İkinci Yüzyılın İktisat Kongresine doğru, söz kadınların

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne sayılı zaman kaldı. Kongreye hazırlık çalışmalarına paralel olarak düzenlenen ilk forum olan Kadın ve İktisat Kongresi başladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu’nun (BASİFED) ortaklığı ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) desteğiyle Tüpraş’ın Tema sponsorluğu ile gerçekleştirilen “Kadın ve İktisat Kongresi” Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) düzenlendi. Forumda birçok farklı meslek grubundan kadınlar bir araya geldi. Buluşmaya ulusal ve uluslararası düzeyde çalışma yürüten 50’den fazla kadın derneği temsilcisi katıldı.
Moderatörlüğünü Bağımsız YK üyesi ve Öğretim Görevlisi İdil Türkmenoğlu’nun yaptığı forumun açılışında İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Başkanı Betül Sezgin, Ege Yönetim Danışmanları Derneği’nde (EgeYDD) Başkanı E. Pınar Kılıç, Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Başkanı Sibel Zorlu, Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) Başkanı Şahika Aşkıner konuşmacı olarak katıldı.
İkinci bölümde ise İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve TÜRKONFED İDK Komisyonu Başkanı Reyhan Aktar ana konuşmacı olarak yer aldı.

ÇERKEZOĞLU: TÜRKİYE’DE HER 3 KADINDAN 1’İ İŞSİZ

Forumda konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türkiye’de her 3 kadından 1’inin işsiz olduğunu belirterek, “Kadın emeği dediğimizde üç şekilde tarif edebilirim; ayrımcılık, güvencesizlik düşük ücret. Kadın olarak yaşadığımız ayrımcılığı çalışma hayatımızda da yaşıyoruz. Kadınlar işe başlamadan önce bile ayrımcılığa uyguluyor. Çalışma hayatımıza başladığımızda da aynı işi yaptığımız erkeklerden daha düşük ücrete sendikasız daha faza çalışmak zorunda kalan kadınlar var. Türkiye’de her 3 kadından 1’i işsiz. Türkiye’de çalışma çağında olan 32 milyon 700 bin kadın var, bunların 6 milyonu kalıcı ve güvenceli çalışıyor” diye konuştu. Çerkezoğlu, “Her şeyden önce kadınlara özgü olarak tarif edilen ev işleri çocuk ve yaşlı bakımının kadınların üzerinden alınmasını sağlayacak bir toplumsal politikaya ihtiyacımız var. Yerel yönetimlerden merkezi yönetimlere kadar da bu konuda atılması gereken adımlar var” dedi.

“CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜ SONLANDIRILMALI”

Kadınların işe başlamadan önce bile ayrımcılığa uğradığını vurgulayan Çerkezoğlu, “Çalışma hayatına başladığında da aynı işi yaptığı erkeklerden daha düşük ücrete sendikasız daha faza çalışmak zorunda kalan kadınlar var. Bugün çalışma hayatımızdaki esas sorunları ortadan kaldırmamız lazım. Öncelikle sanayi bölgelerinde 24 saat açık kreşlerin olması ve bu kreş sayılarının artırılması, cinsiyetçi istihdam ve iş bölümünü sonlandıracak çalışmaların ön plana çıkarılması gerekmektedir” ifadesine yer verdi.

SOYER: BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİREREK İŞ YAŞAMINDA ERKEKLERE KOTA GETİRMELİYİZ

Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer ise, kadınların iş yaşamında verdikleri emeğin karşılığını adil bir biçimde alamadığını söyleyerek, “Kadınların ev içinde aldıkları sorumluluklar da tamamen görmezden gelinmektedir. Karar süreçlerinde kadınların olamaması, alınan kararların maalesef yarım olması demektir. Doğru kararlar eşit düşünerek, birlikte karar vererek, birbirimizi dinleyerek mümkündür. Kadınların haklarını konuşurken yaptığımız en büyük hatalardan biri kadınlara odaklanıp erkeklik normlarının etkisini atlamamızdır. Örneğin her alanda kadın kotasından bahsediyoruz. Belki de bakış açımızı değiştirip erkeklere kota getirmeliyiz. Yüzde 50’den fazla erkek olmasın. Kadınların her alanda güçlü olması için hep beraber mücadele etmeliyiz” diye konuştu.

