Kentleşmenin mimarları hemen göreve çağrılmalı

İlk defa ev sahibi olduğum kooperatifin genel kurulu yapılıyordu. Başkan Oğuz Soydan bütün ayrıntıları ile genel kurula bilgi vermiş ve iki ayrı üniversiteye zemin etüdü yaptırıldığını anlatmıştı. Aralarında yer aldığım üyeler olarak ayrıntılı bilgilendirme için onu alkışlarla yanıt vermiştik. Ama bir üye çığlık çığlığa itiraz ediyordu. Aidatlarımızı zemin etüdü gibi boş işlere harcadığını iddia ediyordu.

Hatırlamıyorum ama Oğuz Başkan onu ikna etmeye çalıştı sanırım. Çünkü hiçbir üye bu itiraza itibar etmemiş ve ilgilenmemişti. Sonra büyük deprem geldi… Marmara büyük yara almıştı. İstanbul’da hasar almıştı. Ama o zemin etüdü yapılan konutlar dimdik ayaktaydı.

Oğuz Soydan yıllarca TÜRKKENT yani, Kent Kooperatifleri Merkez Birliği başkanlığı yaptı. Görevi Murat Karayalçın’dan devralmıştı. TÜRKKENT 1988 yılında kurulmuştu. Aktif olduğu yıllarda onlarca yaşanabilir ve depreme dayanıklı kentlerin kurulmasına önderlik etmişti.

TÜRKKENT üye birlikleriyle Ankara’daki Batıkent’ten Ordu’daki Kuğukent’e kadar yerel yöneticilerle birlikte örnek projelere imza atmıştı. Bir yandan kentleşmenin doğru düzlemde ilerlemesine katkı yapmış ve diğer yandan da bugünlerde bir türlü başarılamayan dar gelirlinin konut edinmesini sağlamıştı TÜRKKENT… Hepsi birer efsane olan 14 birliğin bir araya gelmesi ile kurulmuştu. Murat Karayalçın ve Oğuz Soydan döneminde kentleşme ile ilgili onlarca seminer gerçekleştirilmiş. Bu seminerlerin ana konuşmacıları Türkiye’de kentleşmenin babası sayılan iki hoca Ruşen Keleş ve Cevat Geray olmuştu.

Türkiye’nin ilk kentsel dönüşümüne dönemin TÜRKKENT Başkanı Murat Karayalçın imza atmıştı. Bu proje ikna yöntemi ile yerinde kentleşmenin tarihi örneklerinden biri olarak kayıtlara geçmişti.

Oğuz Soydan döneminde devam eden hamlelerle İzmir’den Muğla’ya Türkiye’nin dört bir yanında doğru kentleşme örneklerine imza atılmıştı. Oğuz Soydan’ın “kapı kolları ile uğraşmayın evlerinizin zemin etüdü yapıldı mı ona bakın” sözleri her depremden sonra kulağımda çınlıyor.

Büyük depremde yaşadığımız felaketle ilgili düşünürken bu ekibi hatırladım. Onlar bir zamanlar Türkiye’yi kentleşmede bir üst lige taşımak istemişlerdi. Ama olmadı. Ve bu büyük felaketi yaşadık. Şimdi bu ekibi göreve çağırmanın tam zamanı. Çünkü kentleri yeniden kuracağız ve birilerinin bize danışmanlık yapması, doğru yolu göstermesi gerekiyor. Artık ak saçlılar diye anacağımız Murat Karayalçın’dan Oğuz Soydan’a TÜRKKENT’in efsane ekibini depremlere karşı kurmak zorunda olduğumuz kentleri nasıl yapacağımız konusunda kurulacak masaya davet etmeliyiz.

Hemen şimdi… Hiç vakit geçirmeden… Bu işin şakası yok. Dün İzmir, bugün Kahramanmaraş ve çevresindeki iller, yarın neresi olduğunu söylemek bile istemiyorum. Hadi şimdi tam zamanı.

Zemin etüdü neden önemli?

Bu arada deprem ile ilgili düzenlediğimiz online toplantıda çok önemli konular gündeme geldi. Söz alanlardan biri iş insanı Mehmet Reis oldu. Bölgedeki mutfaklara ilk günden itibaren tedarik için hareket geçtiklerini anlattı ve ekledi:

“Biz risk yönetimini iyi yapmalıyız. Risk yönetimi ne kadar iyi olursa kriz yönetiminde daha az zorlanırız. Biz tarlayı ekerken ilk yaptığımız iş toprak etüdü. Binaları yaparken, kentleri kurarken mutlaka zemin etüdü yapılmalı. Bu konuda artık kararlı olmalıyız.”

Zemin etüdü konusuna Şehir Plancısı Hüseyin Oflaz da dikkat çekti ve şunları söyledi:

“Evet depreme dayanıklı konutlar yapmak mümkün. Bu konuda bilim bizi destekliyor. Ancak önce doğru zemin etüdü ile işe başlamak gerekiyor. Sonra bu zemin etüdünün gerektirdiği şartlara uymalıyız. Bu ilk doğru adım. Sonra alınan numunelerin gittiği tetkik merkezlerinin doğru olması gerekiyor. En önemlisi de herkesin doğru uygulama konusunda ittifak etmesi. Mesela şimdi yeniden binaların yerle bir olduğu yerlere kentler kurarsak, kurulmasını istersek bu felaketin yenisini davet etmek anlamına gelir.”

Loading