Millet İttifakı, ‘İktidar Programı’nı açıkladı

CHP, İYİ Parti, DEVA, Saadet, Gelecek ve Demokrat Parti liderlerinin oluşturduğu Millet İttifakı, 2023 seçimleri için hazırladığı Ortak Politikalar metnini açıkladı. İttifak bileşeni parti temsilcilerinin “krizden kurtuluş reçetesi” olarak ifade ettiği 200 sayfalık bildirge, 9 ana başlık 75 alt başlık ve 2 bin 300’den fazla vaatten oluşuyor.

Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin açıklandığı toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal katıldı.

“Millet İttifakı”na dönüşen Altılı Masa’yı oluşturan liderler, 13 Şubat’taki toplantıda da ortak cumhurbaşkanı adayını belirlemeyi hedefliyor. Daha önce Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, anayasa ve yasal değişikliklere ilişkin mutabakat metinlerinde olduğu gibi Ortak Politikalar Mutabakat Metni de geniş katılımlı tanıtım toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Adalet sisteminden, kamu yönetimine; ekonomiden sektörel politikalara; eğitim ve sosyal politikalardan dış politikaya 240 sayfadan oluşan metinin ön sözünde “Temel hedefimiz, Türkiye’yi herkesin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdüğü ve sosyal refah standartlarına ulaştığı, kadınların, çocukların, gençlerin ve tüm vatandaşların geleceğe umutla baktığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği mutlu bir ülke haline getirmektir” denildi.

Metinde İstanbul Sözleşmesi’nden söz edilmese de, kadın politikalarını açıklayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale, “Tüm uluslar arası sözleşmelere geri dönüleceğini” açıklayıp, “Biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sözleriyle salondan büyük alkış aldı.

*********

“SİYASAL YAŞAMIMIZA IŞIK TUTACAK”

Yekta Güngör Özden (Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı)- Muhalefet partilerinin gündeme getirdiği, demokrasi ile ilgili yeni öneriler bizim siyasal yaşamımıza ışık tutacak niteliktedir. Bunların üzerinde özellikle durup, hepsine ayrı ayrı ve çok bilinçli biçimde değerlendirmek gerekir. Demokrasinin Türkiye’mizde iyice gerçekleşmesi demokrasinin güçlenmesi ve siyasal sömürülerle siyasal çalkantılara son verilip iktidara gelen partilerin partizanlıktan uzaklaşıp kendi partilerine değil tüm ulusa hizmet etmesi başlıca amaç edinilmelidir. Bunu süslü sözlerle anlatıp oy toplamak için çeşitli sözler verip, üzerinde durmadan, gerçekleştirmeden siyasal yaşamına devam eden siyasal partileri bir tür cezalandırma biçiminde halkın tepki göstermesi gerekiyor. genelde seçimi kazanmak, iktidara gelmek için her türlü gerçek dışı sözler verilmekte, her türlü süslü sözlere olanak tanınmakta ve verilen sözlerin çoğu iktidara gelince de maalesef tutulmamaktadır. O yüzden üzerinde durulması gereken şey, seçmenlerin ve kendilerinin oy vereceği partilerin güçlerine göre oylarını değerlendirmeleridir. Ama bizde körü körüne partizanlık yapılmakta, körü körüne oy verilmekte ciddi savlar dinlenmemekte, ciddiyetli olunmayan konular kendilerine yakın bulunan adaylar için oy kullanma nedeni olmaktadır. Demokrasi siyasal yaşamın en güneşli en temiz ortamıdır. Bu ortamı kirletmek isteyen yalnızca iktidara gelip geçinmek ve kendi düşüncelerini gerçekleştirmek sevdasında bulunan partilere oylarla tepki göstermeli, onlara değer vermemelidir. Demokrasi dünyanın en güzel siyasal yaşam biçimi olarak gerçekleştirilmelidir.

Ortaya konulan metinler umut vericidir. Onlar yaşamımıza ışık tutucu yeni öneriler getirmektedir. Bütün dileğin seçimi kazanan siyasal partilerin kendilerini değil, ulusu düşünmeleridir. Kendilerinin iktidarda kalma sürelerini uzatmak için, süslü sözler değil, yaşama geçirecekleri kesin olan sözlerde bulunmaları gerekiyor. Ama bizde sözler oy toplamak için veriliyor. Onu yapmak veya yaşatmak için değil.

