Mültecilerin hala gelmeye devam ettiğini dile getiren Gökçüoğlu, bu durumun demografik yapı ve ülke güvenliği açısından tehdit oluşturduğunu tekrarladı.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda İzmirli sanayiciler Cumhurbaşkanlığına yeniden seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ı kutlarken gündemin artık ekonomi olması isteklerini dile getirdi. Toplantının en dikkat konuşmasını yapan Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu, seçim sürecinin etik koşullarda gerçekleşmediğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 14 Mayıs’taki ilk turunda yüzde 87, 28 Mayıs’taki ikinci turunda da yüzde 84’lük katılım oranına ulaşıldığını hatırlatan Gökçüoğlu, bunun demokrasi açısından son derece kıymetli olduğunu vurgularken Avrupa ülkelerindeki katılım oranının yüzde 50-60 aralığında kaldığına işaret etti.
“Anlamak zor”
İlk turda seçilen milletvekilleri ile ikinci turda seçimi kazanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kutlayan Gökçüoğlu, seçim süreci ile ilgili bazı konuların altını çizerken, “Öncelikle Türkçe dahi konuşamayan, vatandaşlık verilmiş kişilerin oy kullanmış olmalarını anlamak da zorlanıyoruz. Hiçbir ülke bu kadar kolay vatandaşlık vermez, vermek de istemez. Üstelik hala da mülteciler gelmeye devam ediyor. Tüm bunlar, birçok kereler de ifade ettiğimiz gibi hem demografik yapı açısından hem de ülke güvenliği, huzuru açısından büyük riskler taşımaktadır. Bu konuda akl-ı selim davranılması talebimizi tekrarlıyorum. Diğer bir husus da, seçim kampanyasının hiç görmediğimiz kadar etik, ahlaki kuralların dışında gerçekleşmiş olmasıdır. Öyle ki, gerçek olmayan görüntülerin, sözlerin kullanılmasından rahatsızlık duyulmaması, bu yaklaşımın teşvik edilmesidir. Dilerim tekrarı olmaz” diye konuştu.
“Zaman kaybedildi”
Sanayiciler olarak bundan sonra milletvekillerinden seçildikleri illerde gerçekten hizmet vermelerini, iş dünyası ile diyalog halinde illerin gelişimi için katkıda bulunmalarını beklediklerini, cumhurbaşkanı ve kabinesinden de ülkenin ekonomik ve toplumsal sorunlarına odaklanarak ivedi çözümler üretmelerini istediklerini vurgulayan EBSO Meclis Başkanı Gökçüoğlu, şunları söyledi: “Seçimin öncesi, sonrası derken çok fazla zaman kaybedilmiştir. Oysa ki, piyasaların ve de bizlerin daha fazla zaman kaybına tahammülü yoktur. En basitinden üretim ve sonrasında ihracat yapmak için gereken ithalatı yapacak dövize dahi ulaşılmaz noktaya gelinmiştir. Seçim ekonomisi özel sektörü iş yapamaz noktaya getirmiştir. Diğer yandan, meclisin karma yapısının, Cumhuriyetimizin kazanımları ve ülkemizin kuruluş değerleri üzerinde yeni tartışmalara zemin hazırlamaması, tamamen ekonomiye odaklanması, toplumsal kutuplaşmadan uzak durulması, kadın haklarının gözetilmesi noktasında hassasiyet göstermesini diliyorum. Vatandaş yüksek enflasyondan kaynaklı yoksullukla mücadele ederken, sanayici üretim maliyetleri altında ezilirken, ihracatçı gerçekçi olmayan kurların ve günübirlik düzenlemelerin mağduriyetini yaşarken, gençlerimiz iş bulamamanın çaresizliği içindeyken ne bizlerin ne de Meclisimizin farklı bir gündemi olamaz. O nedenle de, hem Bakanlar Kurulumuzun hem de vekillerimizin bu gündemin gereğini yapmalarını umuyoruz.”
Ürün’den ekonomi uyarısı
EBSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hakan Ürün de, ‘kriz kahini’ olarak bilinen Nouriel Roubini’nin Türkiye için yaptığı para ve mali kriz uyarısını meclis gündemine taşıdı. Ürün, ekonomi konusunda hızlıca tedbir alınması için iktidara çağrı yaptı. Roubini’nin seçimlere atıfta bulunarak; “Türkiye tam teşekküllü bir para ve mali kriz yaşayacak. Merkez Bankası net rezervleri şimdiden 60 milyar dolara kadar ekside, cari işlemler açığı ve enflasyon hızla artıyor” twitini hatırlatan Ürün, “Bu, konusunda uzman bir ekonomistin yorumudur. Dikkate alınır veya alınmaz. Şu anda PMI verileri güçlü geliyor. Enflasyon düşme eğilimini sürdürüyor. Ancak, reelde piyasaların yaşadıkları ortada. Her bir sektörümüzün üretim için, ihracat için, istihdam temin edebilmek için nasıl mücadele içinde olduğunu bizler biliyoruz. Enflasyon gerilese de, hiçbir şekilde maliyetlerimiz gerilemediği gibi aksine artmaya devam ediyor. Finansman maliyeti ve temin etme konusunda yapılan her bir düzenleme üretimin önünde duvar örmektedir. Dövize ilişkin yapılan uygulamaların ve kur üzerindeki stresin yarattığı mağduriyeti malum. CDS risk priminin 700’e ulaşması da tüm bunların bir sonucudur. Bunun artık görülmesini ve geri adım atılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.