Tekstil ve konfeksiyona çifte kıskaç

Türkiye’nin istihdam ve ihracat rekortmeni tekstil ve konfeksiyon sektörü, gerek hammadde gerekse makine sektöründen gelen olumsuz sinyaller nedeniyle çifte kıskaç yaşıyor.

Türkiye’de pamuk fiyatlarının dünya pamuk fiyatlarına göre ucuz kalması sektör temsilcilerini kara kara düşündürüyor. Depolar pamuk dolu mecburen ihraç ediliyor. Tekstil sektörü de siparişleri kaçırınca iplik fabrikaları ve dokuma fabrikaları şu anda yüzde 50’nin altında kapasitelerle çalışıyor. Geçen yıl 21,2 milyar dolarla Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 3’üncü sektör olan hazır giyim ve konfeksiyonda ana pazar konumundaki AB’de kan kaybı hızlandı. Maliyetlerdeki artış nedeniyle müşteri Bangladeş ve Hindistan’a kaçtı. Yılbaşından bu yana durgunluk yaşanan hazırgiyimde sorunlar ayyuka çıktı. Birçok atölye ve fabrika kapanma noktasına gelirken toplu üretim tesisi satışları da başladı. Konfeksiyon imalatında kullanılan makinelerin satışı da yarı yarıya düştü.

Beyaz altında zor günler

2023/24 hasat sezonu yaklaşırken beyaz altın olarak adlandırılan pamukta zor günler yaşanıyor. Üretim maliyetlerindeki artış ve yüksek enflasyona rağmen pamuk fiyatlarının üreticilerin beklentilerinin altında kalması pamuk üretiminin sürdürülebilirliğini olumsuz etkiliyor. Nitekim piyasalarda referans kabul edilen Cotlook A Endekse göre yurtdışı pamuk fiyatları 58-59 lira seviyelerindeyken yurtiçinde pamuk 45-46 liradan işlem görüyor.

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, ELİDAŞ ve GDO’suz Pamuk AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Uçak, pandemi döneminde artan pamuk fiyatları ile birlikte üreticilerin pamuk ekim alanlarını büyüttüğünü, 2022’de bir önceki yıla göre ekim alanlarının yüzde 32 artışla 573 bin hektara, üretimin ise uzun yıllar hedefi olan 1 milyon tonun üzerine çıktığını hatırlattı.

2022 pamuk ekim dönemi olan mayıs ayından sonra ise hem dünyada hem de ülkemizde pamuk fiyatlarının gerilemeye başladığına dikkat çeken Uçak, “Küresel ekonomideki sorunlar talebi yavaşlattı. Ülkemizdeki kur hareketleri üretim maliyetlerini yükseltti. Pandeminin hemen sonrasında ülkemize yönelen talep ise maliyetlerin daha düşük olduğu Uzakdoğu’ya kaydı. Bütün bunlar ülkemizde pamuğa talebi azalttı. Zaten düşük talebin olduğu bir dönemde tekstil üretimimizin yoğun olarak kümelendiği kentlerimizi yerle bir eden ve hepimizi acıya boğan 6 Şubat depremi de sektörün tüm paydaşlarını vurdu. Yüksek üretim maliyetleri ve gerileyen fiyatlar nedeniyle pamuk üretiminden umduğu geliri elde edemeyen üreticilerimizin henüz net veriler oluşmasa da 2023 ekim döneminde pamuk ekim alanlarını azalttığını söyleyebiliriz. Ne yazık ki, 2022/23 sezonunda 1 milyon tonun üzerine çıkan üretimimizin 2023/24 sezonunda 750 bin ton seviyelerine gerileyeceği tahmin ediliyor” dedi.

