Ticari kredi faizleri ve risk arttı

İşletmeler banka kredilerine bağımlı hayatta kalıyor. Merkez Bankası’nın faiz artışları sadeleşme adımları ticari kredi faizlerinin yükselmesini sağlarken bu durum da bankacılık sektörünün ticari kredi iştahının da az da olsa açılması sonucunu doğurdu. Sektörde 13 haftalık yıllıklandırılmış kur etkisinden arındırılmış ticari kredi büyümesi yüzde 6,6’ya yükseldi. Ancak sıkılaştırıcı ekonomi politikalarıyla bankalar geçmiş dönemlerde verdiği milyarlarca liralık krediyi toplayamama riskiyle karşı karşıya. BDDK verilerine göre bankalardan kullandığı krediyi en fazla batıran sektörler arasında inşaat, enerji ve imalat sanayisi başı çekiyor. Verilere göre inşaat sektörünün 25,1 milyar lira, elektrik, gaz ve su kaynakları üretim, dağıtım ve sanayi sektörünün 23 milyar lira, imalat sanayisinin ise 21,1 milyar liralık borcu bankalar tarafından takibe alınmış durumda. İmalat sanayinin bankalara olan toplam kredi borcu temmuz itibarıyla 2,3 trilyon lira.

Krediye ulaşamama sorunu

İş dünyasının sürekli gündemde tuttuğu, hatta 16 Ağustos’ta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile ilgili bakanların katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye Ekonomi Şurası’nda bizzat TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, “Reel sektör firmalarımız son dönemde finansmana erişimde büyük zorluklar yaşıyor. Özellikle KOBİ kredilerinin reel olarak artmaması, zincirleme etkiyle ülkenin ve sektörlerin tamamına olumsuz yansıyor. Büyümenin bereketi her kesime yansısın istiyorsak, KOBİ’lerimize destek vermeli, uygun finansman imkanlarına ulaşmalarını sağlamalıyız” sözleriyle dile getirdiği “krediye ulaşamama” sorunu, birbiri ardına atılan adımlarla aşılmaya çalışılıyor. Merkez Bankası’nın faiz artışları sadeleşme adımları ticari kredi faizlerinin yükselmesini sağlarken bu durum da bankacılık sektörünün ticari kredi iştahının da az da olsa açılması sonucunu doğurdu. Merkez Bankası’nın güçlü faiz artışlarının ardından yükselişe geçen ticari kredi faizleri sonrasında bankaların kullandırımı da ivmelenmeye başladı. Merkez Bankası verilerine göre 11 Ağustos haftasında 13 haftalık yıllıklandırılmış kur etkisinden arındırılmış ticari kredi büyümesi yüzde 1,73’e kadar gerilemişken son iki haftada hızlanarak 25 Ağustos haftası itibariyle yüzde 6,6’ya yükseldi. Özel bankalarda yine 11 Ağustos haftasında -yüzde 14,22 olan ticari kredi daralması 25 Ağustos itibariyle de -yüzde 7,11’e geriledi. Kamu bankalarında ise yüzde 19,03’e kadar çıktı.

Yıllık bileşik referans faiz yüzde 31,25

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında yeni ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası hem politika faizi artışlarına hem makroihtiyati önlemlerde sadeleşmeye ve değişikliğe gitti. Haziran PPK toplantısından bu yana üç toplantıda yüzde 8,5 olan politika faizi yüzde 25’e çıktı. Politika faizi artışı yıllık bileşik referans faiz oranının da artışına neden oluyor. Ağustos şok faiz artışı sonrasında yıllık bileşik referans faiz yüzde 31,25’e çıktı. Böylece ticari kredilerde menkul kıymet alım zorunluluğuna takılmadan bankaların uygulayabileceği faiz oranı da yüzde 56,25’e kadar çıktı.

Makas, kredi lehine değişti

Merkez Bankası ortalama verileri de bankaların ticari kredi faiz oranının haziran başından bu yana yükseliş eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Buna karşılık mevduat faiz oranında ise gerileme var. Seçimler öncesinde uygulanan para politikası nedeniyle bankaların kredi ve mevduat makası kredi aleyhine 26.88 puana kadar yükselmişti. Seçimlerin ardından ise bu durum terse döndü. 25 Ağustos itibariyle kurumsal kredi kartı ve KMH hariç ticari kredi faizi yüzde 32,54’e yükseldi. 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi yüzde 30,76 seviyesinde. Böylece makas 1.78 puanla kredi lehine oldu. Sektör yetkilileri, kur korumalı mevduattan TL mevduata dönüşüm hedefinin devreye girmesiyle beraber ticari kredi büyümesinin devam etmesini bekliyor.

 

KOBİ’ler 150, büyüklere 500 milyon

Hazine destekli kefalet sistemi kapsamında Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (KOBİ) ile KOBİ tanımı dışında kalan işletmeler için kefalet limitleri artırıldı. Resmi Gazete’nin 3 Eylül tarihli sayısında yayımlanan kredi garanti kurumlarına sağlanan hazine desteğine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı uyarınca bu kapsamda azami kefalet limitleri; KOBİ vasfını haiz yararlanıcılar için 100 milyon TL’den 150 milyon TL’ye, KOBİ dışı yararlanıcılar için 350 milyon TL’den 500 milyon TL’ye yükseltildi. Kararla ayrıca, Mayıs ayında yayımlanan, işletmelerin KOBİ vasfını taşıyabilmesi için gereken yıllık net satış hasılatı veya mali bilanço tutarı mikro işletmeler için 10 milyon TL’ye, küçük işletmeler için 100 milyon TL’ye, orta büyüklükteki işletmeler için 500 milyon TL’ye çıkaran karara uyum amaçlı düzenleme yapıldı. Karara eklenen geçici maddeyle, söz konusu yönetmelik öncesi KOBİ tanımı dışında kalan ancak düzenleme ile KOBİ tanımına dahil olan işletmelere, 31 Aralık’a kadar, bu karar doğrultusunda KOBİ dışı işletmeler için belirlenen kefalet limitlerinden yararlanabilme imkanı getirildi.

