20 yıldan fazla bir süredir yönetim, uluslararası iletişim, teknoloji ve uluslararası standartlar konularında deneyim sahibi olan Öney, Atrify’da CEO’yla doğrudan bağlı olarak Avrupa ve Okyanusya ülkelerinde yerel ofislerin operasyonlarından sorumludur. Öney, Almanya, Çin, Belçika ve Türkiye gibi birçok ülkede hem yaşamış hem de uluslararası şirketlerde üst düzey görevlerde bulunmuş, sertifikalı bir proje ve insan yöneticisidir. Ayrıca beş yabancı dili (İngilizce, Fransızca, Hollandaca, Çince ve Lehçe) akıcı bir şekilde konuşabilmesi sebebiyle birçok müşterilerle güçlü ilişkiler kurmakta ve onlarla uzun vadeli çalışmaktadır.
Öney’in ayrıca sahibi olduğu Ecomes, kurumsal mimari ve dijital dönüşüm sağlayan bir şirketi olup, Avrupada danışmanlık çözümleri sunmaktadır. Yönetim kurulu üyesi olduğu TÖSED, Türkiye ile ticaretin artırılmasını hedefleyen bir sivil toplum örgütüdür ve Belçika’nın en iyi üç iş dünyası derneğinden biri olarak kabul edilmektedir. Öney ayrıca, dünyadaki hemen hemen tüm endüstriyel ürünlerde görülen karekod (barkod)’un mimarı ve standardının yazarıdır. Öney, uluslararası konferanslarda sık sık konuşmacı olarak yer almaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Siyasete ilişkin düşünce ve projeleriniz nelerdir?
Türkiye bugünlerde çok sıkıntıları olan bir dönemden geçiyor. Özellikle Avrupa pazarından an ve an uzaklaşması ve kendi geleceğini dahi Avrupa ve ABD pazarlarına mal ve hizmet satma üzerine kurmuş olan milletlerin pazarlarını çözüm olarak gören anlayış, ekonomik varlığımızı sıkıntıya sokmuş durumdadır.
Toplumun özellikle ekonomik sıkıntılarını iddialı projeleri politikasının temeli yapan iyi partide siyaset yaparak, bu çözümlerin bir parçası olmayı kendime görev adettim. Bu toplumun içinden yetişmiş ve iyi bir eğitim almış kişiyim. Uzun suredir yurt dışında çalışan ve Belçikadaki Türk özel sektör derneği yöneticisi is adamı olarak özellikle Türkiyenin iki yüz yıllık hedefi olan muasır medeniyetlerin üzerine çıkarmakta görev almak istedim. Bu konuda Türk Avrupa Birliği ilişkileri ve geleceği önem arz etmektedir. Uzun suredir Belçikada çalışan iş adamı olarak, İyi partinin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinde ve projelerinin gerçekleşmesinde çok önemli bir rol oynayacağımı düşünüyorum.
Ayrıca eşim de 20 yıldır Avrupa Birliği Komisyonu’nda önemli bir konumda çalışmaktadır. Avrupa Birliği regülasyonlarını ve usullerini çok iyi bilmektedir. Avrupa birliği ilişkilerinde, eğer bu fırsatı yakalarsam Türkiye ve AB ilişkilerinde önemli bir katkım olacağını düşünüyorum. Ama her durum ve şartta İyi Parti’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri ve projelerinde Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’de eli ve ayağı olma konusunda kararlıyım. Çünkü inanıyorum ki Türkiye’yi ve Türk insanını refaha ulaştıracak, İyi Parti’nin siyasi hedefleri ve projeleridir.
Neden aday oldum?
Siyaset kurumu çok önemli bir kurumdur. Çünkü diğer kurum ve kuruluşların yanlışlar sadece tarafları zarara uğratır. Oysa siyaset kurumu yanlış yaparsa bütünüyle toplum etkilenir ve zarar eder. Siyaset kurumunun kalitesi demokrasinin temel unsurudur. Hukuk devletininde temel taşıdır. Ekonominin eğitimin hak ve özgürlüklerin temel kuralıdır.
Ülkemiz bu önemli kurumun eksikliklerini her açıdan yaşamakta ve bu sebeple hukukta ekonomide eğitimde sağlıkta asrın hedeflerini yakalayamamaktadır. Öz deyişle Atatürk’ün gösterdiği büyük hedeflerin çok gerisinde kalmaktadır.
İşte ben iyi eğitim almış bir Türk genci olarak siyaset kurumuna ve dolayısıyla ülkeme katkıda bulunmak için İyi Parti saflarında yer almak üzere yola çıktım ve adaylık için başvuruda bulundum.