Geçen hafta söz verdiğim üzere bu hafta Economist’in Türkiye Özel sayısında çıkan diğer başlıkları kısaca özet halinde paylaşacağım.
Toplam 8 başlıktan oluşan bu sayı Türkiye’nin yabancı ülkelerin, özellikle Batı medyasının gözünde, nasıl gözüktüğünün bir mozaiğini oluşturuyor.
“Tayyip Erdoğan’ın yakınları giderek güçlendi”
Economist, Erdoğan’ın yakınlarının geldiği pozisyonlara ayırdığı bu makalesinde dikkati Erdoğan’ın akrabaları üzerine kariyer anlamında yapılan devlet bazında yolsuzlukları gözler önüne sermiş. ‘’Türkiye’nin yeni ekonomik modelinden sorumlu olan muhalif siyasetçilere ve eski Adalet ve Kalkınma (AK) yetkililerine sorunca Berat Albayrak adında bir isim çok çıkıyor. Albayrak, birkaç yıl enerji bakanlığı yaptıktan sonra 2018’in ortalarında maliye bakanlığını devraldı. İki yıl sonra şok istifası sırasında, merkez bankasının döviz rezervleri ve güvenilirliği tükenmişti ve lira neredeyse yarı yarıya değer kaybetmişti. Yine de mirası yaşıyor. İçeriden kaynaklar, maliye bakanlığında hâlâ Albayrak’ın müttefiklerinin görev yaptığını söylüyor. Şimdi maliye bakanı olan Nureddin Nebati ise yakın arkadaşı. Onun gözetiminde ülke, Albayrak’ın büyümeyi canlandırmak için oranları düşürme politikasını sürdürürken, lirayı desteklemek için döviz rezervlerini satmıştır.Ve o, Sayın Erdoğan’ın akrabalarından sadece biri. Oğullarından biri olan Bilal Erdoğan, AK yetkilileri ve partinin gençlik kolu arasında bir taraftar kitlesine komuta etmekte. Geçen yıl genç Erdoğan, İran ve Rusya cumhurbaşkanları İbrahim Raisi ve Vladimir Putin ile birlikte Tahran’daki bir zirvede belirdi ve Özbekistan’a yaptığı resmi ziyarette babasına eşlik etti.
Ancak ailenin büyük yıldızı, bir savunma şirketi olan Bayraktar’ın teknolojiden sorumlu başkanı ve Türkiye’nin başarılı drone programının yüzü olan cumhurbaşkanının diğer damadı Selçuk Bayraktar. Muhalefet yandaşları arasında bile popüler olmasına rağmen, Bayraktar şimdiye kadar siyasetten uzak durmayı tercih etti.
Türkiye diğer ülkelerde İslam’ı yükseltmeye çalışma görevinden vazgeçti.
2011’de Hüsnü Mübarek’ı devirdikten sonra Mısır’da yönetime geçen Müslüman Kardeşliğe Erdoğan sırtını dayamışa benziyordu. Bundan iki yıl sonra yönetimi kanlı bir şekilde ele geçiren Sisi’yi en ağır şekilde eleştiren Erdoğan ise bu dönemde açıkça Mursi’yi desteklemişti.
Siyasal İslam, Türkiye’de Erdoğan’ın isteyebileceğinden daha az ilerleme kaydetti. Ancak 2011’de Orta Doğu’yu sarsan Arap Baharı’ndan sonra bölgede Türkiye Siyasal İslam’ın ana ihracatçılarından biri haline geldi.
Mısır’ın yanı sıra Türkiye, Libya, Suriye ve Tunus’ta Müslüman Kardeşler partilerini ve diğer İslamcı grupları destekledi. Erdoğan ve dönemin dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, eski bölgesel düzenin çöküşünü hızlandırmak ve Türkiye’nin yeni düzen üzerindeki etkisini pekiştirmeye gayret gösterdiler. Ancak Mısır’da Sisi göreve geldiğinde ve iki yıl sonra Rusya Esad rejimini desteklemek için Suriye’ye müdahale ettiğinde bu politikanın gücü tükendi. Şimdi ise devir tersine döndü. Kasım ayında Erdoğan, Katar’daki Dünya Kupası’nın oturum aralarında Sisi ile ilk kez bir araya geldi. Türk ve Mısırlı casuslar ve diplomatlar arasında aylarca süren görüşmeler bu görüşmenin önünü açmış oldu.
Erdoğan ayrıca diğer bölgesel güçlerle arasını düzeltti. Veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın yönettiği Suudi Arabistan’la geçen yaz “yeni bir dönem” ilan etti. Veliaht prensin, 2018 yılında İstanbul’daki Suudi konsolosluğunda muhalif bir gazeteci olan Jamal Khashoggi’nin öldürülmesi emrini verdiğine inanılıyor. Erdoğan, Mısır ile Libya’da Türkiye’ye karşı bir vekalet savaşı yürüten ve yetkililerin 2016’daki başarısız Türk darbesini desteklemekle suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri ile yeni ticaret anlaşmaları imzaladı. İsrail komandolarının 2010’da bir Türk gemisinde on kişiyi öldürmesinin ardından bozulan İsrail ile ilişkileri düzeltmeye gayret ederken, Suriye’nin Beşar Esad’ına bile ulaştı.
Türkiye’nin amaçları çeşitlidir. Erdoğan’ın en azından seçime kadar lirayı desteklemek için Körfez parasına ihtiyacı duymakta. Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’de 10 milyar dolar yatırım sözü verdi ve tükenen dolar rezervlerini artırmak için 5 milyar dolarlık döviz takası yapmayı kabul etti. Suudi Arabistan, Türkiye’nin merkez bankasına 5 milyar dolar daha yatırmak için görüşmelerde bulunuyor. Türkiye ayrıca İsrail ve Mısır’ın Doğu Akdeniz’de Yunanistan’a verdiği desteği zayıflatmayı ve kendisini doğal gaz ihracatı için bir geçiş yolu olarak konumlandırmayı ümit ediyor.
Ancak ilişkilerdeki bu “sıfırlama”, Türkiye’nin İslamcı kimliğine mal oldu.
Türkiye, Suudi Arabistan’la uzlaşmanın önünü açmak için Kaşıkçı cinayetiyle ilgili tüm soruşturmaları bırakarak katillerin cezasız kalmasını sağladı. İhvan sürgünleri tarafından açılan haber kuruluşlarına Sisi rejimini eleştirmeme talimatı verdi. Şam da elbet normalleşme için bir bedel talep edecek. Kriz Grubu düşünce kuruluşundan analist Dareen Khalifa, Esad’la yapılacak bir anlaşmanın Türkiye’yi silahlı muhalefetle bağlarını koparmaya zorlayacağını söylüyor. Siyasal İslam, en azından Arap dünyası söz konusu olduğunda, Türk dış politikasında tükenmiş bir güç gibi görünüyor.