Yapı Kredi’den Cumhuriyetin 100. Yılına armağan

29 Ekim 1923 – 29 Ekim 1924 tarihleri arasında Türkiye’de yaşanan gündelik hayata dair ilginç olaylar, spor ve dans müsabakaları, kültür sanat hayatından haberler, karikatürler ve belgesel filmlerden oluşan “Cumhuriyet’in İlk Yılı” sergisi, Yapı Kredi Kültür Sanat’ta ziyarete açıldıktan sonra büyük ilgi gördü..

“Cumhuriyet’in İlk Yılı” sergisi, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan aynı isimli kitaptan yola çıkılarak hazırlandı. O yıllarda çıkan gazete ve dergilerin titiz bir taraması yapılarak Banu İşlet, Binnur Mörel Büyükertan ve Eser Demirkan tarafından hazırlanan Cumhuriyet’in İlk Yılı kitabında, Cumhuriyet’in kurulduğu yıl yaşanan olaylar kronolojik bir sırayla sunuldu. Serginin küratörlüğünü Cengiz Kahraman, sergileme tasarımı ve küratöryal iş birliğini ise Yeşim Demir Pröhl üstlendi.

 

Sergi, 29 Ekim 1923 – 29 Ekim 1924 arasındaki o günlerde Türkiye’de neler oluyor, toplum nasıl yaşıyor, neler konuşuyor, neler seyrediyor, nasıl eğleniyordu? gibi soruları yaşanan ilginç anların belgeleri eşliğinde cevaplıyor. Cumhuriyet’in ilanı ve ilk yılı kutlamaları, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanıldığı Dumlupınar’da 30 Ağustos 1924’te yapılan büyük tören ve 5-6 Ekim 1924’te İstanbul’un Kurtuluşu’nun ilk yıl kutlamaları serginin merkezine yerleştirdi.

Sergi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yılını gazete ve dergi sayfalarında yer alan ilginç olayların görsel belgeleriyle izleyicisine yeniden yaşatmayı hedefliyor. Bu örnekler, basının o günkü haber dili, sayfa düzeni, grafik anlatımı hakkında da bilgi veriyor. Bir yıl içinde yaşanan günlük hayatın eğlenceli ve renkli enstantaneleri kültür sanat, spor ve eğlence alanlarından seçilen fotoğraflar, karikatürler, reklam ve belgesel filmlerden kesitlerle sergileniyor.

Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı yurt gezileri ülkenin yeniden inşası için başlatılan hamleler de bu ilk yılın anlatısı içinde yer alıyor.

“Cumhuriyet’in İlk Yılı” sergisini İstanbul Yapı Kredi Kültür Sanat’ta görebiliriz.

 

Usta şair Rahmi Akseki’den iki yeni kitap..

1960 sonrası büyük şair Ataol Behramoğlu öncülüğünde yetişen ve gelişen şairler kuşağından emekli öğretmen Rahmi Akseki, “Tenindeki Naz” ve “Sesim” isimli iki şiir kitabı ile şiire yeniden merhaba dedi. 

İmgenin Çocukları Yayınevi’nden basılan şiir kitaplarında toplumcu gerçekçi bir içeriği izleyen Rahmi Akseki, hayatı boyunca şiirle uğraşan bir öğretmen portresi çizdi. Eşi Meziyet öğretmen ile beraber Urla’nın Balıklıova köyünde yaşadı.

Eşini kaybettikten sonra Kuşadası’na oğlunun yanına göçtü.. Evlatları İzmir Medicana Hastanesi Ortopedi Bölüm Başkanı Prof.Devrim Akseki ve Kuşadalı turizmci Nazım Akseki ile ve torunları birlikte daima Meziyet öğretmenin aziz anıları ve şiirleriyle birlikte yaşıyor.

Yazımıza siyah beyaz eski bir fotoğraf koyduk. Bir çok gazeteci yetiştiren Demokrat İzmir gazetesinden bir anı.. 1979 yılında kapanan Demokrat İzmir gazetesi kapandıktan sonra gazete çalışanları, Balıklıova köyünde buluştular.

