Güzel Ülkem Türkiye’de, yıllar yılı gözümüzde büyüttüğümüz Avrupa’nın, hiç de gözde büyütülecek bir yanı olmadığını anlayalı çok oldu da bunu anlamak için Manş’ın bu tarafına geçmek gerekiyormuş.
Kıta Avrupası ve Birleşik Krallık’ın olumlu yönleri yok değil, elbette var.
İleride oldukları, gelişmiş oldukları, yön verdikleri konular ve alanlar yok mu, elbette var ancak gelin görün ki, söz konusu Yahudiler oldu mu, akan sular duruyor, akıllar tutuluyor!
İsrail’in Gazze’yi işgal ettiği günden beri, İsrail Hükümeti aleyhine tek bir laf etmeyen Kıta Avrupa’sının liderleri ve Birleşik Krallık hükümeti, 27 Ocak günü Polonya`daki Yahudi kampında yapılan anma günü etkinliğine eksiksiz katıldılar, gözyaşı döktüler. Elbette 6 milyon Yahudi`nin yakılarak öldürülmeleri caniliğin de ötesinde korkunç, yüz Karası bir olay!
Öte yandan, günümüzün İsrail Devletinin yıllardır Filistin Halkına yaşattıkları da en az 80 yıl önce kendilerinin uğradığı kadar korkunç değil mi?
Oraya gitmek yerine İsrail Hükümetine çağrıda bulunup, yıktığı yerleri yapıp, masumları evlerine yerleştirip, Filistin Halkıyla durumları düzelttikten sonra Auschwitz Anma Gününe yeniden katılacaklarını, bu gerçekleşene kadar da bu törenleri donduracaklarını neden söyleyemiyorlar?
İsrail hükümetini protesto eden Avrupa ülkeleri, Malta, İspanya ve İrlanda Cumhuriyeti`nin liderlerini Auschwitz`de göremedim, umarım Onlar da benim düşündüğüm gibi düşünüp anma törenlerine gitmeyerek İsrail Hükümetine olan tepkilerini göstermişlerdir.
Britanya’nın Kralı bile Auschwitz’de idi. Ayrıca Londra`da da anma törenleri yapıldı.
Nazi Kamplarında ve Nazi zulmüyle 6 milyon Yahudi’nin katledilmesi ne kadar korkunçsa, İsrail Hükümetinin zulmüyle öldürülen 50 bin Filistinli ve yerlerinden sürülen 2 milyon Gazelliye yapılan da o kadar korkunç.
Bunu göremiyor ya da görse bile söyleyemiyor olan ülke liderlerinin eli-kolu-dili neden bu kadar bağlı, anlamak zor!
İrlanda Cumhuriyeti, Israil`in yaptığı insanlık dışı saldırılar nedeniyle İsrail hükümeti ile ilişkilerini askıya almış vaziyetteyken nasıl korkmuyor ya da çekinmiyorsa, diğerleri de çekinmemeliydi, özellikle Almanya’nın İsrail’e bu kadar destek veriyor olması akıl alır gibi değil.
Önceki yazımda da değinmiştim; dünya artık kötüler ve iyiler savaşında.
İyilik yapma yarışını, kötüleri yenme savaşına tercih ediyor olsam da maalesef o yarışa daha çok vakit var, önce kötüleri ve kötülükleri durduracak kadar güçlenmeliyiz.
Birleşik Krallık şu aralar meteorolojiyle savaşıyor çünkü neredeyse her hafta yeni bir kasırga ya da fırtına yaşıyoruz.
Ee okyanusta bir adada yaşamanın bedellerinden biri de bu!
Mücadele ne olursa olsun, yağmurun ardından güneş açacağını bilmek bile biraz da olsa avunmama yetiyor.
Birleşik Krallık’tan sevgiler.