İkinci Yüzyıl İktisat Kongresi, geleceğin Türkiye’sinin inşası

İzmir büyükşehir Belediyesinin organize ettiği “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi” hafta içinde başladı. Bilindiği üzere 1923 yılında yapılan İzmir İktisat Kongresi, Cumhuriyetimizin kuruluşunda yönetici kadronun Kurtuluş Savaşı zaferinden sonra siyasi ve ekonomik bağımsızlık hedefine yönelmesi sürecinde gerçekleştirildi. Kazım Karabekir’in başkanlığındaki kongreye 1135 delege katıldı. Tüccar, sanayici, çiftçi ve işçi kesimlerinden temsilciler “Misak-ı İktisadi Esasları” tartışıldı ve kabul edildi. Bu kongrede kabul edilen kararlarla özel sektör öncelikli bir ekonomi modeli ilan edilmiş ve yabancı sermayenin davet edilmesiyle Türkiye’de Rusya’daki sosyal ve idari yapının kurulacağı endişesi giderilmiştir. Bu mesaj Lozan antlaşmasındaki ihtilafların giderilmesi aşamasında önemli bir rol oynamıştır. Atatürk’ün konuşmasındaki “kılıçla yapılan fetihlerin sabanla fetih yapanlara yenilmeye ve sonuçta yerlerini bırakmaya mecbur oldukları” yönündeki tespiti çok önemlidir. Bir diğer önemli vurgu ise “kapitülasyonların kabul edilmezliğine” ilişkin kararlılıktır.

İkinci yüzyılın İktisat Kongresi yaklaşık sekiz aylık bir çalışma ile tamamlanmıştır. Türkiye ölçeğinde güçlü temsil kabiliyetine sahip 180 kurumdan 500’e yakın üst düzey yönetici ve kıdemli uzman kongre delegesi olarak toplantılarda bir araya geldi. Ocak-Şubat aylarında yapılan toplantıları dört ayak üzerine kurgulandı. Bunlar “Birbirimizden Razıyız”, “Doğaya Dönüyoruz”, “Geçmişimizi Anıyoruz” ve bizim de katıldığımız “Geleceğimizi Görüyoruz.” 200 den fazla uzmanın katıldığı bu toplantılarda alınan tavsiye kararları kongre ana paydaş grupların değerlendirmelerine sunuldu. Yedi günlük kongrenin her günü farklı bir konsept üzerineydi. Yenilik, vicdan, yürüyüş, doğa, değişim, sadakat ve çokluk için birliğe davet olarak kurgulanmış.

Kongre konuşmacıları ünlü ekonomist ve iktisatçıları arasından seçilmiştir. Uluslararası konuşmacılarda seçkin kişilerdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer de konuşmasında önemli tespit ve vurgulamalarda bulundu. “Geleceği inşa için yola çıkıyoruz. Ortak akıl ve vicdanı yani demokrasiyi inşa ettik. Çoklukta birliğe davetimiz var. Geleceğin Türkiye’sinde gücümüzü çeşitlilikten alacağız. Yaşadıklarımızdan ders çıkarmak ve değişmek zorundayız. Hiçbir şey olmamış gibi ezberlerimizdeki şehirleri yeniden kurmaya devam edemeyiz. Tarım alanlarına ve zemini sağlam olmayan yerlere binalar kuramayız. Doğayla uyumlu şehirlere ihtiyacımız var. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi dil, din, ırk ayırt etmeden insana ve doğaya yapılan bir yürüyüş çağrısıdır. Tarihi sorumluluğumuzun farkındayız. Yeni bir Türkiye kuruluyor. Adil, özgür, müreffeh ve demokratik bir Türkiye. Bilimle aklın rehberliğinde vicdanla ve cesaretle.” Bu sözlere katılmamak mümkün değil. Ortak Akıl, Bilim ve Vicdan bir toplumun birleştirilmesini sağlayacak uzlaşı unsurları kuşkusuz. Kongrenin sonuç metni kapanış toplantısının gerçekleştirileceği 21 Mart’ta maddeler halinde delegelerin onayına sunulacaktır. Sonuç metini ile ilgili değerlendirmelerimiz daha sonra ayrı bir yazı konusu olacak. Yayınlanacak sonuç metninin Türkiye’nin İkinci Yüzyılındaki İktisadi politikalarımızın belirlenmesinde ne denli bir rol oynayacağını hep birlik izleyeceğiz.

Yazımızı Sn. Tunç Soyer’in Gençlik Forumunun açılışında yaptığı konuşmadan beğendiğimiz bir bölümü ile sonlandıralım. “Dünyanın en güzel coğrafyasında, en güzel iklim kuşağında ve en bereketli topraklarında bu yoksulluğu, sefaleti, işsizliği hiçbir gencimiz hak etmiyor. Başka bir Türkiye mümkün.”