Cumhurbaşkanlığı devlet yönetiminde en yüksek makamdır. 7 yıl orada oturan kimsenin makamının saygınlığına gölge düşürmemiş, yaşamıyla görev biçimiyle ayrılması, o saygınlığı yaşam boyunca duyması, herkese duyurması, iyi örnek olması amaç olmalıdır. Bir kimsenin bir yere getirip yıllarca orada oturmasının hiçbir anlamı ve önemi yoktur ama Türkiye’de siyasal hırslar gerçeklerin, olumlu davranışların, yaşam güzelliklerinin önüne geçiyor. Kişisel davranışlarının partizanlık duyguları ile şiddetlendirilmesi ulusa zarar veriyor ve kötü örnek oluyor.  

***********

HİÇ PROBLEMİ OLMAYAN BİR DEVLETİN DIŞ POLİTİKASI GİBİ”

Onur Öymen (Emekli Büyükelçi)- Bu gibi metinlerde uzlaşma olur. Partiler arasında uzlaşılacak noktalar araştırılır herkes farklı şeyler söyler ama herkesin evet diyeceği bir metin çıkar ortaya. Ama dış politika öyle bir konu ki dış dünyaya da bir mesaj veriyor. Diğer konularda daha çok yurt içine mesajlar olabilir, ama dış politika deyince herkes bunlar iktidar olursa ne yapacak ona bakarlar. Bunlar partinin dış politika danışma kuruluna gelirse, orada görüşlerimizi ayrıntılı olarak anlatacağız. Bir konuya verdiğiniz önem, o metnin içinde onun öncelikli bir yer alıp almamasına göre şekillenir. O bakımdan milli dava olarak zikredilen Kıbrıs meselesi çok gerilerde bir maddede yer alıyor. Eğer bir milli davanız varsa bu milli davanızın öncelikli bir mesele olduğunu söylemek lazım.

Bundan daha önlemlisi dış politika deyince akla önce Atatürk gelir. Çünkü Türkiye dış politikası özünü Atatürk saptamıştır. Ve Türkiye Cumhuriyeti kurulurken tespit edilen dış politikanın ana ilkeleri o zamandan beri daima geçerli olmuştur. Dış politika bölümünde Atatürk’ün ismini hiç görmedim.  Yurtta Sulh, cihanda sulh zaten bunu Atatürk söylemiştir gibi dolaylı yorumlanır. Atatürk’ün adını görmemeyi bir eksiklik olarak değerlendiriyorum.

Dışişleri Bakanlığı’na dış politika yapım, karar ve uygulamalarındaki rol ve görevini yeniden kazandırılacak olması, Bakanlık bünyesinde Diplomasi Akademisi vaadi, Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefi doğrultusunda sürecin tamamlanması konusunda vaatler yer alıyor.

Diğer konularda da; bizim birçok konuda problemlerimiz var. Bu hiç problemi olmayan sıfır sorun çözümü arayan bir devletin dış politikası gibi görünüyor. Sorun oluşturan konularda daha kararlı, Türkiye’nin kurallarını ciddi şekilde koruyacak ifadeleri göremedim. Üslupta bizim alışmadığımız bir yumuşaklık var.  Türkiye’nin çıkarlarını kararlılıkla savunma yaklaşımından çok Türkiye’nin uzlaşıcı bir devlet, uzlaşıcı bir yönetim olacağını ön plana çıkarmaya çalışan bir çaba olmuş. Yani dünyaya uzlaşma mesajı veriyor. Bu doğrudur. Dünyaya uzlaşma mesajı verilir ama Türkiye’nin haksızlığa uğradığı konularda da uzlaşacağız diye çıkarsak ortaya o zaman bizim etkinliğimiz, inandırıcılığımız kalmaz. Özellikle Kıbrıs ve Ege konularında üslubumuz bu olmamalı. Sıfır sorun politikası yaklaşımını andıran bir üslupla yazılmış gibi gözüküyor.