Fotoğrafta ayaktakiler, Şair Rahmi Akseki, öğretmen Ümit Karademir, öğretmen Meziyet Akseki, köy bakkalı Zeki Karademir.. Oturanlar; Halen Antalya’da gazetecilik yapan İzmir’in bir zamanların başarılı muhabiri gazeteci Sumru Gülümser, Fakir Baykurt’tan önceki T.Ö.S. Başkanı öğretmen ve Demokrat İzmir yazarı Hayrettin Karademir ve torunları Nazım ile Devrim, Demokrat İzmir gazetesi yazarı Yaşar Aksoy.(1980 yazı)

Şairimizi, bir şiiri ile selamlayalım ve kutlayalım:

KAÇIŞ YOK

Kaçıyorum her şeyden

Seller izliyor sanki beni

Katı, kurşun bir ses çıkıyor neyden

Dönüştü her şey her şeye

Tepe üstünde duruyor

Ağaçların kökleri

Geyikler hep yakalanıyor tuzaklara

Yarım kaldı en coşkulu oyunlar

Ölüm çekiyor en hızlı kürekleri

 

Ey dere boylarının sesiz hayıtları

Pembe ölümler gibi nöbet tutan zakkumlar

Suskunluklar kuşanmış dudakları

Sıcak zaman külleri yağıyor

Dolduruyor dipsiz kuyuları

 

İktisat Kongresi binası diriliyor..

İzmir İktisat Kongresi binası yeniden yapılıyor. 17 Şubat 1923 te Atatürk ve silah arkadaşlarının da katıldığı yüzlerce Anadolu delegesi katılımı ile gerçekleşen kongre binası İzmir Valiliği yönetiminde yeniden ayağa kalkıyor.

Sonuna kadar şükran duygularımı sunuyoruz. Bu arada tarihi binayı 1979 da yıkan İhsan Alyanak üzerine, o yıllar Demokrat İzmir gazetesi yazarlarından Yaşar Aksoy, ilginç bazı bilgileri eklemek istedi..  Şöyle ki:

“.. Tarihi Hamparsumyan üzüm incir depo ve işletmesi binasını, aynı ölçülerde yeniden kazandıranlar başımızın tacıdır..

Rahmetli Alyanak meselesine gelince… Alyanak Hükümet Konağı’na dokunmadan Kemeraltı’nın sol tarafını taaa Hisarönüne kadar, camiler hariç olmak üzerine yıkıp bir ana cadde açmak istiyordu. “Önce arka tarafları yıkalım, sonra cadde şeridini yıkıp yıkılan binaları geriye kaydırırız” dediler.. Aslında olacak şey değildi..

Böylece önce Hamparsumyan binası hiç acımadan yıktırıldı. Tam cadde başından yeni yıkımlar başlatılırken, 12 Eylül 1980 askeri darbesi gerçekleştirildi ve Başkan Alyanak görevden alındı.

Yıllar geçti İzmir Ticaret Odası (İTO) Kemeraltı’nın konusunda bir konferans vermem için beni oda meclisine çağırdı. O yıl, “İzmir İktisat Kongresi ve Hamparsumyan Hanı” hakkında, hem de Cumhurbaşkanlığı Yayını olarak yeni kitabım basılmış ve Balçova Termal Tesisleri7nde düzenlenen 1992 yılı 2.İktisat Kongresi üyelerine dağıtılmıştı. Yani biraz popüler bir durumdaydım..

Salonu dopdolu olan Ticaret Odasında kürsüye çıktım, baktım, en önde epey ihtiyarlamış Alyanak oturuyor. Başladım anlatmaya… İktisat kongresi binasının yıktırılmasının büyük hata olduğunu kibarca belirttim.

Alyanak söz istedi.. Allaaaahh dedim içimden, beni dövecek. Boksta Türkiye şampiyonu Alyanak, hışımla ve ama zorlukla kürsüye çıktı geldi. Bana şöyle bir baktı, valla içim titredi.

“Ben güreş hakemliği yapar iken, bu keratanın babası da minder hakemi idi, dedi.. Baba oğul çok severim bu kerataları, dedi..Ama Yaşar oğul doğru söylüyor, o binayı yıktırmamalıydım, ama tarihi olduğunu bilmiyordum, kimse beni uyarmadı, dedi..

