Doların ateşi de enflasyon da düşmüyor

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bayramdan önce iki ayrı programda yaptığı konuşmada, ekonomiyle ilgili açıklamaları gündemdeki yerini koruyor. İstanbul Finans Merkezi açılışında da "Ekonomide sıkıntı varmış, yok, biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz" diyen Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında ekonomistlerin eleştirdiği düşük faiz politikasına yönelik ise “Faizi düşürdük. Ne oldu, battık mı?” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’a cevap veren ekonomistlerin bir bölümüne göre “battık”, bir bölümüne göre ise batmaya “ramak” kaldı. Ülke olarak uçurumun kenarında yaşıyoruz. Faizin düşürülmesinin ardından 1 dolar 20 liranın üzerine çıktı. Yıllık enflasyon yüzde 50’nin üzerinde ve düşmüyor. 2022’de dış ticaret açığı 254,2 milyar dolar oldu. 2023 Ocak sonu itibarıyla 1 yıl veya daha az vadesi kalmış dış borç, 196 milyar dolara yükselerek rekor serisini dördüncü aya taşıdı. Kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yılsonunda 152,8 milyar dolardı. Enflasyonun tahribatı ise her alanda sürüyor. En büyük banknotla bir kilo et alınamıyor.

 

Hiçbir şey yolunda görünmüyor

Ülkelerin ekonomik durumuna ortaya koyan kalemler incelendiğinde hiçbir şeyin yolunda olmadığı görülüyor. Sadece yüksek enflasyon, işsizlik, faiz oranı, ithalat ve ihracat rakamları her şeyi gözler önüne seriyor.

Mevduat faizi yüzde 30’un üzerine çıktı. 7 Nisan haftasında yüzde 0,95 seviyesinde olan dolar cinsi mevduat faizi, 14 Nisan haftasında yıllık yüzde 5,57’ye çıktı.

Türkiye, Birleşmiş Milletler üyesi tüm devletlerin arasında en yüksek enflasyonun yaşandığı 7’nci ülke. Enflasyon oranı yüzde 50,51

İşsizlik meselesine gelince de Türkiye yine en yüksek işsizliğin olduğu ülkeler sıralamasında 3’üncü.

İthalat her ay rekor tazeliyor. Dış ticaret açığının kapanmasının hayali bile kurulamıyor. 2022 yılında gerçekleşen dış ticaret açığı 109 milyar doları geçti. Cari açık ise 50 milyar dolara yaklaştı.

 

Ekonomistler: Battık

Seçimlerden sonra iktidarın değişme durumunu öngörenler, yeni yönetimin bile “enkazı” kaldırmakta çok zorlanacağını ifade ediyor. Kuralsızlığın hakim olduğu ekonomilerde güvensizliğin baş göstermesi ve yaşanılanların kabul edilmemesi nedeniyle hiçbir sonunun çözülemeyeceğini savunuyor. Çok sayıda ekonomiste göre Türk ekonomisi can çekişiyor. Sadece son iki yıldaki uygulamalar nedeniyle geride büyük bir enkaz kalıyor.

 Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göre işler “hiç de öyle” değil ve her şey yolunda gidiyor. Erdoğan’ın “Faizi düşürdük ne oldu, battık mı” sorusuna Prof. Dr. Veysel Ulusoy, sosyal medya hesabından “Battık” şeklinde cevap verdi.

Ekonomist İbrahim Turan ise yüksek enflasyon üzerinden Erdoğan’a cevap verdi. ”Ülkelerin batması enflasyonla olur” diyen Turan, sosyal medya hesabından “Venezuela, Lübnan, Zimbabwe… gibi uluslararası kriterlere göre ‘batmış’ ülkelerle aynı lige düştük. Enflasyon toplumun cebindeki parayı fark ettirmeden çalmaktan farksız” dedi.

Erdoğan’ın izlediği politikalara 2014’ten beri itiraz etmiş ve eleştirilerini açık biçimde hem Erdoğan’a hem diğer yöneticilere doğrudan iletmiş biri olarak cevap hakkını kullanan Gelecek Partili Ekonomist İbrahim Turhan, Erdoğan’ın “Ülkeyi anonim şirket gibi yönetmek çok önemli” sözlerine ”Birincisi; ülkelerin ve devletlerin “batması”, şirketlerinki gibi olmuyor. Sn. Erdoğan ülkeyi şirket gibi yönetmeye eğilimli olduğundan aradaki farkı bilmiyor ve anlamıyor olabilir.” yanıtını verdi.