********

“UZLAŞI VE ÇOĞULCULUK ÇAĞIN RUHUDUR’

 Hüsnü Erkan (Sosyal Bilimci/ Prof. Dr.)- Altılı masada yakalanan “çoğulculuk ve uzlaşı olgusu” çağın ruhunu oluşturduğu kadar;  aynı zamanda tüm toplumsal sorunların çözüm platformudur da. Uygarlığın geldiği bugünkü aşamada, toplumsal yapılar çeşitlendi, çoğulculaştı ve herkes sesini gerektiğinde sokakta bile duyurabiliyor. Çeşitlenmiş toplum yapısında farklı sosyal tabakalar ve çeşitli sosyal gruplar toplumsal karar süreçlerine katılmak isterler. Bunun tek yolu çoğulcu ve de katılımcı demokratik sistem, özgürlük ve adaletin sağlandığı bir toplum düzeni inşa etmektir. Çağdaş toplumsal sorunlar, ortak ve katılımcı çözümler ister. Oysa AKP iktidarı son on yıldır tam tersi bir rotaya girdi. Kişi egemenliğine dayalı olarak getirdiği saltanat sistemi ve uygulamaları ile adeta bir karşı devrim yarattı. Cumhuriyetin büyük zorluklarla getirip kurumlaştırdığı tüm sistemler, parlamentodan yargı, hükümet ve bakanlıklara kadar tüm kurumlar işlevsizleştirildi. Bütün bu yetkiler tek kişinin keyfi kararlarına bırakıldı. Toplumu uçuracağı iddiası ile gelen düzenleme, evet toplumu uçurdu; ancak uçuruma uçurdu. Yaşanan ekonomik kriz, yoksullaşma, yolsuzluk, enflasyon,  işsizlik, adaletsizlik, hukuksuzluk ve keyfilik toplumun günceli oldu. Orta tabaka eridi, yok oldu. Bu gelişme karşısında, aklıselimini kaybetmemiş liderler, siyasi yelpazenin neresinde olursa olsun bir araya geldiler.  Toplumu uçurumdan çıkarmak ve geleceği yeniden kurmak için ortak bir mutabakat metni hazırladılar. Bu uzlaşı olgusu, liderlerin ve partilerinin kendi rızaları ile bir ortak metinde buluştu. Bu durum bizim toplumumuzda bir ilki oluşturuyor. Bu büyük uzlaşı olgusu kurtuluş savaşındaki M. Kemal Atatürk’ün bin bir zahmet ve uğraş içinde, karşı isyanlara rağmen, oluşturdu Misak-ı Milli ve Kurtuluş Savaşı kadar değerlidir. Zira AKP’nin kesintiye uğrattığı çağdaş uygarlık çizgisindeki rotaya yeniden dönüş bir zorunluluktur. Aksi durumda ülke Orta Doğu bataklığında Orta Çağ toplumu olarak süper güçlerin oyuncağı olmaya adaydır.

Yaşanan Uzlaşı bu boyutta ilk kez yaşandı. Zira bizim insanımız “kişisel” olduğu için genelde uzlaşmayı bilmez. Karşı tarafı biat ettirmek ve kendine bağlamak ister. Oysa “bireyci” Batı insanı bile, karşısındakini de birey olarak gördüğü için Uzlaşmaya yatkındır. Atılan adıma karşılık verir. Beş yılın üstünde yaşadığım Almanya’nın dünyada fark yaratması, “bütüncül dünya görüşü” içinde, çatışma yerine uzlaşma kültürünü etkin kullanmasından kaynaklanır. Çatışmacı sendikacılık olmadı; uzlaşmacı sendikacılık oldu. Almanya hep koalisyonlarla yönetilir. Siyaset ortak ilkelerde uzlaşır. Çoğulcu ve katılımcı demokrasi ortak tabandır. Sosyal piyasa ekonomisi ortak değerdir. Çevreci Sosyal Piyasa ekonomisinde uzlaşılır. Toplumda sosyal kesimler dışlanmaz. Bu uzlaşı kültürü sinerji yaratıyor.

