Seçim güven içinde yapılabilecek mi?

Seçim takvimi açıklandı. YSK’nın ‘mühürsüz oylar’ ve 'İstanbul seçiminin iptali’ kararları endişeleri artırıyor. Muhalefetin parmak boyası talebi de reddedildi.

Türkiye 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri için sandık başına gidecek. Seçim, Millet İttifakı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhur İttifakının adayı Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan arasında geçecek.

Seçim öncesi ve sonrasında yükü en ağır kurumların başında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) geliyor. Fakat YSK, geçmişte verdiği kararlar nedeniyle muhalif seçmene güven vermiyor. Mühürsüz oylar ve İstanbul seçiminin iptali krizlerinde başrol oynayan YSK’nın son yıllarda verdiği kabul ve ret kararları hep iktidar partisi AKP lehine oldu.

31 Mart 2019 seçimlerinde Millet İttifakı’nın desteklediği CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Ekrem İmamoğlu seçimi 13 bin oy farkla kazandı. Muhalefetin 14 Mayıs öncesi seçim güvenliği tartışmalarını sonlandıracak ‘parmak boyası uygulansın’ talebi de YSK tarafından kabul görmedi.

Mühürsüz oylar

Seçim güvenliğiyle ilgili en büyük tartışmalardan biri 16 Nisan 2017’de yapılan Anayasa değişikliği referandumunda yaşandı.  Oy verme işlemi başlamadan evvel sandık başkanları tarafından mühürlenmesi gereken zarfların ve pusulaların mühürsüz şekilde kullanıldığının ortaya çıkması “şaibe” iddialarını ortaya çıkardı.

 YSK, “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun”un “Sandığın açılması ve zarfların sayımı” ile ilgili 98’inci maddesinde mühürsüz oyların geçersiz olduğunun belirtilmesine rağmen “mühürsüz” oyları geçerli sayarak tartışmanın odağında yer aldı. Madde: “Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, tamamı yırtılmış olan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan zarflar geçersiz sayılır.”

Dönemin YSK Başkanı Sadi Güven, mühürsüz oyların AKP’nin yoğun itirazları sonrası sayıldığını söyledi. Sayım sonucunda “evet” ve “hayır” oyları arasında 1 milyon 379 binlik fark bulunca tartışmalar daha da alevlendi. Mühürsüz oylarla ilgili CHP’in iptal başvurusunu YSK reddetti. Karara tepki gösteren CHP ise bütün hukuki yolları deneyeceğini açıkladı. Fakat aradan geçen bunca yıla rağmen bir sonuç çıkmadı.

YSK’nın kararı dünyanın da tepkisini çekti. DW’de yer alan habere göre referandum sürecini izleyen AGİT’in Baş Seçim Gözlemcisi Michael Georg Link, usulsüzlük iddialarının araştırılması gerektiğini söyledi. Alman basınına konuşan Link, “YSK’nın yanlış ya da mühürsüz oyları geçerli sayma kararının Türk yasalarına aykırı olduğu sabittir” dedi.

İstanbul’a iptal, Balıkesir’e onay

YSK, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçiminde AKP’nin seçimleri 13 bin oyla kaybettiği İstanbul’da seçimleri iptal ederken, yaklaşık 10 bin oyla kazandığı Balıkesir’de İYİ Parti’nin “sayımın yenilenmesi” başvurusunu reddetti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) seçimini Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım’a karşı Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu kazanınca, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’un 13 bin oy farkla teslim edilemeyeceğine dair yaptığı açıklamanın ardından itiraz süreci başladı.

YSK, AKP ve MHP’nin itirazları sonucu 6 Mayıs’ta İBB seçimlerinin iptal edilmesine ve yeniden yapılmasına karar verdi. Muhalefetin tepkisini çeken bu karar sonrası İYİ Parti ile CHP, YSK’ye başvurarak, İstanbul’daki tüm seçimlerin oyların aynı zarfta kullanıldığı gerekçesiyle iptal isteminde bulundu.

YSK, İBB seçimini iptal ederken, CHP ve İYİ Parti’nin İstanbul seçiminin tümünün iptal istemi talebiyle yaptığı başvuruyu reddetti.

