlar oldu. Dolayısıyla bunun da eşit, adil ve hakkaniyetli yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bunlardan dolayı çok zor günler geçirdik.

“Destekler bir kereye mahsus olmamalı”

-Yerel ve merkezi hükümetten nasıl destekler alındı? Cumhurbaşkanının son günlerde duyurduğu hibe desteğine ilişkin değerlendirmeniz nedir?

Belediyeden, hükümetten destek aldık teşekkür ederiz. Ama bu destekler bizim sorunlarımızı çözdü mü? Hayır. Bu destekler bizleri eski zamandaki durumumuza geri getirmez. İnsanların kirası 50 bin lira. 5 bin lira verilmesi durumu ne kadar düzeltebilir ki? Bu da bir defaya mahsus veriliyor. Hem merkezi hükümet hem yerel hükümetten büyükşehir ve 30 ilçe belediyesi ellerinden gelen desteği sağlamaya çalıştılar. Gıda, hijyen paketleri, kahvecilere maddi destek, gevrekçilere maddi destek… Büyükşehir en son kantincilere destek verdi. Yerel yönetimden gerekli desteği gördük. Başta Tunç Soyer olmak üzere tüm ilçe belediye başkanlarına teşekkür ederim.  Merkezi hükümetten de destek gördük, 25 bin lira kredi desteği aldık, ciro kaybı desteği aldık, kira desteği aldık. Son olarak 3 bin 5 bin lira maddi katkı desteği aldık. Yapılan açıklamalara dayanarak Esnaf Sicil kayıtlarımızdan çıkardığımız verilere göre, İzmir’de bu yardımlardan toplamda 60 bin 74 esnaf ve sanatkâr yararlanabilecek. 5 bin lira destekten 14.232 üyemiz 71 milyon 160 bin lira, 3 bin lira destekten 45. 842 üyemiz 137 milyon 526 bin lira tutarlarında yararlanabilecek. Yani toplamda 60 bin küsur üyemizin 208 milyon 686 bin lira hibe destek alabilmesi söz konusu. Bu hiç de azımsanacak bir rakam değil. Cumhurbaşkanımıza, hükümet üyelerine, Ticaret Bakanlığı’na ve Esnaf Sanatkârlar Genel Müdürlüğü’ne teşekkür ediyoruz. Bu destekler katkı koyuyor ama sıkıntımızı çözmüyor. Çünkü bizim 14 aydır kapalı olan dükkânımızın sorunu 3 bin lira 5 bin lira ile çözülemez. Biz 14 aydır kiralarımızı ödeyemiyoruz. 14 aydır eve ekmek götüremiyoruz. Elektrik paramız var, su paramız var. Bizim giderlerimizi bu destekler karşılayamıyor. Bu destekler bizi eski halimize götürmüyor. Bu tür desteklerin bir kereye mahsus değil, sürecin sonuna kadar düşünülmesi daha doğru olacaktır.

“Delik büyük, yama küçük”

-Esnaflar olarak bugün durumunuz nedir?

Delik büyük, imkânlar ölçüsünde düşünülen yama küçük. Ancak her şeyden önce ülke yöneticilerinin iyi niyeti, taleplerimize karşı sessiz kalmayarak duyarlılık göstermeleri sevindirici olmuştur. Tekrar tekrar söylüyorum, uygulanan kapanma ve sınırlandırmalardan en fazla esnaf sanatkârlar etkilenmiştir. İşyeri kapanan veya açık da olsa iş yapamayan üyelerimiz, aldıkları kredi desteklerinin bile geri ödemelerini yapamaz, kiralarını ve borçlarını ödeyemez durumdalar. Buna rağmen toplum sağlığını ön planda tutmaya özen gösteriyoruz. Çünkü halkın çoğunluğunu oluşturan bir kesim olarak vaka ve kayıp sayısının artması bizi de endişelendiriyor ve üzüyor. Bu nedenle önlemlere büyük özveri ile uyuyor, işimizi kaybetme pahasına halk sağlığı için üzerimize düşeni yerine getirmeye devam ediyoruz.

“İşyerlerimiz açıksa ‘Hayırlı işler’ denilmesi bize yeter”

-Peki neler yapılabilir, süreç nasıl yönetilebilir?