Kilo başına 5 TL

Bülent Uçak, hasat dönemi yaklaşırken başta ana ihracat pazarı Avrupa Birliği olmak üzere küresel talepteki durgunluk ve pamuk tüketiminin önemli miktarda gerilemesinin yeni sezona önemli miktarda stok devredilmesine de neden olduğunu vurguladı. Yurt dışı ve yerli pamuk fiyatları arasındaki farkın yerli pamuk aleyhine iyice açıldığına işaret eden Uçak, “Piyasalarda referans kabul edilen Cotlook A Endekse göre yurtdışı pamuk fiyatları 58-59 lira seviyelerindeyken yurtiçi pamuk fiyatları 45-46 liradan işlem görme noktasına geldi. Artan üretim maliyetleri ve yüksek enflasyonun etkileri düşünüldüğünde, bu fiyat seviyelerinden üreticilerimizin para kazanması bir yana maliyetini bile karşılaması mümkün değil. Yerli pamuk aleyhine böyle bir fiyat farkı sektörün daha önce hiç şahit olmadığı bir durum. Yurtiçi ve yurtdışı piyasalardaki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan bugünkü fiyat koşullarının, yaklaşan hasat döneminde üreticimizi olumsuz etkisinin ortadan kaldırılması amacıyla prim desteğinin kilogram başına 5 TL seviyesine yükseltilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Tekstil sanayisinin yerli pamuk kullanımını teşvik edecek tedarik modellerini ve finansal destek mekanizmalarının da bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini savunan Bülent Uçak, “Aksi takdirde pamuk ekim alanlarımız ve dolayısıyla üretimimiz bir sonraki yıl daha da gerileyecek ve 30 milyar doların üzerinde bir ihracat gelirine sahip olan tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün hammadde açısından dışa bağımlılığı artacaktır” uyarısında bulundu.

Atölyeler kapanıyor, makineler satılıyor

Türkiye’de artan maliyetler ve belirsizlik, üretimle birlikte iktidarın ekonomi politikasının temel dayanağı olan ihracatı da vuruyor. Bu durumdan en fazla etkilenen önemli sektörlerden biri hazır giyim geliyor.

Maliyetlerdeki artış hazır giyimdeki ihracatı düşürdü, müşteri Bangladeş ve Hindistan’a kaçtı. Sektördeki durgunluk nedeniyle hazırgiyim ihracatı yılın ilk 7 ayında yüzde 7 azaldı. Kapasite kullanım oranı Haziran 2023’te yüzde 70.8’e kadar geriledi.

Yılbaşından bu yana durgunluk yaşanan hazır giyimde birçok atölye ve fabrika kapanma noktasına gelirken toplu üretim tesisi satışları da başladı. Bu gelişmeden en çok etkilenen kesim olan makineciler, yaşananları 2000 krizine benzetiyor. Hazırgiyimci durgunluğa dayanamayıp atölyesini satmak isterken makineci “Herkes kapatıyor alan yok. Bizim de ödeme dengemiz bozuldu” diyor.

İstanbul’da faaliyet gösteren Sandıkçı Makine’nin sahibi Mustafa Sandıkçı satışların geçen yıla göre yarı yarıya düştüğünü belirterek “Şubatta durgunluk başladı. Ramazan Bayramı’ndan bu yana da piyasada hiç iş yok. Büyük fabrikalar da kapanıyor. Seçimden sonra toparlanma bekliyorduk ama olmadı” dedi.

Var olan makine stoğuna konfeksiyoncuların sattığı makineler de eklenince piyasada makine enflasyonu yaşandığını söyleyen iş insanları, ticaret hacminde yaz başından bu yana sert düşüş yaşadıklarını, Anadolu’da yüksek adetli üretim yapan yerlerin de kapanmaya başladığını haber verdi. Makineciler, tekstil ve konfeksiyonda Türkiye’nin en büyük pazarı olan Avrupa Birliği’ndeki alıcıların da Bangladeş ve Hindistan’ı tercih etmesiyle fabrikaların boş kaldığını söylerken, neredeyse her gün atölyesini kapatanların makinelerini satmak için kendilerini aradığını dile getirdi. Kriz yılları olan 2000 ile 2008’de de benzer durum yaşandığını hatırlatan makineciler, “Bizim de nakit akışımız durdu. Konfeksiyoncularla birlikte biz de zordayız” ifadelerini kullandı.

