İmamoğlu, İstanbul için adaylığını açıkladı

Mayıs ayı içinde yapılan Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından muhalefet partilerindeki “iç tartışma” dışında soğuyan siyaset, Mart 2024’te yapılacak mahalli genel seçimlerin yaklaşmasıyla yeniden ısınmaya başladı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin 22. kuruluş yıl dönümü video mesajında, partisinin tabanına, “Bize düşen görev yaklaşan 2024 mahalli idareler seçimlerine hazırlanmak için gece gündüz çalışmaktır. 2024 Mart’ında emaneti beceriksizlerden alıp, ehline vereceğiz. Şimdiden çalışmaya başlamalı, sahada en küçük bir boşluğa meydan vermemeliyiz” talimatını verdi. Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, genel başkan yardımcısı aracılığıyla İYİ Parti’ye ilettiği mesajda, “ülke hayrına yerel iktidarda komşu olma” çağrısı yapmıştı.

Ekrem İmamoğlu yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Bu açıklama CHP’de değişim tartışmalarının olduğu bir süreçte kritik anlamlar içeriyor. İmamoğlu, adaylığını açıkladığı toplantıda, “Ben Büyükşehir Belediye başkanı olduğumda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözü tutmaya devam edeceğim. 2019’da olduğu gibi CHP’li yol arkadaşlarımla, farklı partilere gönül veren kıymetli İstanbullularla, kentine ve oyuna sahip çıkan İstanbul Gönüllüleri ile tekrar İstanbul ittifakını en güçlü şekilde kurmaya geliyorum. İstanbulluları ve tüm yurttaşlarımı da bu yürüyüşe davet ediyorum.” çağrısında bulundu.

Seçim yaklaşırken, muhalefetin içinde bulunduğu durum nedeniyle ciddi soru işaretleri de artıyor. Zira 14 ve 28 Mayıs seçim gecelerindeki muhalefetin tavrı, toplumda bir seçim kaybetmekten çok daha ağır yaralara, travmalara sebep oldu. Seçim gecesi ortadan kaybolup, tek bir mücadele görüntüsü bile vermeden hemen yenilgiyi kabul eden muhalefet, sadece iktidarı kaybetmedi, toplumun siyasete ve seçimlere olan inancını da ortadan kaldırdı. En keskin AKP muhaliflerinin ve aynı zamanda demokrasi taraftarlarının bile muhalefetin ve dolayısıyla siyasetin ülkeyi düze çıkaracağına inançları kalmadı. Seçimin ardından muhalefet partileri kendi iç problemleriyle boğuşurken ülke gündemi neredeyse unutuldu. Vergileri istediği gibi artıran iktidar partisi ve genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, belki de iktidardaki en rahat dönemini yaşıyor.

2019’daki seçimlerde büyükşehir belediye başkanlarını kazanan muhalefet partileri, önümüzdeki seçimde başarı için aynı birlikteliği gösterebilecek mi? 2019 yerel seçimlerini “ittifak” ile kazanan Ekrem İmamoğlu, bu defa ittifak olmadan kazanabilecek mi?  Ya da muhalefet 2019 mahalli seçimleri ve Mayıs ayında yapılan milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki ittifakı yeniden kurabilecek mi?

Yeniden kazanabilecek mi?

İmamoğlu, CHP’de değişim çağrıları yapan isimlerin başında geliyor. Hafta içinde yaptığı açıklamada İmamoğlu’nun fiili olarak adaylığını ilan etti. Kapalı kapılar ardında konuşulanlardan bildiğimiz kadarıyla CHP genel başkanlığı iddiasından şimdilik yerel seçim sonrasına kadar vazgeçmiş görünüyor. Belki de ortada varılmış bir zımni anlaşma var.  

İmamoğlu, 2019’da yapılan yerel seçimleri, “Her şey çok güzel olacak” sloganı ile kazanmıştı. İptal edildiği için yenilenen seçimleri de büyük farkla kazanmış, seçmenleri için sloganına uygun sürecin yaşanmasını sağlamıştı. Ancak bu kez İmamoğlu’nun işi o kadar da kolay değil. Zira hakkında açılan davayla “siyasi yasak”la önü kesilebilir. Bir başka zorluk, partiler arasında daha önce kurulan ittifak sağlanabilecek mi? Geçen Mayıs’taki genel seçimleri kaybeden “Millet İttifakı”nın başını keçen CHP bir süredir bu başarısızlığın yol açtığı tartışmalarla kendi içinde çalkalanmaya devam ederken, ittifakın ikinci büyük ortağı olan İYİ Parti, adeta siyasî yelpazenin neresinde konuşlanacağı konusunda adeta bir kararsızlık yaşadığı için MHP’den “komşu olalım” çağrısı aldı.

 

Son ankete göre kazanıyor

Yapılan son ankete göre, Ekrem İmamoğlu, İstanbul için önümüzdeki yerel seçimlerde karşısına çıkacak tüm muhtemel AKP adaylarına karşı seçimi kazanıyor. Anketi, İmamoğlu’nu İBB Başkanı seçildiği 2019’daki seçim sonucu neredeyse birebir bilen Aksoy Araştırma’ya yaptırdı.

