Borsalar, balonlar ve deepseek

Kapitalist teorinin temeli; üretim ve dağıtım mülkiyetinin kişiselleşmesi ve rekabet yoluyla en uygun fiyatın oluşturulmasıdır. Yani kapitalist sistemin kerameti, rekabete dayalı olmasıdır. Ancak zamanla rekabetin kerameti unutulmuş, Kapitalizmin temeline spekülasyon oturtulmuştur. Spekülasyon da, Kapitalist servetlerin temelini oluşturmuştur. Borsa üzerinden finansal spekülasyon ve balonlarla servet oluşturma, kapitalizmin ana işlevi haline gelmiştir. Böylece kapitalizmin emeği istismar etmesinin daha ötesinde, kapitalizm tasarrufları istismar eder hale gelmiştir.

Geçen hafta yazmıştık, ‘’Muhteşem Yedili’’ olarak adlandırılan Amerika’nın iletişim ve yapay zekâ devleri Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla’nın hisse fiyatları geçen yıl büyük bir borsa spekülasyonu gerçekleştirdiler. Yapay zekânın şirket karlarını artıracağı beklentisiyle teknoloji hisselerini %170’e kadar artırdılar. Bu artışta, 2 milyar dolar seçim yardımı karşılığı Trump’ın, Amerika’yı ‘’Yapay Zekâ Üssü’’ yapma deklarasyonu çok büyük rol oynadı. Mesela, yapay zekâ çipleri üreten Nvidia hisseleri %171 arttı. Şirketin piyasa değeri, haziranda üç trilyon doları geçti. Ama DeepSeek adında küçücük bir Çin teknoloji firması onların milyarlarca dolara yaptık dedikleri yapay zekâ düzeneğini sadece 6 milyon dolara mal edip, açık kullanıma sununca balon patladı ve hisse alanların trilyonlarca doları buharlaştı. Buharlaşan miktar Türkiye’nin gayr-i safi milli hasılasının (1,2 trilyon dolar) neredeyse iki misliydi.

Günümüzde trilyon dolarları aşan bu spekülatif servet transferleri yeni değil, kapitalist tarih boyunca bunlar hep süregeldi. Bugüne kadar hep devam eden spekülatif servet transferleri iki yolla gerçekleşmiştir. Bu yollar; kapitalist devletin tahvilleri ve kapitalist şirketlerin hisse senetleridir. Bu tahvil ve hisse senetleri vadesine ve işlem cinsine göre farklı türevler oluşturmakta, farklı ürün adları almaktadır. Biz bu sisteme genel olarak ‘’Hisseli Kapitalizm’’ diyoruz. Hisseli Kapitalizm ve onun borsaları; kapitalist sistemin temel unsuru olan rekabet yoluyla üretim ve dağıtımı ucuzlatma amacından uzaklaşıp, spekülasyon yoluyla servet oluşumunu tetiklemektedir.

Hisseli kapitalizmin ve spekülasyonun tarihi ta sömürgeciliğe kadar dayanmaktadır. Sömürgeciliğin kolonileri başlı başına bir spekülasyon konusuydu. Kolonileşme spekülatif bir hareketti ve Kristof Kolomb bir spekülatördü. Kuzey Amerika ise en büyük spekülatif ganimetti. Koloniler, anonim şirket olarak kuruldular. New Jersey, Pennsylvania kolonileri; şirketleşip, borsada hisseleri alınıp satılan koloniler haline geldiler. Kimsenin bilmediği, görmediği bu yerlerin hisseleri abartılıp, balonlaştırılıyordu. Daha sonra Doğu Hindistan, Royal African ve Hudsan’s Bay gibi kolonilerde şirketleştirildi, hisseleri borsada balonlaştırılıp, satıldı.

Bu arada ilginçtir, Sir Walter Ralegh’ın Virginia şirketi; Virginia’ya eş olarak 100 bakire getirmek için kurulmuş ve yatırımcılarına %20’lik getiri vadeden bir şirketti. Konunun spekülasyona, fiyat balonuna ne kadar müsait olduğuna bakar mısınız?

