Bu yıl 8 Mart Dünya kadınlar gününe depremden etkilenen kadınların ve çocukların hak ihlallerine dikkat çekerek başladık. Ülkemizde kadınlara yönelik şiddet artarak devam ediyor. Yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi ile yasal güvenliklerinden yoksun kalan kadınlar ve kız çocukları aile içinde ve sosyal yaşamda hak ihlalleri yaşıyor. Geçen yıl içinde 327 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 108 kadın işçi işverenlerin tedbir almadığı iş yerlerinde yaşamını yitirdi…
Hala bugüne kadar yardım alamamış depremzedelerimiz var. Cadır – kentler güçlü bir lodosta uçmaya, şiddetli bir yağmurda su baskınına uğramaya mahkum emaneten kurulmuş bekliyor…
Bunca akıldan ve bilimsellikten uzak bir yaşamın umutsuzluğunda bekleyen halkın, Meral Akşener’in ayrıldığının duyulması ile birlikte düştüğü boşluk dayanılmazdı. Akabinde halkın aldatılmış olma ihtimalinin uyandırdığı öfke ve onun oluşturduğu kamuoyu baskısı o kadar büyük oldu ki, diplomasi araya girdi. Sonunda yeniden bir uzlaşma sağlandı. CHP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları Cumhurbaşkanı yardımcıları adayı olarak ilan edildiler.
Millet İttifakı’nın halka seçildikleri takdirde, hukuk devleti temelinde demokratik bir sisteme kavuşulacağı umudu vermesi toplumda hissedilir bir sinerji yarattı…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı ve iki popüler Belediye Başkanın da, Başkan yardımcıları adayları olarak olarak iln edilmesi olayı Batı basınında da geniş yer buldu;
İngiltere’de yayınlanan The Guardian Gazetesi Türkiye’de muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu için “Türk muhalefeti gözler önünde yaşanan patırtıdan sonra kitabı adayda anlaştı” başlığıyla halka duyuruyor.
Gazete alt başlığında ise, “bazıları 74 yaşındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı 20 yıllık koltuğundan edecek karizmaya sahip olmadığını söylüyor” ifadelerine yer verdi.
Haber portalı Politico da Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘popüler’ İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yerine tercih edildiğini belirterek haberi “Türk muhalefeti Erdoğan karşıtı adaylık için Kılıçdaroğlu’nun arkasında birleşti” manşetiyle
Amerikan New York Times gazetesi “Muhalif partiler bir aday seçerek Erdoğan’ın rakibini belirledi” başlığını kullanırken ülkenin siyasi ve ekonomik kaderini kökten değiştirebilecek seçimlere iki ay kala Erdoğan’ı koltuğundan etmek isteyen muhalif koalisyonun tecrübeli bir muhalif politikacıda karar kıldığını vurguladı
Fransız Le Monde gazetesi, aylar süren belirsizlik ve siyasi çekişmenin son bulduğunu vurguladı ve son dakikada muhalefetteki bir bölünmeyi engellemek için Kılıçdaroğlu’nun İstanbul ve Ankara’nın Belediye Başkanlarını da, Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atayacağını belirterek Kılıçdaroğlu’nun “Bölünseydik silinirdik” sözlerine yer verdi.
Fransız haber ajansı AFP de “Kılıçdaroğlu: Türkiye’nin ‘sessiz gücü’ Erdoğan’ın karşısına çıkıyor” başlığıyla verdiği haberde Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 yıldan uzun bir süre ve bazı acı yenilgilerden sonra muhalefetin güvenini kazanarak mayıs ayındaki hayati seçimlerde meşale taşıyıcısı konumuna geldiğini vurguladı.
Alman Die Welt gazetesi “Muhalif lider Kılıçdaroğlu Erdoğan’a meydan okuyor” başlığıyla verdiği haberinde Erdoğan karşıtı koalisyonun adaylık konusunda neredeyse çöktüğünü vurgularken acaba “Kılıçdaroğlu mayıs ayında Erdoğan’ı yenebilecek mi?” sorusunu sordu. Haberde 20 yıldan fazladır iktidarda olan Erdoğan’ın kamuoyu anketlerine göre bu defa ‘korkması gerektiği’ belirtildi.
Popülizm halkın önyargıları, hayal kırıklıkları, öfkelerine seslenme esasına dayanan bir doktrindir diyebiliriz. Toplumsal bir program ya da sistematik ideoloji oluşturmadığı, rejim karşıtı bir siyaseti içerdiği içinde ırkçılık ve köktendincilik ile birleşebilirliği de ortadadır. Bu birleşme İnsan Hakları ve Demokrasinin sonunu getirmektedir.
Şimdi ortak akıl ve bilimle, ortak bir programla, tıpkı 1923’teki gibi, karanlıklardan aydınlığa doğru birlikte yola çıkma zamanıdır.