Aşılar hızla yapılıp bütün ülke aşılanırsa, ölüm oranları ve vaka sayıları düşerse mekânlar, 21.00’a kadar değil de 24.00’e kadar açık kalsın denilirse, insanlar da kendine güvenerek tüketime yönelirse, yurtdışından turistler gelip alışveriş ederse, kısıtlamalar, yasaklamalar kalkarsa birbirimizi kucaklayarak bu sorunu aşabiliriz. Şimdiden sonra biz isteriz ki bizim dükkânlarımız açık olsun. Biz destek falan istemeyiz. Biz esnafız, dükkânımız, iş yerimiz açıksa “Hayırlı işler” demeniz bize destektir. Esnafa en büyük destek işletmelerin açılması, yöneticilerin, insanların “Hayırlı işler” dilemesidir.
Yeter ki Sağlık Bakanımız “Vaka şu kadar, ölü sayısı şu kadar” demesin, çünkü bizim yüreklerimiz cız ediyor. Biz insanız… Sevdiklerimizi kaybettik. Esnaflarımızı kaybettik. Dostlarımızı kaybettik. Bunlar bizim için daha önemli. Bizi istiyoruz ki bizde “vaka sayısı 0, ölü sayısı 0” olsun. Bizim de işyerlerimiz açık olsun. Hiçbir desteğe ihtiyacımız yok. Bunu yakalayabilecek ortamı yaratmak için hepimizin görevi var. Kurallara uyacağız, maskemizi takacağız. Tetkikimizi yaptıracağız. Aşımızı yaptıracağız. Koşa koşa aşıya gideceğiz. Eski günlerdeki gibi birbirimizi kucaklayarak birbirimize sarılarak birbirimize “Hoş geldin” diyebileceğimiz ortamları yaratmak istiyoruz. Bunları yapabilecek her şey bizde var. Herkesin kurallara riayet etmesi ile aşılamaların gerçekleşmesi ile bunu sağlayacağız.

-1 Haziran’dan itibaren kademeli normalleşme tedbirleri açıklandı. Konuya ilişkin değerlendirmeniz nedir? Esnaf toparlanmaya başlayacak mı?

Bu gelişme, bir ölçüde esnaf ve sanatkârlara nefes aldıracaktır. Üyelerimiz bugüne kadar işlerini kaybetme pahasına tedbirlere uymaya özen gösterdi. Bundan sonra da aynı hassasiyetimiz sürecek. Esnaf kesimi hem toplum sağlığını hem de işini düşünüyor. Daha sağlıklı günler, tam normalleşme için toplumun her kesimi sorumluluk içinde kurallara uymalı. Kepenkleri kapalı olan ve yeni kararları heyecanla bekleyen esnaf sanatkârlarımız bir nebze rahatladı. Bazı sınırlandırmalara rağmen işletmelerin faaliyete geçmesi ile çarklar yavaş yavaş dönmeye başlayacak.

“Bazı meslek kollarında sıkıntı sürüyor”

-Hangi meslek kollarında sıkıntı devam ediyor?

İçkili mekânlarda, kahvehanelerde ve bazı meslek kollarında sıkıntı sürüyor. Akşam yediden sonra müşteri almaya başlayan restoranlar, sürecin başından itibaren kapalı olan birahaneler, gazinolar, hamam-sauna, nargile kafeleri, okul kantinleri ve servisleri gibi iş kolları büyük sıkıntı yaşıyor. Kahvehanelerde oyunun yasaklanması da işletmenin müşteri potansiyelini neredeyse sıfırlıyor. Netice itibarı ile bu herkesin özveride bulunması gereken bir süreç. Toplumsal duyarlılığımız ile salgınla mücadelede iyi sonuçlar alacağımıza ve hep birlikte zor günleri aşacağımıza inanıyorum.

“Toparlanma Kredileri verilmeli”

-Esnafın beklentisi nedir?


Vatandaşlarımızın maske / mesafe / hijyen kurallarına dikkat etmesi, denetimlerin etkinleştirilmesi salgın ile mücadelede önemli mesafe kat etmemizi sağlayacaktır.

İşletmelerimiz bugüne kadar özveri ile genelgelere ve alınan tedbirlere uydu. Bundan sonra da kurallar doğrultusunda işlerinin başında olacaklardır.

