Türk sanayisinin sürekli gelişim gösterdiğini belirten Taşkın, “Türk sanayisinin önünde çok büyük fırsatlar devam ediyor. Yeter ki biz yatırımlarımızı yapalım, nitelikli çalışanlardan oluşan ekiplerimizi kurabilelim” dedi.
Avrupa ile iş yapan, dünyaya açık Türk şirketlerinin başarısının küçümsenemeyecek bir düzeye geldiğine dikkat çeken Taşkın, üretim altyapısı, kalitesi, sertifikasyonu hatta iletişimi ve pazara sunumuna kadar dünya standartlarında olduğunu vurguladı. Taşkın, “Avrupa’dan birçok ülkeden farklı firmalarla ilişkisi olarak bir şirket olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, artık biz onları geçiyoruz. Hatta geçtik de diyebilirim. 1970’li, 1980’li yıllarda onlardan çok şey öğrendik ama bugün daha hızlıyız. Dünyanın herhangi bir yerinden gelen bir mail aynı gün cevaplandırılıyor, sipariş aynı hafta sevk ediliyor. Türkiye’nin başarısının kıymetini bilelim” diye konuştu.
“Sanayi ülkesi Türkiye”
Petrofer Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, İtalya’dan Çin’e kadar olan bölgede en güçlü sanayi yapılanmasının Türkiye’de bulunduğunu vurgularken, iş dünyasının da karamsarlığa kapılmadan yatırımı, üretimi sürdürmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’deki sektörel çeşitliliği de gündeme getiren Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Medyaya yansıyan siyasi ortamdan, ekonomik şartlardan dolayı o kadar karamsarlık içine girdik ki Türkiye’nin kıymetini fark etmiyoruz. İçinde bulunduğumuz coğrafyaya baktığımızda en kıymetli sanayisi olan ülke Türkiye. En az 70 sanayi kolunda çok güçlüyüz. Kıymetli bir altyapımız var. Üzerimizdeki tozu attığımız zaman Türk sanayicisi üretimiyle, ihracatıyla, istihdamıyla üçe katlar. Sanayi üretiyor. Tahmin ediyorum bu yılın sonunda Türkiye tekrar saygın, üretici, ihracatçı güzel bir ülke olarak yükselmeye, yıldızı parlamaya devam edecek.”
Bürokrasinin de sanayicinin yanında olmasını, sanayiciye gelip ‘ne yaparsak daha başarılı olabilirsiniz, ne yaparsak üretim artar, ne yaparsak ihracat artar’ diye sormasını beklediklerini ifade eden Taşkın, “Çünkü ithalat çok kolay, iki günde malı gümrükten çekip piyasaya veriyorsunuz. Ancak ‘üretim yapacağım’ dediğinizde karşınıza zorluklar silsilesi çıkıyor” dedi.
“Kriz değil fırsat zamanı”
Tamer Taşkın, küresel ekonomideki resesyon söylemlerinin Türkiye ekonomisi için fırsat olarak görülmesi gerektiğini savundu. Türkiye’de siyasi ve ekonomik istikrarın dünya tarafından görüldüğü gün yatırım yağacağını söyleyen Taşkın, “Avrupalılardan hatta Almanlardan 1990’lı yıllarda iki kelime öğrendik: Verimlilik ve kalite. Alman kalitesinde fakat Çin fiyatlarıyla üretebiliyoruz. Türk sanayisi bugüne kadar çok gelişti, ihracat Türkiye’nin gücü oldu. Dünyadaki krizleri Türkiye’ye de yansıyan kriz değil fırsat olarak görelim. Yıllıklandırılmış küresel ticaret hacmi 2023 Mayıs değerleriyle 24.37 trilyon dolar oldu, bizim ihracatımız 250 milyar dolar civarında. Dünya pazarları küçüldüğünde örneğin Almanya’da 1 milyon parça üreten fabrika kapanır, çünkü 100 bin adetlik siparişi üretemez. Türkiye’de ise 50 bin parça üreten firma Avrupa’nın üretemediği siparişi de alır ve büyür. Avrupa’da kapanan her fabrika Türkiye’ye gelecektir. Bir başka ifadeyle onların kaybettiği pazarı biz doldurarak büyürüz. O bakımdan Türkiye’nin, Türk sanayicisinin önünde çok büyük fırsatlar devam ediyor. Yeter ki biz yatırımlarımızı yapalım, işgücümüzü eğitelim, eğitilmiş insanlardan takımlarımızı kuralım” değerlendirmesini yaptı.