Altılı masa mutabakatının, bozulan kurumları yeniden ve daha işlevsel kurma gayretinde olduğu kadar geleceği de, uygarlık rotasında yeniden yapılandırma amacı taşıyor. Ancak yol biraz zorlu ve büyük çaba gerektirir. Siyasi çoğunluk sağlanınca yasal düzenlemeler daha kolay getirilir. Oysa zor olan ise yerleşik duruma gelmiş bazı değer, alışkanlıklar ve bozulan sosyal dengelerin yeniden sağlıklı olarak kurulmasıdır. Yoksulluk ve gelir dağılımını, örneğin bugünkü gibi yüksek ve sürekli enflasyonla hızla bozabilirsiniz. Ancak aynı hızda düzeltemezsiniz. Gerçi Altılı Masa Uzlaşmasında; Kalkınma, yenilikçi sanayileşme, çöken tarımı ayağa kaldırma, Milli Eğitim ve çağdaş Üniversite eğitimi yanında; Sosyal Yardım ve sigorta sistemlerinden çalışma hayatı ve engellilere, kanayan yara konut sorunundan sağlık sorunlarına, Aile, çocuk, gençlik ve kadın sorunlarına kadar çok değerli bir uzlaşı ve ortak akıl belgesi ortaya konmuş bulunuyor. Bu bütüncül ve çok yönlü yaklaşım, uzlaşı ve ortak akılla uygulanmalıdır. Zira söz konusu bu Güzel Vatan ve Vatanın yükünü çeken vefakar ve cefakar, iyi yürekli insanlarımızdır. Katkı koyan ve uygulayacak olan herkese şimdiden   şükranlarımızla…

*******

ORTAK POLİTİKALAR MUTABAKAT METNİ’NDE ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR:

HUKUK, ADALET VE YARGI:

 

* Cumhurbaşkanı 7 yıllığına bir kez seçilecek.

* Cumhurbaşkanının kararname yetkisi olmayacak.

* Cumhurbaşkanının veto yetkisi olmayacak, geri gönderme yetkisi olacak.

* Seçim barajı yüzde 3’e indirilecek. Yurt dışındaki vatandaşlar en fazla 15 milletvekili ile TBMM’de temsil edilecek.

 

KAMU YÖNETİMİ:

 

* Cumhurbaşkanlığı kurulları ve ofisleri lağvedilecek.

*Türkiye Varlık Fonu kapatılacak.

* Strateji ve Planlama Teşkilatı kurulacak.

* Bakan yardımcılıkları kaldırılacak, müsteşarlık sistemi kurulacak.

* Yerel yönetimlerde kayyumluk sistemine son verilecek.

* Mülakat uygulamalarına son verecek, personel alımı KPSS’de en yüksek puan alandan başlanacak.

 

YOLSUZLUKLA MÜCADELE, ŞEFFAFLIK VE DENETİM:

 

* TBMM’de Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kurulacak.

* Yurt dışına kaçırılan gelirler için Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi kurulacak.

* MASAK idari özerkliğe kavuşturulacak.

* Vergi affı ve varlık barışı kara para aklanması aracı olarak kullanılması engellenecek.

 

EKONOMİ, FİNANS VE İSTİHDAM:

 

* Enflasyon 2 yıl içinde kalıcı şekilde tek haneye indirilecek.

* Türk Lirasına yeniden itibar ve istikrar kazandırılacak.

* Ortalama büyüme hızı yüzde 5’in üzerinde gerçekleşecek.

* 5 yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelir en az iki katına çıkarılacak.

* 5 yılda en az 5 milyon ilave nitelikli istihdam yaratılacak.

* 5 yılın sonunda ihracatı 600 milyar dolara, kilogram değeri 2 doların üzerine çıkacak.

* Merkez Bankası gibi üst düzey atamalar TBMM’de nitelikli çoğunlukla yapılması sağlanacak.

* Merkez Bankası bağımsızlığına müdahaleye yol açan Fiyat İstikrarı Komitesi kaldırılacak.

* Merkez Bankası idare birimleri Ankara’ya taşınacak.

* KKM durdurulacak, mevcut hesaplar vade sonunda kapanacak

* İhracat gelirinin yüzde 40’ını bozdurma şartı kaldırılacak.

* Vergi denetimi iş dünyası üzerinde baskı aracı olmaktan çıkarılacak.

 

BİLİM, AR-GE, YENİLİKÇİLİK, GİRİŞİMCİLİK VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM:

 

* Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu çalışır hale getirilecek.

* Bilişim ve Yenilikçilik Bakanlığı kurulacak.

* Beyin Göçüyle Mücadele Eylem Planı hazırlanacak.

* Telekomünikasyon sektöründe tüm imtiyaz sözleşmeleri incelenecek, yeni yetkilendirme rejimi uygulanacak.

* Ulusal İnovasyon Sistemi kurulacak.

* Silikon Vadisi gibi girişimcilik ekosistemlerinin bulunduğu yerlere Özel Temsilci atanaca.

 

SEKTÖREL POLİTİKALAR:

 

A – Tarım

 

* Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı kurulacak.