Yerel seçimlerde benzer bir tartışma da Balıkesir’de yaşandı. Balıkesir’de AKP’nin adayı Yücel Yılmaz yaklaşık on bin oy farkıyla İYİ Parti’nin adayı, İsmail Ok’u geçerek seçimi kazandı. Oy oranındaki fark yüzde 1,28 olurken, il genelinde yaklaşık 30 bin geçersiz oy kullanıldı. İYİ Parti, tüm ilçelerdeki geçersiz oyların sayımına ilişkin ilçe ve il seçim kurulları ile YSK’ya yaptığı başvurular reddedildi.

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen, kendi somut gerekçelerinin İstanbul’daki itirazlardakilerden daha güçlü olmasına rağmen ret kararları verildiğini, YSK’nın bununla eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiğini ve Balıkesir’deki seçimin şaibeli hale geldiğini söyledi.

İsmail Ok ise açıklamasında çifte standarda dikkat çekerek, “YSK’ya yaptığımız itiraz iki saat içinde reddedildi, dosyanın incelendiğini dahi düşünmüyorum. İlden ile aday adaya, partiden partiye farklı karar veriliyor. İstanbul’daki vatandaşın kullandığı oy da Balıkesir’deki değil mi? Birçok yerde İYİ Partili adayların İtirazlarının neredeyse hiçbirisi kabul edilmedi. Biz şu anda Türkiye’de zenci muamelesi görüyoruz. Tek istediğimiz Balıkesir halkının sandıktan çıkmasının teyit edilmesi” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Parmak boyası teklifi

Son yıllarda yapılan seçimlerde seçim güvenliği en çok tartışılan konuların başında geliyor. Bu tartışmaların önünü alabilmek için CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi, YSK’ya ‘seçimde parmak boyası uygulansın’ talebinde bulundu. YSK, talebi reddetti.

İYİ Parti YSK Temsilcisi Mustafa Tolga Öztürk, “Yüksek Seçim Kurulu, ‘Yasal düzenleme gerektiğinden işlem yapılmasına yer olmadığına’ şeklinde karar verdi” demişti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, YSK’nin kararıyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Paylaşımına YSK’nin hesabını etiketleyen Özkoç, şunları kaydetti: “YSK’ya çağrımızdır: YSK seçim güvenliği için ‘parmak boyası’ kullanılması talebini kanun yürürlükten kaldırıldı diye reddediyor. Anayasa madde 79 açık. YSK bu kararı alabilir. Seçim güvenliği için ‘parmak boyası’ kullanılması kararını alın!”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, seçim güvenliğinin sağlanması talebiyle YSK önünde açıklama yaptı. Parmak boyasının kullanılması yönündeki başvurularına YSK’den “yasanın gerekli olduğu” yanıtını aldıklarını belirten Özdağ, şunları söyledi:

“‘Yasa gerekir’ diyen YSK…”

Mesele seçimin güvenliğini sağlamakken ve bunun için ortada talep varken, YSK bu talebi karşılamak konusunda neden gereken inisiyatifi almıyor da seçimi güvensizleştirecek bir sürece ön ayak oluyor. Bir yüksek yargı organı olarak bu konuda yasaya gerek kalmadan da düzenleme yapılabilir. Birçok yetkin hukukçunun bu konuda yapmış olduğu açıklamalar var. Bugün ‘yasa gerekir’ diyen YSK, referandumda Anayasa’nın emrini çiğneyerek ve kendisini TBMM yerine koyarak mühürsüz 2 buçuk milyon oyu geçerli kabul etmişti. O zaman yasa aramayan, Anayasa’yı çiğneyen YSK, şimdi mi yasalara çok uyar hale geldi? Mesele seçimin güvenliğini sağlamakken ve bunun için ortada talep varken, YSK bu talebi karşılamak konusunda neden gerekeni inisiyatifi almıyor da seçimi güvensizleştirecek bir sürece ön ayak oluyor, bunu anlamıyoruz.

İstanbul’da aynı zarftan çıkan dört pusuladan birisini iptal edip, diğer üçünü kabul eden bu YSK değil mi? Seçmen hangi YSK’ya güvenecek? Doğrusu, biz mavi boya tekrar bu seçimlerde kullanılana kadar ve ithal seçmenle ilgili gerçek sayılar Türk halkına YSK tarafından açıklanana kadar her gün buradayız. Bugün Zafer Partisi olarak buradayız, yarından sonra ittifak üyelerinin katılımıyla burada olacağız.