Kahramanmaraş merkezli 11 ili yıkıma uğratan, on binlerce vatandaşın yaşamını yitirmesine yol açan deprem felaketi, afet lojistiğinin önemini bir kez daha ortaya koydu.
İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında ve büyük felaketin yaraları sarılmaya çalışılırken, kamuoyunu afet lojistiği alanında bilgilendirmek amacıyla “İzmir’de Afet Lojistiği” başlıklı bir panel düzenledi.
Şube hizmet binasında düzenlenen panelde Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Pervin Ersoy Ataç ile Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Arş. Gör. Dr. Duygu Şahan konuşmacı olarak yer aldı.
“Afet sonrası raporlama yapılmalı”
Panelde konuşan Ataç, “Afetin meydana geldiği anda afet bölgesine hızlı şekilde yanıt verilmesi gerekiyor. Afet öncesi iyi senaryolar planlandıysa hızlı şekilde müdahale edilebilir. Zaman insan hayatına eşittir. Yaşanan afetin ardından da önemli olan kısım süreçlerin raporlanması ve değerlendirilmesidir. Her afet sonunda raporlama yapılması gerekiyor ki ders alınarak ilerlenebilsin” dedi.
“Afette, lojistik yönetimi yüzde 80 oranında etkili”
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremde en temel sıkıntının, bölgeye lojistik açıdan destek sağlanamama olduğunu aktaran Ataç, “Lojistik açıdan başarı sağlanırsa yüzde 80 oranında afet sürecinde başarı yakalanabiliyor” dedi.
Pervin Ersoy Ataç İzmir özelinde afet lojistiği konusunda yapılması gerekleri paylaştı. İzmir, limanlarla çevrili olduğu için deniz yolunun bir alternatif olarak daha çok gündeme getirilmesi gerektiğini belirten Ataç, “Limanlardan alternatif küçük araçlarla ürünlerin sevkiyatı yapılmalı. Deniz kısmı ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmelidir” dedi.
“En temel sorun trafik”
Afet anında en temel sorunun trafik olduğunu dile getiren Ataç, “İzmir depreminde de temel sıkıntı trafikti. Yalnızca deprem özelinde değil, en ufak bir yağışta da en büyük sıkıntı bir yerden bir yere ulaşamama sıkıntısı. Yapılması gereken alternatif yolların planlanmasıdır. Alt güzergahlar belirlenmeli, belki daha küçük araçlarla yardımlar ulaştırılmalı” diye konuştu.
“Planlar ilçeler özelinde olmalı”
Planların ilçeler bazında yapılması gerektiğini söyleyen Ataç, “Her ilçenin altyapısı farklı. Herkese aynı plan dayatılamaz. İl bazında genel plan olmalı ama ilçe bazında da plan yapılması önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
“Eğitimler sıklaştırılmalı”
Eğitim çok büyük önem taşıdığını ve sıklaştırılması gerektiğine dikkat çeken Ataç, “İzmir gibi bir bölgede her an bir deprem, sel gibi bir afet ile karşı karşıya kalabiliriz. Hal böyle olunca bu süreçlerde en az yılda bir kez okullarda afet yönetimine ilişkin eğitim verilmesi gerekiyor” dedi.
“Alternatif yerler toplanma alanı yapılmalı”
Toplanma alanlarının imara açılması nedeniyse sürekli değiştiğini aktaran Ataç, alternatif yerlerin afet toplanma alanı olması gerektiğini belirtti. Ataç, “Afet toplanma alanları açık. Hijyen, temizlik, güvenlik, ısınma gibi konularda sıkıntı yaratıyor. Alternatif yerlerin toplanma alanı olması gerekiyor. Bu alanlar, imara açılabiliyor. İmara açıldığı için toplanma alanları sürekli değişiyor. Daha güvenli alanlar olmalı. Okullar, Stadyumlar, üniversiteler gibi… Binaların altında gıdalar ve su için depolar oluşturulabilir. Bölgesindeki kişiler belli bir süre orada yaşayabilirler” diye konuştu.
“Tüm paydaşlar arasında koordinasyon gerekiyor”
İnsani yardım lojistiğinin en önemli özelliğinin kar amacı gütmemesi olduğunu dile getiren Duygu Şahan da, “Farklı aktörlerin içinde olduğu bambaşka bir alan. Hem kamu hem de birçok kurumun bir arada çalıştığı bir alan. Ordu, lojistik şirketler STK’lar bağışçılar kamu kurumları ve diğer şirketler… Bunların birbirleri arasında ciddi bir koordinasyonun olması gerekiyor. Tüm paydaşlara görevler düşüyor. Üniversiteler çalışma yapabilir. Biz insani yardım lojistiği ve afet yönetimi dersi veriyoruz” dedi.
“İnsani yardım lojistiğinin önemi müdahale aşamasında ortaya çıkıyor”
Afet yönetimi aşamalarını aktaran Şahan, “İlk aşama zarar azaltmadır. Afetin olmasından önce olabilecek en uzun vadeli planlarla strateji belirlenmesi gerekiyor. İkinci aşama hazırlık aşaması. Etkin ve yerinde müdahale için tüm süreçlerin planlanması, stratejiler geliştirilmesini içeriyor. Toplumun bilinçlenmesi, eğitim, panel düzenlemesi, afet planı yapılması, gerekli tedariklerin toplanması gibi süreçler bunun içinde yer alıyor. Afet ne zaman ortaya çıkarsa müdahale aşaması ortaya çıkıyor. İnsani yardım lojistiğinin en önemli olduğu aşama da bu. Daha sonra da iyileştirme aşaması geliyor. Afetten etkilenen kişi ve bölgenin olabilecek en hızlı şekilde normal yaşantısına geri dönmesini sağlanacak çalışmaları ifade ediyor. Okulların açılması, konutların inşası gibi…” diye konuştu.