“Afrika’da avantajlıyız”
Aynı zamanda Güney Afrika Cumhuriyeti İzmir Fahri Başkonsolosu da olan Taşkın, Türkiye’nin Afrika kıtasındaki büyükelçiliklerinin sayısının artmasıyla ve THY’nin doğrudan seferleriyle Türk sanayicilerinin şansının arttığını anlattı. Tamer Taşkın, “Afrika’da çok avantajlı bir konuma geldik. Sloganımız: Giden satıyor. Seyahat gideri yatırımdır. Yurt dışı pazarlara ulaşmak için ayrıca AİESEC organizasyonuyla Türkiye’ye gelen yabancı öğrencilerden de yararlanılabilir. Onlar sizi dünyaya bağladıkları gibi iyi izlenimlerle, duygularla buradan ayrıldıklarında aynı zamanda ülkemizin gönüllü elçileridir. Bu konuda da sanayicilerimize her zaman yardıma hazırım” mesajını verdi.
OSB’lerde 25 bin, KSS’lerde bin metrekareden küçük yer olmamalı
Türk sanayicisinin ömrünün taşınmakla geçtiğini belirten Tamer Taşkın, gerek organize sanayi bölgeleri gerekse sanayi sitelerinde bundan sonra daha büyük parsellerin olması gerektiğini vurguladı. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda 2005-2009 döneminde Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Taşkın, yatırım alanlarının “yukarı yönlü güncellenmesi”ni önerirken şöyle konuştu: “Bizim sanayiciler önce sanayi sitesinde bir yer tutuyor, işler biraz artınca daha büyük yer arayışına giriyor. Organize sanayi bölgelerine gelenler de önce 5 bin metrekarelik yerlerden başlıyor, sonra büyütmeye çalışıyor. 5 yılda, 10 yılda oradan oraya, oradan oraya… Türkiye’de bir an evvel yeni organize sanayi bölgelerinin kurulması lazım. Bugün 25 bin metrekarenin altındaki bir alana fabrika yapılmamalı. Hele bir yabancı yatırımcı 100 bin, 200 bin metrekarenin altını konuşmaz. Çünkü dünya firması. Küçük sanayi sitelerindeki dükkanlar da bin metrekarenin altında olmamalı. Bugün hiçbir sanayi sitesine giremezsiniz. Neden? Çünkü 50 metrekarelik dükkan yapılıyor, sonra sundurma altında, caddelerde yüzlerce araç… Şu anda Cumhurbaşkanımız yurt dışından yatırımcı çağırmak üzere iş dünyası temsilcileriyle birlikte turlara başladı. Siyasi ve ekonomik istikrar gösterildiği gün buraya yatırımcı yağar. Gelenler nerede yatırım yapacak? Demek ki OSB’lere önem vermemiz ve şimdiden geleceğe hazırlamamız lazım.”
Bildiğin işi yap
Tamer Taşkın, sektöründe belli bir büyüklüğe ulaşan sanayicilerin farklı sektörlere ilgi duymasını ve yatırım yapmasını da değerlendirirken, “Türkiye’de binlerce iş insanını 50 senedir izliyorum. Girdikleri işte başarılı olup kazananların bilmedikleri başka işlere girdiklerinde battıklarını seyrettim. Eskiden pek çok şey yoktu, başka sektöre giren kazanabiliyordu. Bugün girdiğin işte başarılı olduysan o işi başka ülkelerde de yaparak zincir şekilde dünya markası olacaksın. “Bütün yumurtaları aynı sepete koymayalım” mantığını farklı bir sektör değil başka bir ülke olarak gör. İş aynı olsun, ülkeler de farklı sepetler. Mesela bir sepet İngiltere’de, bir sepet ABD’de, bir sepet Vietnam’da olsun. Buradaki kırılırsa oradaki kurtarsın seni. Ama bildiğin işi yap” ifadelerini kullandı.