“TARIMDA KADINLAR UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRÜLMEKTE”

Türkiye’de farklı sektörler incelendiğinde çalışan kadın nüfusunun erkek nüfusuna neredeyse eşit olduğu tek sektörün tarım olduğu bilgisini veren Soyer, “Tarımda çalışan kişilerin yüzde 48’i kadın; yüzde 52’si erkektir. En yakın sektör hizmet sektörüdür. O sektörde yer alan kadın çalışan oranı sadece yüzde 28’dir. Önemli görevler üstlenen kadınların yaşamında ne yazık ki kayıt dışılık, sosyal güvenlik uygulamalarından yoksun olmak, yoksullukla baş başa kalmak, girişimci olamamak, tarımda ağır koşullarda emek veren işlerde çalışma gibi birçok sorun yaşıyor. Tarım sektöründe çalışan kadınların nerdeyse yüzde 80’i ücretsiz çalışmakta. Bu durum ucuz iş gücü anlayışından kaynaklanmaktadır” ifadelerine yer verdi.

AKTAR: FIRSAT EŞİTLİĞİNE TAM EŞİTLİKÇİ BİR YAKLAŞIMLA ULAŞMALIYIZ

TÜRKONFED İDK Komisyonu Başkanı Reyhan Aktar da “Cinsiyete dayalı şiddete son verdiğimiz, insan haklarına dayalı çalışma prensiplerinin 81 ilimizin tamamında, her işletmesinde benimsendiğinden emin olduğumuz, iş dünyasında kadın istihdamını artırdığımız, kadınların politika yapım süreçlerine katılımını ve katkısını yerel yönetimlerden parlamentomuza kadar tüm kademelerde büyüttüğümüz bir geleceğe ulaşmamız burada yaptığımız çağrımızın karşılık bulmasına bağlı. Bu çağrımız tam eşitlikçi politikaları hayata geçirecek kamuya, toplumsal cinsiyet eşitliğini söylemden eyleme eksiksiz geçirecek özel sektöre, kadınların iş dünyasındaki haklarını savunacak sendikalaradır. Kadının yalnızca aile kurumuna sıkıştırılmadığı bir anlayışı benimsemek ve yaşatmak için fırsat eşitliğine tam eşitlikçi bir yaklaşımla ulaşmalıyız” dedi.

SEZGİN: CİNSİYET MESELE OLMADIĞINDA HER ŞEY ADALETLİ OLACAKTIR

İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin yaptığı konuşmada bugün hepimizin ortak hayali olan, eşit haklara ve fırsatlara sahip olmak için çalışmalar yürüten Türkiye’nin en güçlü kadınlarının üye olduğu STK Başkanları olarak bir araya geldiklerini söyledi. Sadece eşitlik odaklı değil, toplumsal kalkınma ve döngüsel ekonominin de etkili ögeleri olduklarını söyleyen Sezgin, kadınlara hitap ederek “Sizler 100 yıl önce ülkemizin büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün 2 Şubat 1923’de İzmir’de gerçekleşen Kadın Kongresi’nden ilham aldığımız, 100 yıl sonra geleceğe ışık tutacak önemdeki bu kongreye davet edilmiş, gelecekten sorumlu, özel ve seçilmiş kadınlarsınız’” dedi.
Medeni, özgür ve samimi şehir İzmir’de Kadın Kongresi’nin 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve eşi Latife Hanım’ın şehirdeki kadınlarla kadın sorunlarını dinlemek için topladığını hatırlatan Sezgin, “Bu toplantı aynı zamanda İktisat Kongresi’ne de ışık tutmuş, medeni kanunun oluşmasına da sebep olmuştur. Cinsiyet meselesini konuşmadığımız, cinsiyetin mesele olmadığı, toplumun her bireyinden eşit olarak faydalandığımız zaman her şey eşit ve adaletli olacaktır” diye konuştu.