 Bu sözden sonra oda meclisi, bizi alkışlamaya başladı. Ben de gittim, baba dostu Alyanak’ın elini öptüm. Zaten eskiden Alyanak belediye başkanı iken, ben de Halkevi başkanı idim, bize çok yardımı olmuştur.. Rahmet diliyoruz.. Bu sözlerim, şehrin ve ülkenin sanat tarihi, yakın tarih, kültür ve sanat hayatına bir göndermedir..”

 

Gümüşlük Müzik Festivali, Gülsin Onay ve Athenaeum String Quartet konseriyle başladı..

20.yaşını kutlayan Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali, Piyanist Gülsin Onay ve Athenaeum String Quartet’in Gümüşlük’teki Antik Taş Ocağı’nda verecekleri muhteşem konserle, başladı. Klasik müzikseverlerin merakla beklediği konsere, Kontrbas sanatçısı Daniil Margulis konuk olarak katıldı…

 

Bosfor Turizm’in ana sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleşecek Festival, 28 Ağustos tarihine kadar devam edecek.

Açılış konserinde festival tarafından GFA yurtdışı eğitim bursu ile 2 yıldır desteklenen kontrbas sanatçısı Daniil Margulis konuk olarak yer aldı.

Gümüşlük’te festival dopdolu geçiyor

20.Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali, bu yıl da Suda, Kumda, Taşta konseptleri ile müzikseverlere unutulmaz bir program sunuyor. Festivalde Romanya’dan, Mali’ye; Güney Kore’den Polonya’ya on farklı ülkeden müzisyen, grup ve orkestra, yirmi bir konserle izleyici karşısına çıkacak. Bodrum Klasik Müzik Derneği tarafından gerçekleştirilen Festival, bu yıl da yine Bitez’deki Zefirya Kültür Merkezi’nde üç konserle sanatseverlerle buluşacak. “Taşta” başlıklı dokuz konser, 25 asırlık tarihi taş ocağında gerçekleşecek. “Suda” başlığı altındaki dört caz konseri, Gümüşlük sahilindeki festival merkezinde düzenlenecek.

Bu yıl ilk defa bir konser, Denizbank’ın destekleriyle, Le Chic Bodrum’a taşınacak ve müzikseverleri bir araya getirecek. Gümüşlük Festival Akademisi bünyesindeki dört masterclass konseri ise Toprak Ev’de izleyici ile buluşacak.

Gülsin Onay’ın müzik kariyeri

“Harika çocuk” olarak başladığı müzik yaşamını dünyanın önemli orkestraları ve şefleriyle çalışmalar yaparak sürdüren Gülsin Onay, uluslararası alanda istisnai bir Chopin icracısı kabul edilmektedir. Ayrıca besteci Ahmed Adnan Saygun’un dünya çapında en güçlü yorumcusu olarak tanınır ve Saygun’un eserlerinin dünyaya tanıtılmasına ve sevilmesine öncülük etmektedir.

 

Indiana Jones zamanın peşinde..

Aksiyon-macera-mizah dolu, efsane serinin 5. bölümü “Indiana Jones ve Kader Kadranı” gösterime girdi.

Yeni Hollywood akımının öncüleri George Lucas ile Steven Spielberg, serüvenci arkeolog Indiana Jones karakterini James Bond ve Tenten’den esinlenerek yarattılar.

Amaçları izleyiciye aksiyon, mizah, duygu dolu eğlenceli bir zaman yaşatarak 1940’ların dizilerini yeniden yaratmaktı. Böylece Indy, Bond, Batman, Ripley gibi Hollywod’un ünlü kahramanları arasındaki yerini aldı. İlk film Kutsal Hazine Avcıları’nı (1981) Spielberg yönetti, Lucas yapımcıydı.

Harrison Ford, Phoebe Waller-Bridge, Mads Mikkelsen, Ralph Jones, Ethann Isidore, Antonio Banderas, Karen Allen, John Rhy-Davies’in oynadığı, aksiyon, serüven, mizah, eğlence dolu “Indiana Jones ve Kader Kadranı” böylece gösterime girdi.

Loading