Kılıçdaroğlu: Özgürce yaşayacaksınız bu ülkede

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa Millet Buluşması'nda yaptığı konuşmada, "İlk kez bir otoriter yönetimi demokratik yöntemle değiştirme şansı yaşayacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Sivas mitinginin ardından Bursa’ya geldi. Kılıçdaroğlu, Bursa mitingi öncesinde, Ankara’da 30 Aralık’ta silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş’in mezarını ziyaret etti. 

Kılıçdaroğlu’na, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu eşlik etti. 

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

 Değişime hazır mısınız? Söz mü? Sandığa gideceğiz değil mi? Sandığa bir bayram havası içinde gideceğiz. Sabah kahvaltımızı yapacağız. Karnımızı doyuracağız. Akrabamız, komşumuz… İkna edeceğiz. Beraber gideceğiz, bir bayram havası içinde oyumuzu kullanacağız. Söz mü? Otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceğiz. Bütün dünyaya örnek olan bir hamleyi gerçekleştireceğiz. Bu güzel ülkemizde huzur içinde yaşamak için. Benim size bir sözüm var. 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Ayrım yapmayacağım. Herkesi kucaklayacağım. Dolayısıyla bu ülkede hepimizin huzur içinde yaşamamız için hepimizin güzel bir nefes alabilmesi için birlikte mücadele edeceğiz ve kazanacağız. Bunun için sizlere ihtiyacım var.

Gençler ve kadınlar… Bu seçimin kaderini gençler ve kadınlar belirleyecek. Gençler ilk sözüm size. Sandık tamam mı? Biliyorum tweet attığınız zaman anneleriniz babalarınız aman kızım, oğlum sakın tweet atma. Başımıza belaya girer diyorlar. Ben size söz veriyorum. Seçimden sonra göreceksiniz. İstediğiniz gibi tweet atacaksınız, hiç kimse kapınıza dayanmayacak. Özgürce yaşayacaksınız bu ülkede.

Bursa, yeşil Bursa diye tanınırdı. Yeşilliği büyük ölçüde kayboldu ve kentin hava kirliliği var bunun da farkındayım. Göreceksiniz bütün kentler yaşanabilir kent olacak. Bütün kentlerde huzur olacak ve hep beraber hangi kentte yaşıyorsak her birimizin mutlu olacağı ortamı yaratmak zorundayız. Beraber, birlikte mücadele ederek demokratik yollarla bu ortamı yaratacağız. 

 Zor bir söz daha istiyorum sizden. Sandığa giderken geçen seçimlerde AK Parti’ye veya Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy veren bir kardeşimizi de ikna edeceksiniz. Diyeceksiniz ki Türkiye’nin hali meydanda. Mutfaklara baktın yangın var. Pazara çıkamaz haldeyiz. Millet köşeyi dönerken bizim evlatlarımız işsiz güçsüz. Saraydakiler 5 yerden aylık alırken bizim evlatlarımızın işi gücü bile yok. Asgari ücretle çalışıyor, aldığı ücretle geçinme şansı yok. Kirada ev tutma şansı yok. Gel kardeşim Kılıçdaroğlu diye bir adam çıkmış ortaya. Diyor ki ben Türkiye’yi düzelteceğim. Gel gidelim deneyelim ve Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanlığı koltuğuna hep beraber oturtalım. Bu zor bir görev. İkna edeceksiniz. Bunu yapmaya söz veriyor musunuz?

 Askere gidenler bilirler. Hudut, namustur diye yazar. Yani huduttan kontrol olmadan kimse geçemez. Ama hudutlarımız yol geçen hanına döndü. Elini kolunu sallayan geliyor. 3 milyon 600 bin Suriyelimiz var. Söz en geç iki yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye uğurlayacağız. Öyle bir noktaya geldik ki bizim evlatlarımız işsiz, iş bulamıyor. Sorunu çözmemiz lazım. Ama asla ırkçılık yapmadan. Onların okullarını, yollarını, köprülerini Avrupa Birliği fonlarıyla yapacağız. Bizim müteahhitler yapacak; can ve mal güvenliklerini sağlayacağız ve göndereceğiz. Şimdi onların oylarına talip oluyorlar. Onları vatandaş yapalım da efendim acaba bize seçimlerde oy verir mi vermez mi? Bunun hesabını yapıyorlar. Bizim hesabımız vatan sevgisidir. Bizim hesabımız bayraktır. Dolayısıyla kendi ülkemde özgürce yaşamak istiyorum. Onlar da kendi ülkelerinde özgürce yaşasın. Onların da karnı doysun.

