Dünya iki beceri ile yönetilemez, bize yenilikler lazım

İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakan Abacıoğlu, üniversiteye güç katacak yeni merkezler kuracaklarını kaydetti.

Yeni dönemde önem verecekleri alanlardan birinin de yapay zeka olacağını ifade eden Abacıoğlu, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin bu alanda güçlü bir altyapısının olduğunu, büyüme noktasında olduklarını kaydetti. Abacıoğlu, “Sadece belli bilgi ve beceriye sahip kişiyi, iş yaşamına sokmaya kalkarsak dünyayı daha farklı boyutta algılayabilen, yaratıcı düşünebilen, daha sorgulayıcı bakabilen insanları ıskalama ihtimali var. Buna dikkat etmek zorundayız. Sadece 2 tane beceri ile dünya yönetilebilir bir yer değil. Bize yenilikler gerekli” dedi.

 

Prof. Dr. Hakan Abacıoğlu, Gözlem Gazetesi Yayın Kurulu Toplantısının konuğu oldu. Abacıoğlu, İEÜ’nün projelerini ve hedeflerini paylaştı. Günümüzde üniversiteden beklentilerin değiştiğini aktaran Abacıoğlu, dünyadaki değişimler ışığında üniversitelerin geleceğine dair değerlendirmelerde bulundu.

 

İş dünyasının üniversiteden beklentilerinin, üniversiteyi şekillendiren faktörler arasında olduğunu belirten Abacıoğlu, belli yetkinliklerin istenilen seviyelerde edinilmesini hedefleyen yeterliliklere dayalı eğitim modelinin Türkiye dahil hemen hemen her ülkede yaygın olarak kullanıldığını dile getirdi. Bu modelin akademinin, endüstriden gelen talebe cevap verme biçimi olduğunu ifade eden Abacıoğlu, “Yeterlilik denildiği zaman sadece bilgi değil beceri de kazandırılması gerekiyor. Bilginin nasıl kullanılacağına yönelik beceri donanım setlerinin de edinilmesi gerekiyor. Bu modelin doğal olarak anlaşılması, doğru biçimde uygulanması zaman alıyor. Alışkanlıklar gelenekler o kadar hızlı terk edilemiyor.  Yeterliliklere dayalı eğitim tüm dünyada gündeme geldi ama hala yeterli olmadı” dedi.

 

“Gündemde mikro yeterlilikler var”

Günümüzde, mikro yeterlilikler konusunun ise gündemde olduğunu bildiren Abacıoğlu, belirli bir alanda uzmanlaşma sağlayan kısa ve yoğun eğitim modülleri olan mikro yeterlilikler, öğretimde direkt sonuca gitme amacı güdüyor. Uzun eğitimler değil, küçük paketler halinde veriliyor. İş dünyasının gereksinim duyduğu küçük becerilere yönelik eğitimler oluyor. Toplumda iş sahibi olan insanların yeniden beceri setleri kazandırılması sürecine de ihtiyaç var. Dijital dönüşüm ve başka dönüşümler oluyor. Kişilerin bunlara uyum sağlaması için ek eğitimlere ihtiyaç var. Mikro yeterlilik kavramının öne çıkarılması gereken kavramlardan bir tanesi” dedi.

 

“Artık bilgi değil beceri ön planda”

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin mikro yeterlilik konusuna yöneldiğini ileten Abacıoğlu, “Bu doğrultuda mesleki yeterlilikler kurumu ile iki ayrı çalıştay düzenledik. Bu çalıştayın ilkine iş dünyasının önde gelen insan kaynakları yöneticileri ve işverenlerini davet ettik. Onlara üniversite mezununda ne aradıklarını sorduk. Çoğunluk, İletişim becerisi, kişiler arası ilişkileri yönetebilme, sorun çözebilme, takım çalışmasını yürütebilme gibi sosyal becerilere önem verdiğini söyledi. Bunun dışında öne çıkan ise eleştirel düşünme, sistemik, boyutu da öngörerek düşünebilme gibi başlıkları içinde toplayan bilişsel beceriler oldu. Bunun içerisinde bilgi sayılmadı, beceriler öne çıktı” ifadelerine yer verdi.

