İlkbaharda yapılacak seçimler Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını şekillendirmeye başlayacağı için çok önemli. Restorasyon ihtiyacımız son derece arttı. İkinci yüzyılda dünya bilgi çağından zeka çağına geçmeye çalışırken biz maalesef devletin yeniden inşası ile uğraşarak vakit kaybedeceğiz. Hafta başında altılı masanın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” açıklandı. Öncelikle belirtmeliyiz ki tek kişilik yönetimler yerine farklı toplumsal kesimleri asgari müşterekte aynı zeminde buluşturabilmesi ve siyasi arenada farklı görüşlerin yeni bir çözüm arayışında buluşmaları önemli bir başlangıç olacak. Şahsi kanaatimiz son yıllarda toplumumuz tam anlamıyla zihnen ve siyaseten ikiye bölünmüş durumda. Bir tarafta laik seküler kesim diğer tarafta inançlı muhafazakârlar. Toplumları ayakta tutan ve ileriye dönük birlikteliklerini güçlendiren yegâne unsur ise o ülkenin orta sınıfının toplum katmanları içindeki büyüklüğü oluyor. Son yıllarda izlenen ekonomi politikası bu sınıfın çok küçük bir kesiminin yüksek sınıfa, büyük bir çoğunluğunun ise alt gelir gruplarına doğru kayması sonucunu yarattı. Bu dönem son derece adaletsiz bir gelir dağılımı ile fakirden zengine gelir ve servet transferinin yaşandığı dönem olarak hatırlanacak. Millet ittifakının açıklamış olduğu metni bu açıdan önemli bulduğumuzu belirtelim. Toplumsal kutuplaşmayı iyileştirecek ortam oluşturulmaya çalışılmış.
Metin dokuz ana başlıkta 2.300 çözüm önerisi sunuyor. Çok kapsamlı bir çalışma. Kuşkusuz eksikleri var. Örneğin: İstanbul Sözleşmesi ve ÖTV konusu gibi. Geçmişin restorasyonunu yaparken geleceğin şekillendirilmesini ıskalamamalıyız. Ekonomi, finans ve istihdam bölümünün özeti; enflasyon 2 yıl içinde düşük tek haneye kalıcı bir biçimde indirilecek. Ortalama büyüme hızı yüzde 5’in üzerinde olacak. 5 yılın sonunda dolar cinsinden milli gelir en az iki katına çıkarılacak. Yine aynı sürede 5 milyon istihdam yaratılarak işsizlik tek haneye indirilecek. 2018 sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluk sıfırlanacak. Adil ve dengeli bir gelir dağılımı sağlanacak. Beşinci yılın sonu ihracat 600 milyar dolar seviyesine, ihracatın kg değeri 2 doların üzerine çıkarılacak. Üretim yapısı ithalata bağımlı olmaktan kurtarılacak, verimlilik, yüksek katma değer ve rekabet esas alınacak. Merkez Bankası esas görevine fiyat ve finansal istikrar görevine döndürülecek. Fiyat istikrar komitesi kaldırılacak. Bankanın İstanbul birimleri tekrar Ankara’ya taşınacak. Rezervlerin satışları idari ve hukuki denetime tabi tutulacak. Kur Korumalı Mevduat uygulamasında hesap açılması durdurulacak, mevcut hesaplar vade sonunda kapatılacak. Türkiye Varlık Fonu kapatılacak. Mali Kural uygulaması esas olacak. Strateji ve planlama teşkilatı kurulacak. FATF uygulamasında ülkemiz “gri listeden” çıkarılacak. Sayıştay’ın denetim fonksiyonu genişletilecek. İhale kanunu Avrupa Birliği normlarına göre düzenlenecek, gümrük birliği Avrupa Birliği ile yeniden revizyona tabi tutulacak. Maliye ve hazine bakanlıkları ayrılacak. Kadınların işgücüne katılımları artırılacak. Zorunlu haller dışında kamu döviz cinsinden sözleşme yapamayacak. İhracatçıların TCMB’ye zorunlu döviz satışlarına son verilecek. Rezerv yönetimine şeffaflık ve etkinlik sağlanacak. Kanal İstanbul uygulaması kaldırılacak. Kayıt dışı ile mücadeleye önem verilecek. Tarımsal sulamaya odaklanılacak. Ekonomik gerekçesi olmayan vergi aflarına son verilecek. Salonda en çok alkış alan bazı düzenleme vaatleri sembolik önemleri açısından dikkat çekiciydi. Cumhurbaşkanlığının Beştepe’den tekrar Çankaya köşküne alınması, Cumhurbaşkanlığı uçaklarının satılarak yangın uçaklarının alınacak olması, Atatürk Havalimanı’nın tekrar açılması gibi.
Açıklanan bu ekonomik çerçevenin potansiyel ve sürdürülebilir büyümeyi önemseyen önlemlerden oluşması istenilen bir durumdu. İstihdam yaratan üretim kaynaklı bir büyüme modeli öngörülüyor. Bağımsız Merkez Bankacılığı bu ortamda daha rahat fonksiyonel çalışabilir. Tek haneli enflasyon için 2 yıllık süre tanınması gayet iyi olmuş. Zira ekonomiyi daraltmadan düşüşün gerçekleşmesi gerekiyor. Bu sürede TL’nin aşırı değerlenmesi söz konusu olabilir. Bu konuda maliye politikası ile BDDK önlemleri mutlaka beraber uygulanmalı. Milli gelir artışı ile ihracat artış hedefleri ve kredi notunun “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkarılması belki de en zor hedefler. Ulusal ve uluslararası piyasalarda sadece güzel metinlerle bir yere varılamıyor. Önemli olan uygulama. Uygulamayı yapacak olanlar liyakat ve ehliyet sahibi kadrolar olmalı. Kurallı ve kurumsal bir yapı oluşturulabilirse neden olmasın. Millet İttifakı seçimde başarılı olursa bu metinler hükümet programlarının esası olmalı. Ekonomi dışındaki mutabakat metinlerine bakıldığında modern ve çağdaş bir ülkeye gidiş yolu için birçok unsurun mevcut olduğunu görüyoruz. Programın bütününe baktığımızda ülkeyi önemli restorasyon sürecinden geçirme ve kararlılığı belirgin. Önümüzdeki baharda yapılacak seçimde tercihlerimizi ya bu mutabakat metinlerindeki açıklamalara göre, ya da şu ana kadar uygulanan politikalardaki memnuniyetimize göre yapacağız. Vazgeçtiklerimiz yapacağımız seçimlere göre oluşacak.