Depresyondan nasıl çıkarız?

Halkımız, insanımız zor günlerden geçiyor. Toplumca adeta bir depresyon anaforuna kapılmış olarak bilinmezliklere, belirsizliklere sürükleniyoruz. Bu durum, her birimizi günlük yaşamın içinde adeta birer ‘hayat vurgunu’ haline getiriyor!

Halkın keyifsizliği, mutsuzluğu, uluslararası mutluluk endekslerinde de kendini gösteriyor. Birleşmiş Milletlerin dünya mutluluk sıralamasında 146 ülke arasında, Türkiye 112’nci sırada yer alıyor. Üstelik her geçen yıl endeksin daha alt sıralarına düşüyor. Antidepresan ilaç kullanımında da rekor artış var. Önceki yıl 62 milyon kutu antidepresan kullanılmış. Son dönemlerde ülkemizde ‘depresyon’ halinin yaygınlaşmasında ve ‘antidepresan’ ilaçların kullanımının olağanüstü artmasında işte bu gerçekler yatıyor! 

Mutsuzluğun resmini yapmak!

Öyle anlaşılıyor ki başta gelir adaletsizliği olmak üzere birçok adaletsizliğin ve yine başta geçim sıkıntısı olmak üzere ağır ekonomik-sosyal sorunların burgacında kıvranmak; vatandaşta yaşam sevinci bırakmıyor. BUPAR’ın, seçimde ilk kez oy kullanacak gençlerle yaptığı araştırmada sorduğu ‘mutlu musunuz?’ sorusuna, gençlerin yüzde 70’i mutsuz olduğu yanıtını veriyor. Önceki haftalarda Gözlem’de manşete çıkarıldığı gibi, insanımız yaşam sevincini kaybediyor.

Gelin de şimdi büyük ozanımız Nazım Hikmet’in ünlü ressamımız Abidin Dino’ya söylediği ‘Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin’ dizesini anımsamayın bakalım. Günümüzde bu çerçeveden bakılınca,halkımız adeta mutsuzluğun resmini yapıyor!..

Depresyon ölçeğinin gösterdiği

Bugünlerde elimizde Bekir Ağırdır’ın ‘Yeni Bir Söz Aramak’ isimli kitabı var. Kitapta güncel ekonomi-politik meselelere ilişkin ilginç tespitler ve değerlendirmeler var. Türkiye’de her beş kişiden dördünün geleceğe yoğun bir kaygı sisinin ardından baktığına dikkati çeken Ağırdır; KONDA olarak sıklıkla Dünya Sağlık Örgütü’nün ’Depresyon Ölçeği’nde verdiği kriterlerle ülkeyi ölçtüklerini vurgulayıp, çıkan sonuçları şöyle özetliyor:

“Türkiye toplumu depresyonda. Ülkenin yarısı siyasetin sorun çözme marifetinden umudunu kesmiş. Yarıya yakını, ‘Ah başka bir ülkeye gidebilsem…’ diye hayal kuruyor. Yurttaşlarının yarıya yakınının başka bir ülkede yaşamayı hayal ettiği bir ülke, yönetilebilir bir ülke olmaktan çıkmıştır.” Son dönemde ülkemizden başka ülkelere iltica talebinin rekor düzeylere ulaştığı dikkate alındığında, bu tespitler daha da anlam kazanıyor.

Yeni yol arayışı

Yaşanan bunca olumsuzluk içinde elbette sorunları aşıp toplumun moral değerlerini yükseltecek yeni bir yol arayışı önem kazanıyor. Bunca karanlık ve karamsarlık içinde, ünlü Kartacalı komutan Hannibal’ın o ünlü sözü akla geliyor: ‘Ya bir yol bulacağız ya da yeni bir yol yapacağız’.

İşte biz ülkemizin daralan -daha doğrusu daraltılan- siyasal ortamında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde başlatılan farklı siyasal geleneklere ve çizgilere sahip partilerin, ülkenin ve halkın esenliği için ‘6’lı Masa’da bir araya gelmesini bu bağlamda değerlendiriyoruz.

Toplumsal uzlaşma

6 partili birliktelik ve seçim/seçmen zemininde onları da aşıp daha da genişleyecek demokrasi için büyük birliktelik, bir bakıma yeni bir yol arayışı ve belki onun da ötesinde yeni bir yol açılmasıdır. İşte bu nedenle bu işbirliğini çok anlamlı ve kıymetli buluyoruz.

21 yıldır iş başında bulunan siyasal anlayışın ve kadroların yarattıkları tahribat çok büyüktür. Bu tahribat ancak çok yönlü ve çok güçlü bir siyasal irade/halk desteği ile sağaltılabilir. Ülkemizin bozulan yönetsel yapısının, güçler dengesinin, demokrasi temelinde yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bu da ancak çok geniş kapsamlı bir toplumsal uzlaşma ile sağlanabilir.   

Demokrasinin başarısı

Millet İttifakı’nın açıkladığı ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Bu çalışma bir bakıma ‘Millet İttifakı’nın iktidar programıdır. Bazı eksiklikleri olsa bile genel olarak toplumdan büyük destek görmüştür.

Karanlık ve karamsarlık içinde kalıp depresyonu yaşayan halkın geniş kesimleri, kendileri için bir umut ışığı arıyor. İşte ‘mutabakat’ bu umut ışığını yansıtıyor. Şimdi önemli olan, hazırlık sürecinin hızla tamamlanarak sahaya çıkılması ve bu temel politikaların/taahhütlerin halka anlatılıp benimsetilmesidir. Sonuç demokrasinin başarısı olacak ve halkımızı yaşadığı depresyondan çıkaracaktır.