“Siparişler kaçtı, fabrikalar yüzde 50’nin altında kapasiteyle çalışıyor” 

Jak Eskinazi – Ege İhracatçılar Birliği (EİB) Koordinatör Başkanı: Tekstil sektörümüzdeki sıkıntımız devam ediyor. Türkiye’de iş yok, depolar pamuk dolu, mecburen ihraç ediliyor. Dünyanın en ucuz pamuğu şu anda Türkiye’de. Yanlış politikalar ve kur baskıları yüzünden tekstil sektörümüz maalesef
pahalı kaldı. Siparişler de kaçınca, iplik fabrikaları ve dokuma fabrikaları şu anda yüzde 50’nin altında kapasitelerle çalışıyor. Geçen sene rekor seviyede bir pamuk üretimimiz vardı, şu anda depolar dolu. Yeni ürün de yakın zamanda çıkacak. Bu yeni ürüne yer açmak lazım, bir de finansmana erişimde de zorluk olduğu için herkesin paraya ihtiyacı var. Bunun için de insanlar malını satıyor. Aslında ihtiyacımız olan pamuğu satıyoruz ondan sonra maalesef ithal edeceğiz. Fabrikalar durmasın, istihdam düşmesin diye bugün konfeksiyon ihracatçısı zararına bile olsa mal satıyor.
Bolat: Tekstil ve konfeksiyon büyümeyi sürdürecek

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, tekstil sektörü ile alakalı son dönemdeki olumsuz söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ve bunun doğru olmadığını belirterek, “Tekstil, konfeksiyon ve diğer sektörlerimiz, alternatif pazarlar ve alternatif müşteriler arayarak içeride de, dışarıda da büyümelerini devam ettirecek”
dedi.

Ömer Bolat, Türk tekstili, Türk havlusu, Türk kumaşı, Türk konfeksiyonu, Türk perdesi, Türk çeliği, Türk
seramiği, Türk müteahhidi, Türk beyaz eşyası ve Türk turizminin Türkiye’nin dünya çapında önde gelen
sektörleri olduğunu söyledi.

Tekstil sektörüne her zaman destek vermeye devam edeceklerini belirten Ticaret Bakanı Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ancak (ihracatta) artış hızımız yavaşladı. Şu an itibarıyla geçen yıl ile aynı rakamları korumaya çalışıyoruz. Niçin? Çünkü dünyada talep daraldı, ticaret daraldı. Tekstil de, diğer sektörler de, konfeksiyon da bundan etkileniyor. Bu gelişmeler istenmeyen ancak tabii gelişmeler. Her zaman böyle
gidecek diye bir şey yok. Enseyi karartmayalım. Asla umutsuzluğa, yeise kapılmayalım. Bu sektörler Türkiye’nin dünya çapındaki sektörleri. Avrupa’da 3’üncü, dünyada 7’nci olduğumuz sektörler. Osmanlı’daki en önemli sektörümüzdü. Cumhuriyetimizin ilk ve en önemli sektörüydü gıda sektörüyle
beraber. Türkiye pamuk üreticisi bir ülke olarak tekstili, konfeksiyonu ve diğer tekstil ürünleriyle beraber bu sektörü daima yaşatacak, destekleyecek ve daha da gelişmesini başaracaktır. Devlet, hükümet ve özel sektörle bunu yapacağız.”

Bolat, zaman zaman tekstil ile alakalı iç karartan ya da “bu sektörü kaybettik, sektör geriliyor, bu sektör gözden çıkarıldı” gibi ifadeler duyduklarını belirterek, “Bu gibi ifadeler kesinlikle yanlış ifadeler. Bazen insanların kendi iç sorunlarını bütün sektöre yansıtma gibi çabalarından da ve yanlış davranışlarından da kaynaklanıyor. Tabii ki bazen sıkıntılı süreçler oluyor insan hayatında, başka şirketlerde ve sektörlerde olduğu gibi… Ancak hamdolsun tekstil, konfeksiyon ve diğer sektörlerimiz, alternatif pazarlar ve alternatif müşteriler arayarak içeride de, dışarıda da büyümelerini devam ettirecekler” diye konuştu.

Loading