 

“E-Öğrenme platformu hazırladık”

Mikro yeterlilikler konusuna yönelik bir elektrik öğrenme platformu oluşturduklarını söyleyen Abacıoğlu, “Bir altyapı çalışması yaptık. Altyapısı hazırlandı, Nisan ayı gibi devreye alacağız. Uluslararası farklı eğitimler veren Coursera platformunun eşdeğeri olarak düşünülebilir. Geliştirilmiş bir yazılımla yapıldı. Kendi materyallerimizi üretmeye başladık. İlk pilot çalışmalar yapılıyor. Mikro yeterliliklerin, yabancı diller yüksek okulu içerisinde yüz yüze eğitim kısa paketler şeklinde uygulamalarını yaptık. Öğrencilere eleştirel düşünme, bilgi kaynaklarına erişme, bilimsel yazı yazma gibi küçük eğitim paketleri verdik. Son derece de başarılı sonuçlar aldık. Bunların sayısını giderek artırmaya, yüzlerce binlerce organize model kurmaya çalışıyoruz. Bu modeli önce öğrencilerimiz ve çalışanlarımız için uygulayacağız ardından topluma açacağız. Çünkü toplumsal katkı boyutu çok önemsediğimiz bir başka boyut” diye konuştu.

 

“Dünya dijital portfolyoya geçiyor”

Platformda, kişinin aldığı eğitimlerin klasörüne konulacağını bir sistem hazırladıklarını söyleyen Abacıoğlu, “O sistemin içine kapsayıcı eğitim dosyası, portfolyo gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Öğrencinin sadece akademik transkripti değil, sosyal transkrip dediğimiz, sosyal sorumluluk projelerinde yer alma, toplumsal katkı süreçlerindeki görevleri, onun dışında mikro krediler, hangi eğitimleri aldıkları gibi birçok donanımının dijital ortamda tutulan dosyalara ihtiyaç var. Dünyada bu tarafa gidildiğini görüyoruz. Öğrencilerimiz mezun olduklarında diplomalarının yanı sıra sosyal transkripleri, akademik transkripleri, aldıkları mikro yeterlilik eğitimlerinin tamamını kapsayacak bir dijital dosyaları olacak. Dünyadaki bu işin öncüleri olan akademisyenlerle iletişim içindeyiz. Bunun dünyada bir standardı oluşturulmaya çalışılıyor. Çünkü uluslararası geçerliliği olan bir sisteme döndürülmek isteniyor. Türkiye’de bu konuda oldukça öndeyiz” dedi.

 

“Platform nisanda devrede”

Mikro yeterlilikler bağlamında mesleki yeterlilikler kurumu ile yakın çalıştıklarını ve iş birliklerinin devam edeceğini belirten Abacıoğlu, “E-öğrenme platformunun pilot çalışmaları yapıldı. Nisan-Mayıs ayı gibi devreye alacağımız majör işlerden biri oldu” dedi.

 

“Eğitim akademinin dışına taşıyor”

Okul dışı öğrenmenin giderek öne çıkan kavramlardan biri olduğunu dile getiren Abacıoğlu, “YÖK’ün okul dışı öğrenmelerin kabulü sayılmasına yönelik tebliğleri başladı. Giderek eğitim, akademik yapının dışına taşmakta olan bir şeye dönüşüyor. Bu yapının doğru yönetilmesi gerekiyor. Örneğin Amerika’da şu anda yazılım dünyası diploma aramıyor. Yetkinliğe bakıyor. Kod yazıp oraya gelebiliyorsa onu doğrudan doğruya alıyor. Bu üniversite açısından önemli bir tehdit. Üniversite diplomasının geçerliliği, iş dünyasının neyi yetkinlik belgesi olarak kabul ettiğiyle ilişkili bir yere evrilmiş durumda. Dolayısıyla üniversite kendini burada çok doğru bir yere konumlamak zorunda. Bu bir tehdit. Bu tehdidin doğru anlaşılıp doğru yönetilmesi gerekiyor” diye konuştu.