Ankete İstanbullulara İmamoğlu ile eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın isimleri soruldu. İmamoğlu, tüm adaylar karşısında seçimi kazanıyor. İmamoğlu’nu en çok yüzde 46 oyla Bayraktar zorluyor. İmamoğlu, Bayraktar karşısında yüzde 54,1’e kadar düşüyor. Ardından yüzde 42,3’le Kurum, yüzde 39,6 ile Türkmen, yüzde 39,5 ile Göksu, yüzde 38,7 ile Soylu ve yüzde 37,2 ile Yıldırım geliyor.

 

Büyükşehirlerin kazanılması, muhalefetin ortak sorumluluğudur

Mehmet Şakir Örs (Gazeteci / Yazar) – 14-28 Mayıs seçimlerinde hedeflenen sonuçlara ulaşamayan muhalefet, şimdi yeni bir sınava hazırlanıyor. 7 ay sonra, 31 Mart 2024’te yerel seçimler yapılacak. Aslında bu tarih oldukça kısa bir süreyi işaret ediyor. Bu nedenle, başta ana muhalefet CHP olmak üzere, muhalefet partileri ve siyasetçileri, içinde bulundukları ataletten ve moralsizlikten hızla kurtulmalıdırlar. Parti örgütlerini ve seçmen tabanlarını yeniden ayağa kaldırabilmeleri için, önce kendilerinin ayağa kalkması gerekiyor!

Geçtiğimiz hafta içinde CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu; yaptığı açıklamayla, İstanbul’a yeniden aday olduğunu ve yeni dönem için yola çıktığını açıkladı. Bizce, gayet doğru yaptı; akılcı ve gerçekçi davrandı. İçinde bulunulan siyasal koşullarda, bu yolun, İmamoğlu için zorunlu bir tercih olduğu biliniyordu. İşte İmamoğlu da bu gerçekliği gördü ve kabullendi. Şimdi sırada diğer büyükşehir belediye başkanları var. Muhalefet partileri ve siyasetçileri, muhalif belediye başkanları; yaşananları ve siyasal koşulları doğru analiz ederek, akılcı / gerçekçi davranmalı ve yeni yol haritalarını belirlemelidir.

Ana muhalefet CHP ve diğer muhalefet partileri; 2019 yerel seçim başarısından alınan güçle ve özellikle büyükşehirlerde CHP’li belediye başkanlarının ve yönetimlerinin, her türlü engellemeye karşın gösterdikleri başarılı hizmet dönemlerinin referansıyla, yerel seçime hazırlanmalıdır. Bu avantajı ve deneyimleri, muhalefet iyi değerlendirmelidir.

Yerel seçimde başarının yolu, başta İstanbul seçimi olmak üzere 2019 başarısının yinelenmesinden ve daha da büyütülmesinden geçmektedir. Muhalefet bu konuda deneyimlidir. Bu nedenle, gerçekçi olunmalı ve olmayacak işlerin peşine düşülmemelidir. Muhalefet partileri, kendilerini kanıtlamanın ve isimlerini duyurmanın aymazlığına kapılarak, muhalefet adına sonuçları riske atamazlar, atmamalıdırlar.

Yerel seçimde, halen muhalif başkanlarca yönetilen büyükşehirlerin yeniden kazanılması ve bunların sayısının daha da artırılması, temel hedef olmalıdır. Bu hedef ve sorumluluk, elbette başta ana muhalefet CHP olmak üzere tüm muhalefete aittir. Muhalif partiler ve siyasetçiler, yerel seçim sürecinin her aşamasında bu sorumluluğun bilinci ile hareket etmelidirler.

Elbette bu durum, muhalefet partileri arasında bir seçim işbirliğini ve dayanışmasını gerekli kılmaktadır. Daha önce de yazdığımız ve önerdiğimiz gibi, muhalefetin seçim işbirliği konusunda, her seçim çevresinin kendi özgün koşulları ve dengeleri dikkate alınarak davranılması doğru olacaktır. Yerel seçimlerde ortak tutum ve politikalar oluşturulması için, yerel örgütlere ve yeniden aday olacak başkanlara inisiyatif tanınmalıdır.

14-28 Mayıs genel seçimlerinin sonuçlarından sonra, muhalif seçmenin yeni bir olumsuzlukla karşılaşmaya artık tahammülü yoktur. Bu gerçek, muhalif partilerce ve siyasetçilerce unutulmamalıdır. Önümüzde yerel seçim, muhalefet tarafından iktidarın geriletildiği siyasal bir fırsata dönüştürülebilir. Ancak böylesi olumlu ve başarılı bir sonuç, muhalefetle seçmen arasında oluşan güvensizliği ve olumsuzlukları giderebilir. Muhalefeti ve muhalif siyasetçileri, yeniden siyasetin merkezine taşıyabilir.

Dolayısıyla muhalif partiler ve siyasetçiler, yaşananlardan gerekli dersleri çıkarmalı ve önlerine çıkan bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Unutulmamalıdır ki muhalif seçmendeki karamsarlığı ve umutsuzluğu aşmanın yolu, muhalefetin Mart 2024 yerel seçimlerinden başarıyla çıkmasından geçiyor. Bu gerçeklik, muhalefete; yerel seçimde akılcı, gerçekçi ve sonuç alıcı davranma sorumluluğu yüklüyor. Muhalefetin tüm bileşenleri, bu sorumluluğun ayırdında olmalı ve buna göre tutum almalıdır.

 

Loading