*  Mazotta ÖTV kaldıracak, çiftçilere kullandıkların gübre ve tohum maliyetinin yüzde 50’si destek olarak verilecek.

* 5 yılda bir tarım ve hayvancılık sayımı yapılacak.

 

B- Sanayi ve teknoloji, savunma sanayi

* Yüksek teknolojinin ihracattaki payı yüzde 10’a çıkarılacak.

*Yeşil Dönüşüm Ar-Ge Destek Paketi’ hazırlanacak.

* “Proje Bazlı Teşvik Sistemi objektif, adil ve şeffaf uygulanacak.

* Savunma Sanayinde özel sektörün önünü açılacak, adil rekabet sağlanacak.

 

C – Enerji ve Madencilik

 

* Enerji Bakanlığı’nın EPDK’nın müdahalesine son verilecek.

* Enerjide sübvansiyon yerine sanayici ve vatandaşa maddi destek verilecek.

* Kalıcı yaz saati uygulaması sonlandırılacak.

*  Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi kurulacak.

* Yeni Maden Yasası çıkarılacak.

 

D – Ulaştırma ve Lojistik

 

* Kanal İstanbul projesi iptal edilecek.

*  Atatürk Havalimanı yeniden uçuşlara uygun hale getirilecek, Esenboğa Havalimanı Anadolu şehirlerinin yurtdışına alternatif çıkış kapısı olacak.

 

E- Dış Ticaret, İç Ticaret ve Rekabet Politikası

 

* İhracat gelirlerinin yüzde 40’nın Merkez Bankası’na satma zorunluluğu kaldırılacak.

* Eximbank sermayesi güçlendirecek.

* DEİK bağımsız bir yapıya kavuşturulacak.

 

F- KOBİ’ler ile Esnaf ve Sanatkarlar

 

* KOBİ’lerin kredi hacmi artırılacak.

*  Esnaf ve Ticaret Bakanlığı kurulacak.

* Küçük esnaf, zincir marketler ve AVM’ler karşısında korunacak

G -Turizm

* Turizm stratejisi ve master planı hazırlanacak.

* Turizm bölgelerinde imar rantı ve istismarının önüne geçilecek

* Kıyılardan herkes eşit ve serbest yararlanacak.

 

H- Kültür

* Bütçeden kültür ve sanata ayrılan kaynaklar artırılacak

* Sanatçının telif hakları korunacak

* Film ve dizi sektörü desteklenecek

 

I- İklim Değişikliği, Hayvan Hakları, Su Yönetimi

*İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı kurulacak.

* İklim Kanunu çıkarılacak.

* İklim Bankası kuracak.

* Hayvan hakları anayasal güvence altına alınacak.

 

J- Kentleşme ve Afet Yönetimi

 

* Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kurulacak.

* Kente karşı işlenen suçlar kavramı hukuk sistemine yerleştirilecek.

* İmar planı değişiklikleri parsel yerine bölgesel bazlı yapılacak.

* İmar afları çıkarılmasına son verilecek.

 

EĞİTİM VE ÖĞRETİM:

 

* LGS sınavı kaldırılacak.

* Üniversite sınavı tek yerine çoklu sistemle yapılacak.

* Devlet okullarında ücretsiz süt, su ve öğlen yemeği verilecek.

* Zorunlu eğitim 1+5+4+3 şeklinde uygulanacak.

 

SOSYAL POLİTİKALAR:

* Emekli aylıklarının artışında enflasyon yanı sıra büyüme kaynaklı refah payı da dikkate alınacak.

* Yurtdışına giden sağlık çalışanları için ‘Yurda Dönüş’ projesi başlatılacak.

* Kıdem tazminatı sistemi gözden geçirilecek

* Kapatılan devlet hastaneleri yeniden açılacak

*Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı kurulacak

 

DIŞ POLİTİKA, SAVUNMA, GÜVENLİK VE GÖÇ POLİTİKALARI:

* Yurtta Barış Dünyada Barış şiarı yeniden temel dış politika ilkesi olacak.

* Diplomasi Akademisi kurulacak.

*AB tam üyelik hedefinin tamamlanması için çalışma yapılacak.

* Kuvvet Komutanlıkları tekrar Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlanacak.

*Düzensiz göçün kaynağı olan ülkelerle geri kabul anlaşmaları yapılacak.