KILIÇ: EŞİTSİZLİĞİN OLMADIĞI BİR GELECEK İNŞA EDEBİLİRİZ

EgeYDD Başkanı E. Pınar Kılıç, 100 sene sonra Türk kadının geldiği noktada geleceğine nasıl yön verebilirizi tartışmak için bir araya gelindiğini belirterek, “Sorunların değil çözüm önerilerinin masa yatırıldığı ikinci yüzyıla ışık tutacak bir beraberlik olacağını düşündüğüm bu formda sizlerle olmak benim için çok değerli… Yüzde 86’sı geleceği ile ilgili bir hayal kurmaktan vazgeçen ülkemde; yüz yıl önce küllerinden yeniden doğan atalarımızdan ilham alarak; ikinci cins olarak adlandırılan kadının, hem bireysel hem de toplumsal bakımdan ezilmediği, ezmediği, eşitsizliklerin olmadığı modüs vivendi (ortak bir çizgi için karşıklıklı anlayış) geliştirerek bugün de biz o geleceği inşa edebiliriz” dedi.

AŞKINER: “KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ ÖZENDİRİLMELİ”

EGİKAD Başkanı Şahika Aşkıner, 2. Yüzyıla girerken ülkemizde kadın girişimciliğin teşvik edilmesi, kadın girişimciliğin arttırılması ile ilgili önerilerini sıraladı. Aşkıner, “Girişimci kadın potansiyelini ortaya çıkaracak, kadın girişimciliği özendirecek platformlara daha çok yer verilmesi. Bunlar bizler gibi kadın girişimcilerin çeşitli platformlarda, üniveritelerde, meslek liselerinde kendi başarı hikayelerimizi anlatmamızla, kadın girişimi ile ilgili daha çok Erasmus + projeleri yapılması ve daha çok potansiyel küçük girişimcinin bu projelerden faydalandırılması ile belediyelerin küçük kadın girişimciliğini özendirici platformlar hazırlaması ile olabilir. İş açacak ya da halihazırda iş yapan girişimci kadınlara, ihracat destekleri verilmesi. Kadın patron sayısının arttırılmasına özendirici faaliyetlerde bulunulması, örneğin hisse oranı yüzde 55 ve üzeri olan kadın işletmelere normalden çok daha düşük faizli işletme veya ihracat kredileri verilmesi. Oda, borsa, dernek, ihracatçı birlikleri gibi kurumlardaki yönetim kurullarına kadın kotası konması” diye konuştu.

ZORLU: KALIPLARDAN DOĞAN ÖNYARGILAR ORTADAN KALDIRILMALI

ESİAD Başkanı Sibel Zorlu, “Dünya Ekonomik Forumu-Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporunda, Türkiye’nin 146 ülke arasında 124.sırada. Bunun nedeni, istihdama, siyasete ve karar alma mekanizmalarına kadının katılımının düşük olması” dedi. Öncelikle, toplumsal cinsiyetçi kalıpların ve bu kalıplardan doğan önyargıların ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizen Zorlu, “Toplumsal zihniyet dönüşümünde anahtar unsur eğitimdir. Her kademede eğitim müfredatının toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı şekilde planlanması gerekiyor. Bu konuda devlete büyük görevler düşüyor. Rol modellerin belirlenmesinde sadece devlete değil, özel sektöre ve STK’lara önemli görevler düşüyor” ifadelerini kullandı.
Kadınların iş hayatında ve toplumda güçlenmesini sağlamak amacıyla iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması gerektiğini dile getiren Zorlu, “İşe alımlarda kadının dezavantajlı birey olarak görülmemesi, kadın ve erkek arasındaki ücret farklılıklarının giderilmesi – eşit işe eşit ücret politikası – mevzuatın ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi lazım” dedi. Zorlu, Kadın girişimcilere vergi avantajlarının getirilmesi gerektiğini de vurguladı.