 

“Dikkat, yaratıcı insanları ıskalayabiliriz”

Abacıoğlu, üniversitenin iş dünyasının ihtiyaçlarını dinlemesinin önemli olduğunu fakat sınırın iyi belirlenmesi gerektiğini, aşıldığı takdirde tehlikenin ortaya çıkabileceğini söyledi. Abacıoğlu, “Sadece belli bilgi ve beceriye sahip insanı, iş yaşamına sokmaya kalkarsak dünyayı daha farklı boyutta algılayabilen, yaratıcı düşünebilen, daha sorgulayıcı bakabilen insanları ıskalama ihtimali var. Buna dikkat etmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Sadece 2 tane beceri ile dünya yönetilebilir bir yer değil. Bize yenilikler gerekli” sözlerine yer verdi.

 

“Ana hedef, sürdürülebilirlik”

Ekolojik sürdürülebilirlik ve diğer tüm alanlarda sürdürülebilirlik kavramının, üniversitenin ana hedeflerinden biri olduğunu aktaran Abacıoğlu, “Üniversitede Sürdürülebilirlik Araştırma Uygulama Merkezimiz kuruldu. Bu merkez, özellikle enerji politikaları ile ilgilenen bir merkez. Biz o merkezin içine bir sürdürülebilirlik merkezi kurmak için çalışmalar yürütüyoruz. Üniversitenin tüm karbon ayak izi analizini yaptık. Elimizde ölçümümüz var. Artık karbon ayak izin azaltmak için net somut hedefler koyabiliriz. Öğrencilerle farkındalık çalışmaları yapıyoruz, onlar da katılmaya istekliler. Sürdürülebilirlikle ilişkili şeyler üniversitenin vizyonunu oluşturuyor. Vizyonumuzu şöyle belirledik: sürdürülebilir bir yaşam için yaratıcı ve dönüştürücü çözümler üreten bir üniversite.”

 

“Afet Yönetimi Merkezini hayata geçireceğiz”

Afet Yönetimi ve Risk Azaltma Merkezi’ni hayata geçireceklerini belirten Abacıoğlu, bu merkezin depremin yanı sıra susuzluk gibi arka plana atılan afetlerle ilgili çalışmalar yapacağını paylaştı.  Abacıoğlu, “Afet riski sadece depremle sınırlı değil. İzmir’in bu konudaki riski bilindik bir şey ama kuraklık da İzmir’de deprem kadar önemli bir risk. Çok konuşmayı tercih etmediğimiz çok ciddi bir sorun. Bütün veriler bunların artacağını gösteriyor. Bununla ilgili tarım uygulamalarının değişmesi lazım. Kentleşmenin değişmesi gerekiyor… İzmir’deki insanların eğitilmesi gerekiyor” dedi.

 

“Karmaşık Sistemler Merkezi kuracağız”

Karmaşık Sistemler Merkezi kuracaklarını da duyuran Abacıoğlu, “Bu son 3-4 yıldır modellerin alındığı bir alan. Bizde de bu alanda güçlü bir kadro var. Biz bu yapılanma modeli ile ciddi olarak ilgileniyoruz. Bunun sinir biliminden beynin nasıl çalıştığından tutun matematik modellere, iklim modellerinin yapılmasından tutun da uzaya kadar giden birçok alanda uygulaması var. Biz böyle bir merkez oluşturarak temel bilim anlamında ve bunu daha sonra uygulamalı alanlara entegre ederek büyümek istiyoruz. Güçlü bir alan oluşacağını düşünüyoruz. İlerinin birtakım sorunlarına cevap verecek. Dünyada böyle belli merkezler var umarım biz de geliştirebiliriz. İlk toplantılarımızı yaptık” şeklinde konuştu.

 

“Yapay zeka projelerimiz öne çıkıyor”

Yapay zekanın öne çıkardıkları ana projelerden biri olduğunu vurgulayan Abacıoğlu, “Güçlü olduğumuz bir alan. Bu alanda çalışan 20 akademisyenimiz var.  Nitelikli, üst düzey yayın yapan, kaliteli bir ekibimiz var. Kendi şirketimiz üzerinden yapay zeka merkezimizi yapılandırıyoruz. Orada da yeni bir model deniyor olacağız. O alanda da büyüme noktasındayız” dedi. Abacıoğlu, “Türkiye’de inovatif üniversite kavramında Bilkent ve Sabancı’dan sonra 3. üniversiteyiz. Bu kapasitemizi güçlendirerek devam etmek istiyoruz. İnovatif alanda robotikten yapay zekaya birçok ekibimiz var” sözlerine yer verdi.