”Ülkelerin “batması” öncelikle yoksullaşma ile olur” diyen İbrahim Turhan, düşük faiz ve yüksek enflasyon üzerinden grafiklerle ve uluslararası verilerle Erdoğan’a tepki gösterdi.

 

Çift dolar kuru oluştu

Merkez Bankası’nın döviz talebini kısmak için bankacılık sektörünü sıkıştırmasıyla sektörde döviz alış ve satışı arasındaki makas 1 liranın üzerine çıktı.

Ekonomist Özgür Demirtaş, serbest piyasa ve bankalardan çift dolar kuru oluştuğunu belirterek, “Arkadaşlar herkesi dün geceki gülmelerden sonra artık ciddiyete davet ediyorum: Serbest piyasa ve Bankalarda oluşan çift Dolar kuru sağlıklı değil. Bu konunun çözülmesi lazım. Bankalarda Dolar kuru 19.39 dan, Kapalıçarşıda 20.09’dan bozuluyor. İnsanlar bavulla çarşıya gidiyor!” diye yazdı.

Demirtaş, paylaştığı bir diğer tweet’inde ise, “Dış Ticaret Açığı rekor negatif, cari açık rekor negatif. Özelleştirecek mal yok kadar az. Doğrudan yabancı yatırımı yok ve hükümet Doları zorla baskılamaya çalışıyor. Bu method çalışmaz. Serbest bırakıldığı anda Dolar 24-25’lere fırlar. Bu yanlış ekonomi politikasından dönün” değerlendirmesi yaptı.

 

En büyük banknotla 1 kilo et alınamıyor

Türk lirasının enflasyon karşısında eridiği ve et fiyatlarının yükseldiği Türkiye’de, en büyük banknot olan 200 TL ile bir kilo et alınamıyor. En büyük banknot ile sadece 760 gram dana eti alınabilen Türkiye, yaklaşık 30 ülke içinde açık ara en az et alınabilen ülke konumunda bulunuyor.

 

Doların ateşi yükseliyor

Son dönemde ise hükümet kur korumalı mevduat, ihracatçıdan gelen döviz geliri ve Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden gelen swaplarla (takas sözleşmesi) dolar kurunu belli bir seviyede tutmaya çalışıyor. Nakit döviz talebini karşılamakta zorlanan Merkez Bankası,  “arka kapı” müdahaleleri ile dolar kurunu 20 liranın altında tutmaya çalışırken, net döviz rezervi -47 milyar dolara geriledi.

Hükümetin yaklaşık dokuz aydır sürdürdüğü kuru baskılama politikası Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesine yol açarken serbest piyasa ile bankalar arasındaki kur farkı sürdürülemez boyuta geldi. Resmî dolar TL kuru ile serbest piyasa kuru arasındaki fark 1,50 TL’ye kadar yükseldi. İki kur arasındaki fark yüzde 4,8’i buluyor. Kapalıçarşı ve bankalar arasında yüzde 2 kadar bir farkın makul olabileceğine dikkat çeken iktisatçılara göre yüzde 5’in aşılması durumunda bu durumun sürdürülmesi iyice imkânsız hale gelecek.

Nakit döviz temin etmek için İstanbul Kapalıçarşı’nın yolunu tutan TCMB, 3 Mart-14 Nisan tarihleri arasında 43 ton (2,3 milyar dolar) külçe altın sattı.

Ekonomist Uğur Gürses rezervler azaldığı için TCMB’nin mart başından itibaren altın sattığını belirtti. Gürses’e göre, TCMB likit döviz ihtiyacı için altın satışıyla birlikte yabancı para efektiflerini de döviz hesaplarına geçirmeye başladı.

Toplam 5,5 milyar dolarlık varlığın likit dövize çevrildiğine dikkati çeken Gürses söz konusu hamleyi “Evdeki gümüşleri satmak.” diye yorumladı.