Sonuç olarak dünyanın neredeyse bütün büyük servetleri bu spekülasyonlarla oluşturulmuştur. Diğer bir deyişle, bugünün dünyasındaki büyük servetleri kapitalizm değil, spekülatif soygunlar oluşturmuştur.

Şimdi birazda kapitalist devlet borçlanmalarına yani tahvil balonlarına bakalım.

Güney Denizi Şirketi (The South Sea Company) Britanya kökenli bir Anonim Şirkettir. 1711’de kurulan şirket İspanya’nın Güney Amerika’daki kolonilerinde tekelleşmiştir. Bu tekel karşılığında İspanya Veraset Savaşı esnasında İngiltere’nin yüklendiği borcu üstlenmiş, bu borç için çıkardığı hisse senetleri balonlaşarak Güney Denizi balonu olarak bilinen finansal yıkıma sebep olmuştur. Ünlü bilim adamı Sir Isaac Newton bu yıkımda 4 milyon dolar kaybetmiştir. O dönemde hemen her savaş, tahvil ihracıyla finanse ediliyor, spekülatörler en büyük kazançlarını savaş finansmanı yöntemi ile elde ediyorlardı.

Yunanistan’ın Osmanlı’ya karşı başlattığı 1820 isyanı bile ‘’Yunanseverler Komitesi’’ adına Londra Belediye Başkanının önderlik ettiği 800.000 Sterlin’lik %6 faizli tahvil ihracıyla finanse edilmiştir.

Kapitalist tarihin en ilginç borsa balonlarından biri ise Kanuni Sultan Süleyman’ın Hollanda’ya gönderdiği Lale üzerinden başlayan ve balon deyiminin çok ötesine geçen ‘’Lale Çılgınlığı’’dır. Spekülatörler 1630’lu yıllarda laleyi bile borsalaştırıp, balonlaştırdılar. Tek bir lale soğanının fiyatı 2000 Gulden’e kadar çıktı. O zamanlarda bir tek lale soğanının balon fiyatına yani 2000 Gulden’e;15 ton buğday, 2 ton tereyağı, 3 ton peynir alınabiliyordu. Lale balonu 1637’de patladı. Arkasında iflaslar, intiharlar ama en önemlisi spekülatif servetlerin nasıl oluştuğuna dair trajikomik bir hikaye kaldı.

Borsa spekülasyonları konusunda bizi en çok ilgilendiren konu; bilimsel çalışmalar sonunda ortaya çıkan icatlar ve teknolojiler konusundaki spekülasyonlardır. İcatlar ve teknolojiler spekülatörlerin hep ilgi alanına girmiştir. Çünkü bu alan tasarruf sahibinin hiç bilmediği ve spekülasyona çok müsait bir alandır.

Newton’un önderlik ettiği bilim çağında da teknolojik icatların patentleri alınarak, bu patentler borsalaştırılmıştır. Yukarıda anlattığımız gibi başta Newton olmak üzere herkes teknolojik balonlara para kaptırmıştır.

Teknoloji hisseleri; 1690larda, yangın söndürme aleti ve alarm zilleri ile borsalaşmış ve balonlaşmıştır. Daha sonra bunları; makineli tüfek gibi silahlar ve demir yolları, otomobil ve uçak gibi ulaşım araçları izlemiştir. Nihayet günümüze kadar ulaşan süreç başlamış, iletişim teknolojisi ürünleri radyo, bilgisayar ve internet borsalaşmış, bunların hisseleri çok yüksek fiyatlarla borsalarda satılmıştır. Günümüzde de yukarıda anlattığımız gibi iletişim teknolojisi ve özellikle yapay zekâ ürünleri balonlaşmış ve bu balon DeepSeek adındaki küçük bir Çinli yapay zekâ firması tarafından patlatılmıştır.

Sonuç olarak, hisseli kapitalizm ve borsa; kapitalist teorinin çok ötesine geçerek, rekabet yoluyla ucuzluğu değil, spekülasyon yoluyla servet soygunlarını getirmiştir. Hele hele son zamanlarda bilim ve onun teknolojisi gibi insanlığın ortak malı ve geleceğin anahtarı olan bir alanın spekülasyona konu edilmesi adeta bir insanlık suçu ve hastalığıdır. Kapitalizmin bu hastalığı mutlaka tedavi edilmelidir.