 Batık riski bankaları korkutuyor

 Ticari kredide bir yandan musluklar açılmaya çalışılırken diğer taraftan sıkılaştırıcı ekonomi politikalarıyla bankalar geçmiş dönemlerde verdiği milyarlarca liralık krediyi toplayamama riskiyle de karşı karşıya. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre bankalardan kullandığı krediyi en fazla batıran sektörler arasında inşaat, enerji ve imalat sanayisi başı çekiyor. Verilere göre inşaat sektörünün 25,1 milyar lira, elektrik, gaz ve su kaynakları üretim, dağıtım ve sanayi sektörünün 23 milyar lira, imalat sanayisinin ise 21,1 milyar liralık borcu bankalar tarafından takibe alınmış durumda.

İmalat sanayinin bankalara olan toplam kredi borcu temmuz itibarıyla 2,3 trilyon lira. Bu borcun 1,2 trilyon lirasını kısa vadeli borçlar oluştururken 1 trilyonunu orta ve uzun vadeli borçlar oluşturuyor. Sektörün borcunda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 53,3 oranında artış yaşandı.

İnşaat sektöründe deprem felaketinin ardından hareketlilik yaşansa da sektördeki borçluluk dikkat çeken boyutlarda olmaya devam ediyor. İnşaat sektörünün bankalara olan kredi borcu toplamda 709,4 milyar lirayı buldu. Bu borcun 214,2 milyar lirası kısa vadeli kredilerden oluşurken 512,8 milyar lirası orta ve uzun vadeli kredilerden oluşuyor. İnşaatta takipteki borç miktarı geçen yıla göre azalsa da, en çok batık kredinin bulunduğu sektör konumunda. Sektörün toplamda 25,1 milyar liralık borcu bankalar tarafından takibe alındı.

Küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) bankacılık sektörüne olan kredi borçları bu yılın ilk 7 aylık döneminde yüzde 37,4 artarak 2,9 trilyon liraya çıktı. Tarım sektörünün bankacılık sistemine olan borçları da bu yılın ilk 7 aylık döneminde yüzde 48,1 oranında artarak temmuz ayında 487,5 milyar liraya kadar yükseldi. Sektörün kamu bankalarına olan borçları yüzde 52,3 artarak 415,9 milyar liraya çıktı. Özel bankalara olan borçları ise yüzde 10,9 artışla 71,5 milyar lira oldu.

Seçim sonrası ticari kredi faizi 18,31 puan arttı

Ticari kredi faizleri Merkez Bankası verilerine göre seçimlerin tamamlanmasından bu yana yükseliş eğiliminde. Haziranın ilk haftası yüzde 14,23 seviyesinde olan kurumsal kredi kartı ve kredili mevduat hesabı hariç ticari kredi faizi 25 Ağustos haftası itibariyle yüzde 32,54’e çıktı. Seçimden bu yana 18.31 puanlık yükseliş gözlendi. Buna karşılık 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi ise haziranın ilk haftasında yüzde 37,39 seviyesinde iken 25 Ağustos haftası itibariyle yüzde 30,76’ya indi. Bu 6,63 puanlık gerileme olduğunu ortaya koydu. İhtiyaç kredi faizi seçim sonrasından bu yana 6,46 puan, taşıt kredi faizi 6,82 puan, konut kredi faizi ise tam 18,88 puan yükseliş sağladı.

Döviz pozisyonunu azaltma taahhüdüne kredi 

BDDK, eksik belge ya da bağımsız denetim beyanı ile ilgili usulsüzlükleri gideren şirketlerin kredi kısıtlamasını kaldırma kararı aldı. Döviz pozisyonundan dolayı kredi alamayan şirketler, yabancı para pozisyonunu limitin altına düşürmeyi taahhüt ederse kredi kullanabilecek.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) yapılan açıklamada, “Belgelerin süresi içerisinde veya usulüne uygun olarak tevdi edilmemesi sebebiyle kredi kullanımları kısıtlanan şirketlerin, kredi kullandırılan tarihler itibarıyla durumlarının bahse konu Kurul kararları kapsamında belirlenmiş olan sınırlamalara aykırılık teşkil etmediğini veya bağımsız denetime tabi olmadığını belgelendirmeleri; belirlenen sınırlamalara uymamaları veya bağımsız denetime tabi olmadıklarına ilişkin gerçeğe aykırı beyanda bulunmaları sebebiyle kredi kullanımları kısıtlanan şirketlerin, mevcut durumda bahse konu aykırılıkları gidermiş olmaları, belirlenmiş olan sınırlamaları sağlayacaklarını beyan ve taahhüt etmeleri ve bu durumları belgelendirmeleri kaydıyla Kurul kararları uyarınca belirlenmiş olan kredi kullandırım sınırlandırmalarının söz konusu şirketler için kaldırılmasına karar verilmiştir” denildi.

Hatırlanacağı gibi, BDDK tarafından 7 Temmuz’da; finansal istikrarın güçlendirilmesi ve kaynakların daha verimli ve üretken alanlarda kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve kredilerin amacına uygun şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla makroihtiyati tedbir olarak bağımsız denetime tabi şirketlerin, yabancı para (YP) nakdi varlıklarının Türk lirası (TL) karşılığının 10 milyon TL’nin üzerinde olması ve bu şirketlerin YP nakdi varlıklarının aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 5’ini aşması durumunda bu şirketlere TL cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi kullandırılmamasına karar verilmişti.

Loading