Bir avuç çapulcu için Erzurum’dan vazgeçmek mi? Asla…

Erzurum… Doğduğum, babamın çocukluğu, gençliği, annemin 1954 yılında daha 18 yaşındayken Sivas’tan gelin gittiği, Erzurumlu kadar kanıksadığı, oralı olduğu… Babamın yarenliklerinin geçtiği… Cirit oynadığı… Dedemizin, babaannemizin yaşadığı, kaybettiğimiz amcamızın, halamızın, çocuk yaşta ölen kardeşlerimizin, akrabalarımızın  mezarlarının olduğu…

Topraktan evlerin kapılarının, yağan kardan sonra içerden kürekle açıldığı… Uzun kış aylarının memleketi Erzurum… Bugün Erzurumlular Dayanışma Federasyonu Genel Başkanlığı’nı üstlenecek kadar yüreğimdeki memleketim… Çok uzağında olsak da biz senden hiç vazgeçmedik… Hep bir yanımız orada… Memleketimizi bir avuç çapulcuya bırakmayacak kadar seninleyiz…

Biz babamızdan dinlediğimiz Erzurum anıları ile büyüdük… Orada yaşamasak da, hep yaşamış kadar olduk… Geleneği, göreneği, örfü, adeti hep yansıdı hayatımıza…  Şiven hep şivemiz oldu hane sohbetlerimizde, dost muhabbetlerimizde… Türkülerin, uzun havaların, barların bizim… Bizim de olmaya devam edecek…

Erzurum’un barı, birlik demektir… Bir arada olmak anlamını taşır… Dadaş’ın anlamı öyle şimdilerde yüklenmek istenen siyasi içerik değildir… Ağabeyidir Dadaş… Küçükler büyük ağabeyine Dadaş der Erzurum’da… Eskiden aile büyüklerinin yanında, çocuğunu kucağa almak anne, baba için saygıda kusur olurmuş… Dedenin, büyük annenin yanında çocuğuna oğlum, kızım, evladım demek yine öyle örfe adete uymazmış… Bacak bacak üstüne oturulmaz büyüğün, misafirin yanında… Doğrudur ya da yanlıştır ama adet böyledir… Büyük içeri girdiğinde ayağı kalkılır… Bizde hala böyledir… Saygıdandır bütün bunlar…

Anlatayım, daha yakın zamanda rahmetli babam ile Erzurum’a gidişimizi… Trenden indik, istasyon memuruna “nerede kalırız?” diye sorduk… İlk kez görüyoruz, ilk kez konuşuyoruz… Her gün onca insanla karşılaşan bir Erzurumlu karşımızdaki… “Oturun biraz, ben sizi götürürüm, nerelerde kalabilirsiniz, görürsünüz” dedi… Aynen de dediği gibi yaptı… Hiçbir karşılık olmadan, canı gönülden yardımcı oldu… Bindiğimiz taksi aynı şekilde… Son derece saygılı, nereye dediysek hizmetini etti… Gittik doğduğum köye, nasıl biliyor musunuz? Etnik kökeni bizimle aynı olmayan ama geçmişi köklerimle dip dipe yaşamış insanların anahtarını verdikleri arabalarıyla.., Araç kiralamamıza müsaade edilmedi yani… Gerçek Erzurumlu böyledir çünkü… Saygıda, hürmette kusur etmez Erzurum’un insanı…

Bize yozluk, yobazlıktan bahsedilmedi Erzurum’a dair… Farklılıklara rağmen, güzel paylaşımlar anlattı büyüklerimiz…

Ben bugüne kadar kime Erzurumlu olduğumu söylediysem, sorulduğunda; “merttir, iyidir, misafirperverdir” dendi Erzurum insanı için… Hep gurur duydum memleketimden… Öyle de olmaya devam edecek…

Şimdi kalkmış üç beş çapulcu, bırakılmış orta yere! Erzurum ile ilgisi olmayan beslemeler birileri tarafından… Seçim telaşı, kaybetme telaşı, şaşkın, gözü dönmüş şekilde… Baharın geleceğinden korkan… Milleti karanlıklara gömmek isteyen… Memleketin neyi var, neyi yok satıp, savmış… Şimdi de geleni, gideni taşlatıyor… Hiç kusura bakmayın, bu harç tutmaz…

Palandöken’e kayak yapmaya gelene, üniversitesinde okumak isteyene, Çifte Minare’yi görmeye gelenlere hangi siyasi partiden olduğu ne zaman soruldu Erzurum’da? Ki bugün İmamoğlu taşlanıyor siyasi kimliği nedeniyle…

Sakın yanılmayın, yanıltılmayın… Özü, yüreği gerçekten Erzurumlu olanın yapacağı işler değil bunlar…

Haydi… Baharda görüşmek üzere…

 

 

Loading