 Benim saraylarda oturmak gibi bir merakım yok. Benim saraylarda oturmak gibi bir derdim yok. Sizler gibi yaşıyorum. Mütevazı yaşıyorum. Evimdeyim, huzur içindeyim. Zaten benim mutfağımı hepiniz biliyorsunuz aşağı yukarı. Orada huzur içindeyim. Saraylarda değil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya’sına Allah nasip ederse çıkacağız. Oradan millete hizmet edeceğiz. Mütevazı yaşayacağız. Topluma örnek olacağız.

Aile Destekleri Sigortası… Endişe etmeyin. Bay Kemal’in Cumhurbaşkanlığı’nda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir fakir ailenin elektriği, doğalgazı, suyu kesilmeyecek. Bunların tamamını yapacağız. Aile destekleri sigortasıyla her aileye asgari gelir güvencesi sağlayacağız. Bunu söylediğim zaman diyorlar, ‘parayı nereden bulacaksın.’ Bilmiyorlar. Bu kardeşiniz 27 buçuk yıl devlette çalıştı. Bütçe nasıl yapılır, gelir nasıl toplanır, israf nasıl önlenir. Ya 27 buçuk yılımı bu işe verdim. Devleti bilirim. Devletin ne olduğunu bilirim. Devletimiz büyüktür. Devletimiz güçlüdür. Bütün bunların hepsini sağlayabilir.

 Bayramda, Kurban Bayramı’nda inşallah emeklilerimiz aylıklarını çekmeye giderken aylık dışında orada 15 bin TL’lik ikramiyelerini de görecekler. 15 bin TL. Unutmayın. Diyorlar ki parayı nereden bulacaksın. Ee sen beşli çeteye para buluyorsun da ben vatandaşa mı bulamayacağım. Sen baronlara para buluyorsun da ben vatandaşa mı bulamayacağım. Onlar yandaşları için Bay Kemal vatandaş için çalışır, nokta.

 Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim. Şimdi ben bunu söylüyorum, bekliyorum ki Cumhur İttifakı’na dahil olan liderler de desinler kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim diye. Söyleyemiyorlar. Niye söyleyemiyorlar? O zaman bütün mütedeyyin kardeşlerime sesleniyorum, eğer kul hakkı saygı duyuyorsanız, kul hakkı yiyenlerin arkasından gitmeyin, onlara oy vermeyin. Suça ortak olmayın. Bunu da hafızanızın bir yerinde tutun. Artık bu devleti soyulmasına göz yummamalıyız. Yiye yiye doyamadılar. Emin olun yiye yiye doyamadılar. Hepsini götürdüler, mallarını yurtdışına, hepsini son kuruşuna kadar getireceğim. Bay Kemal tamamını getirecek ve bu millete verecek o paraların tamamını.

 Sinan Ateş’in mezarına uğradık. Hocamızla Fatiha okuduk, hep beraber. Benim adım Kemal’se Sinan Ateş’in katillerini kulaklarından tutup adalete teslim edeceğim. Kimse unutmasın. Gaffar Okkan’ın katillerini de bulup kulaklarından tutup adalete teslim edeceğim. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Bunların, yapanın yanına kâr kalır mantığını değiştireceğim. Yapanın yanına kâr kalmayacak. Milletin hakkını, hukukunu yiyenler bunun hesabını vermek zorundadır. Bunu yapmadığımız takdirde devleti niye yönetiyoruz. Hangi gerekçeyle yönetiliyoruz. Devlet dediğiniz adaletle yönetilir. Devletin dini adalettir diyoruz. O zaman adaleti her yerde her koşulda mutlaka sağlayacağız.

Loading