Yılsonunda 25 lirayı geçebilir

İktisatçılar piyasadaki fiyatlamalara göre de dolar yıl sonunda 25 lirayı geçebilir. Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasası (VİOP) yıl sonunda dolar kurunda yüzde 34 artış olacağını fiyatlıyor. Aralık 2023 için dolar vadeli fiyatı 25 lira 96 kuruş.

DW Türkçe’ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan, enflasyonun yükselişe geçtiği geçen yılın ortalarından itibaren TL’nin aşırı değerlendiğine dikkat çekiyor. Bir ülkede enflasyon varsa parasının değerinin yabancı paralar karşısında hızla aşınacağına dikkat çeken Oyan, “Mesela geçen yıl Türkiye’de enflasyon yüzde 64,27 oldu. Almanya’da ise enflasyon yüzde 7,9 olarak açıklandı. Türk Lirası’nın Euro karşısında paritesinin korunması için kabaca yüzde 55 civarında değer kaybetmesi gerekir” diyor.

Doların 31 Aralık 2021’den itibaren 13 lira olduğunu, 2022 sonunda ise 18,70’e geldiğini ifade eden Oyan, bu süre zarfında kurun yaklaşık yüzde 43 yükseldiğini, TL’nin yüzde 30 değer yitirdiğini söylüyor. Aynı dönemde yüzde 64,27 oranında enflasyon olduğunu hatırlatan Oyan, arada ciddi bir fark olduğuna dikkat çekerek ekliyor: “Bu yılın ilk üç ayına baktığımızda da TL’nin dolara karşı değer kaybı yüzde 3,7 iken enflasyon 12,52. Yani değerlenme devam ediyor demektir bu. Dolayısıyla bir düzeltme olacaktır.”

********

“DÖVİZDEKİ MAKASIN AÇILMASI İHRACATÇIYA ZARAR YAZIYOR”

Ramazan Abay (Ekonomist / Prof. Dr) – Son zamanlarda döviz piyasasında yaşanan gelişmeler ihracatçının yarınını görememesinde çok büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Faiz üst sınırının kalkması sonucu Kur Korumalı Mevduatta (KKM) yaşanan yükseliş, dolar ve euroya alım talebinin artması, Merkez Bankası tarafından ilan edilen kur ile serbest piyasada oluşan kur arasındaki makası da %5’in üzerine çıktı.

Son bir haftada KKM hesaplarında 113,7 milyar Lira artarak 1,9 trilyon Liraya yükselirken, net uluslararası rezervler de 12 milyar dolara düştü. Fiziki döviz talebinin arttığı bir ortamda Merkez Bankasının açıkladığı kur ile serbest piyasa ve bankaların açıkladığı alış-satış makası açılmaya devam edecek. Bunun sonucu olarak ihracat ve satışta ülke ihracatında belirlenen yükselmenin tersine düşme olacaktır.

Diğer taraftan ihracatçının yurt dışı satışlarından gelen dövizlerin %40 Merkez Bankasının saat başı açıkladığı kur üzerinden Merkez Bankasına satma zorunluluğu var. Eğer ihracatçı Merkez Bankası reeskont kredisi kullanmışsa, bu durumda gelen ihracat bedelinin %70’ini Merkez Bankasının saat başı açıkladığı kurdan satmak zorundadır.

İhracatçı ihracat yapabilmek için ithalat yapmak zorundadır. Örneğin bitkisel yağ ihracatı yapan firmalar ithalat yapmak zorundalar. Bu durumda ihtiyaçları olan dövizi serbest piyasa ya da Bankalardan %5 daha fazla ödeyerek almak zorundadır. İhracatçının bu mağduriyetinin giderilmesi için ihracatçıya ithalatı sırasında aynı miktardaki dövizi Merkez Bankasına devir yapıldığı andaki kur üzerinden alma fırsatı tanınmalıdır.

Döviz kurlarındaki alış-satış arasındaki makasın artması devam ederse ihracatçı mal satamaz. İhracat pazarlarını kaybetme riski ile karşı karşıya kalacaktır. Tabi ki sonuçta siyasi irade hedeflediği döviz girişlerine ulaşamayacaktır. Bu konuda ısrarlı olunursa iş işten geçmiş olacak. Bugünden tezi yok yanlış politikalardan zarar büyümeden dönülmelidir.

Loading