Trans kadınların yaşadığı dramatik olaylara bir yenisi daha eklendi. 2018 yılı Ağustos ayında İstanbul Beyoğlu'nda yaşadığı apartmanda boğazı kesilerek öldürülen trans kadın Esra Ateş'in ailesi iddiaya göre Ateş'in cenazesini 'dine aykırı' gerekçesiyle kabul etmemişti ancak Esra Ateş'ten kalan iki evin mirasını kabul etti.
Ahval'in haberine göre, mahkeme vasiyet sahipleri olarak anne ve babasını tespit etti. Esra'nın cenazesini 'dine aykırı' diyerek reddeden ailesi, mahkemeye gitti ve mirası kabul etti. Ateş'in sahip olduğu ve 'yüklü miktarda' olduğu belirtilen para ile evlerin sahibi oldu.
Ayrıca Ahval'in haberinde 9 Eylül Gazetesi'nden Seçkin Öner'in yazısına da yer verildi. Öner yaşanan bu olayı köşesine taşıyarak, "Evlerin ve yüklü miktar paranın sahibi oldular. “Ahlaki ve dinsel” gerekçeleri bir anda yok oldu… Al sana ahlak… Al sana terbiye… Al sana dinsel inanış… Yeni ahlak düzeni böyle işte… Kalabalığı bulduğunda cesaret timsali, Gazetecileri gördüklerinde dürüstlük abidesi, Cuma namazı çıkışında melek, Meclis toplantılarında, vatan millet Sakarya…
Kapalı kapılar ardında ise ver mehteri, ver coşkuyu… Bu iki yüzlü, maskeli, insanların arasında dolanıyoruz ya. Bizimkisi daha acı… Adamın ne yaptığını , neler yaptığını biliyorsun, duyuyorsun, yeri geliyor, tam kanıtını bulamıyorsun o yüzden yazamıyorsun, çizemiyorsun. Sonra aynı adamı bir konuşması sırasında dinliyorsun. Bıraksan İzmir’i o kurtardı...
Yeni ahlak düzeni bu işte… Kalabalık içinde, al tokmağı Esra’ya vur. Ele güne karşı delikanlı, hümanist, iyilik timsali baba ol. Gel karanlık köşelere, Esraların mirasını topla, üstüne otur…
Yetmedi… Cuma’ya git, af dile Allah’tan… Ha birde gerin camii bahçesinde, derin derin… Uzun görün, bolca görün… Şimdi; Asıl ahlaksız kim? Esra'nın babası ve annesi, katil şu maskeli yüzler Ben?" ifadelerini kullandı.