Ama büyük fedakârlıklarda bulunan ve işlerini kaybetme noktasına gelen üyelerimiz için bazı tedbirlerin alınması da zaruri hale gelmiştir. Bu çerçevede, bir kereliğine verilen 3-5 bin lira hibelerin, işyerlerini Haziran ayında da açamayan üyelerimiz için sürdürülmesini talep ediyoruz. Ayrıca üyelerimize yönelik birkaç yıl geri ödemesiz, uzun vadeli, düşük faizli Toparlanma Kredilerinin planlanması yararlı olacaktır. Aynı şekilde çalışamayan esnafın devlete ve bankalara olan borçları faizsiz bir yıl ötelenmelidir.

Stopaj ve katı atık bedeli konusunda esnaf kesiminin maruz kaldığı haksız uygulamalara da bir çözüm getirilmeli, işletmeleri uzun süredir kapalı olan esnafın mülk sahipleri ile yaşadığı sorunları gidermek için hazırlanan yasal düzenlemeye hız verilmedir.
Aşılamayı hızla yapıp vakanın olmadığı bir ortamda çabucak kendimizi toparlarız. Pandemiden sonra mahallemizdeki esnafı ve sanatkarı  koruyabilecek bir sistem oturtursak alışverişlerimizi oradan yaparsak esnafa katkı koyarız. Beklentimiz budur.

“Esnaf geleceğinden kaygılı”

-İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği olarak Corona sürecinde esnaf sanatkârların durumunu irdeleyen bilimsel bir çalışma hazırladınız. Anket çalışması kaç kişiye yapıldı? Kimler katıldı? Bunu yapmaktaki amacınız neydi?


43 farklı işkolunda 866 esnaf sanatkâr ile sahada yapılan anket çalışmaları sonucunda hazırlanan rapor, esnaf sanatkârların olumlu veya olumsuz olarak süreçten nasıl etkilendiği, faaliyetlerinde ne gibi değişikliklere gittiği, istihdam, sermaye ve iş kayıpları başta olmak üzere pek çok sorunun cevabını bilimsel verilerle yanıtladı. 

Ankete katılanların faaliyet süreleri çoğunlukla 5-20 yıl arasında değişirken, yüzde 39’u satış, yüzde 36’sı hizmet, yüzde 10’u üretim, yüzde 15’i ise hem üretim hem satış alanında çalışıyor. Yüzde 16’sı kadın, yüzde 84’ü erkek esnaf sanatkârdan oluşan katılımcıların yüzde 22’si tek başına çalışıyor. Yüzde 65’si ise, 3 çalışana kadar istihdam eden üyelerden oluşuyor. 

Anket sonuçlarından elde edilen verilerle hazırlanan yaklaşık 600 sayfalık kitabı kamuoyuna tanıttık. Esnaf işletmelerine gidilerek yapılan anketlerin sağlıklı ve verimli sonuçlar vermesi için 43 ihtisas odası ile işbirliği yaptık.

Ayakkabıcılar, büfe/kantinciler, şoförler, kırtasiyeciler, dökümcüler gibi farklı meslek kollarında araştırma yaptık. Her mesleğin kendine göre durum analizlerini yaptık, farklı verilerini tespit ettik.

-Peki, nasıl bir sonuç elde ettiniz?

Sonuçlar bize, üyelerimizin salgın sürecinden olumsuz yönde en fazla etkilenen kesimlerin arasında olduğunu gösterdi.

Çalışmadan elde edilen ortalama sonuçlara göre bu süreçte esnaf sanatkârların, işleri yüzde 83 oranında düşmüş, yüzde 26 oranında istihdam kaybı yaşamışlar. Ankete katılanların yüzde 71’i kiracı iken, kredilerden yararlanma oranları ise yüzde 38’i geçememiş.

Meslek dalına göre etkilenme dereceleri farlılık göstermekle beraber, tüm esnaf işletmeleri salgından olumsuz yönde etkilendi. Hazırlanan rapordan çıkan en belirgin sonuç; “esnaf sanatkârların işyerleri ile ilgili ‘Gelecek Kaygısı’ yaşadığı…”

SELİN TEKİN