2016’da İngiltere tarihi bir karar alıp Avrupa Birliği’nden çıkmasının ertesi günü İngiltere’de Google üzerinden en çok aratılan kelime “Brexit” oldu. Kimin neye oy verdiğini tam anlamadığı seçimin sonucunu bugün Birleşik Krallık fazlasıyla yaşıyor.
Brexit’in üçüncü yıldönümünde bu haftanın anketleri, 632 parlamenter bölgeden üçü hariç hepsinin “AB’yi terk etmek hataydı” dediğini gösteriyor.
2016 Brexit referandumu sırasında ortalığı sallayan slogan “kontrolü tekrar eline al” idi. Parlamenter bağımsızlığın İngiltere’nin sınırları, kanunları ve finans işlerinde de bağımsızlık getireceği düşünülüyordu. Göç ve mülteciler üzerindeki yeni kontroller emlak piyasası üzerinde baskıyı, düşük maaş ve kamu hizmetlerindeki sıkıntıları sözde azaltacaktı.
Fakat söz verilenin aksine muhafazakarlar kontrolü kaybetti. Göç 2015’ten beri artış gösterirken şimdi eskiden yalnız AB’den göçmen alırken dünyanın her yerinden İngiltere’ye akın başladı. Oxford Üniversitesi’ndeki Göç Gözlemevi, göçmen sayısının 2015’te yaklaşık 595.000 iken 2020’de yaklaşık 633.000’e yükseldiğini bildiriyor. Haziran 2021’den Haziran 2022’ye kadar gelen göçmen sayısı 1,1 milyondu. Muhafazakarlar, Fransız topraklarında suç çeteleri tarafından kontrol edilen bir ticaret olan İngiliz Kanalı boyunca insan kaçakçılığını durduramıyor gibi görünüyor. Yasadışı göçmenleri ve sığınmacıları Ruanda’da işlem görmek üzere sınır dışı etme planlarıysa halen mahkemelerde karar bekliyor ve etik açıdan buna Kral Charles dahil olmak üzere pek çok kişi tarafından eleştiriliyor.
Yani Brexit, üç yılın sonunda gelinen noktada İngiltere’nin sorunlarını çözmek yerine onları kristalleştirmiştir.
İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya ile Brexit sonrası ticaret anlaşmaları sağladı, ancak bir zamanlar vaat edilen büyük anlaşmalar gerçekleşmedi. Biden yönetimi AB’ye yönelirken, ABD-İngiltere serbest ticaret anlaşması giderek zayıfladı. Bu arada, İngiltere’nin 11 üyeli Trans-Pasifik Ortaklığına katılma başvurusu gibi, Hindistan ile serbest ticaret müzakereleri de devam ediyor. Bu anlaşmalar gerçekleşse bile, yurt içi temettülerinin gelmesi uzun zaman alacak.
Kısaca, Brexit bir olay değil, bir süreçti. İngiltere’nin AB ile tamamen iç içe geçmesi de yıllar almıştı, şimdi ondan çıkması da yıllar alacak. Brexit’ten üç yıl sonra mesele artık egemenlik değil, bununla ne yapılacağıdır. Brexit süreci İngiltere’nin siyasi ve ekonomik gelişimi ile eş anlamlıdır, dolayısıyla Brexit’in başarısızlığı bu alanlarda da başarısızlık demektir. Bu süreç, yeni nesil Brexit sonrası siyasetçileri ve hatta yeni partileri gerektirebilir. “Bregret” olsun ya da olmasın, İngiltere’nin kesinlikle taze düşünmeye ve güven ve yetkinliğin yeniden tesisine ihtiyacı var. Tıpkı bizim gibi…