Kime ‘yeter’ denecek?

Türkiye hızla yaklaşan çok önemli bir seçim sürecini yaşıyor. Üstelik seçim tarihi yaklaştıkça, toplumsal ve siyasal gerginlik daha da artıyor. Toplumun büyük çoğunluğu, seçimin önemini ve yaşamsallığını adeta iliklerine kadar hissediyor.

Seçim için 14 Mayıs tarihi öne çıkınca, bu tarih kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Tarihle birlikte, adaylık ve seçimin hangi yasayla yapılacağı; ayrıca bu tarihin iktidara mı yoksa muhalefete mi yarayacağı tartışmaları da gündeme oturdu.

14 Mayıs’ın anlamı ve önemi

Bilindiği gibi 14 Mayıs 1950 tarihi, ülkemizin siyasal tarihinde önemli bir dönemeç ve siyasal kırılma olarak hatırlanıyor. Bu tarihte çok partili yaşama geçilmiş ve tek parti iktidarına karşı ilk defa muhalefet seçimi kazanmıştı.

Sözünü ettiğimiz bu seçimin unutulmaz sloganı da ‘Yeter, söz milletindir!’ sloganıydı. Şimdi yıllar sonra, iktidar bu sloganı hatırlatarak ve 73 yıl öncesine gönderme yaparak, aynı tarihte seçime hazırlanıyor.

İktidar için ‘bumerang’ olabilir

Yalnız bu işte bir terslik var. Muhalefetin ‘tek adamlık’ olarak tanımladığı sistemi değiştirmeye hazırlandığı bir dönemde, bu slogan iktidardan çok muhalefete yakışıyor. Bu bağlamda da ister istemez pratikte iktidardan çok muhalefete çalışıyor! Muhalefetin adının ‘Millet İttifakı’ olduğu da dikkate alındığında, tümüyle muhalefeti çağrıştırıyor.

Öyle anlaşılıyor ki bir zamanlar ‘tek parti’ düzeni için ‘yeter’ denilmişken, bugün de ‘tek adamlık’ için yeter denilecek. Dolayısıyla iktidarın ortaya attığı ve sahiplenmeye çalıştığı bu slogan, tam tersine adata bir ‘bumerang’ işlevi görüp, geriye dönerek iktidarı vurabilir!

‘Ayakkabı yalama’nın düşündürdükleri

Tam da seçimle ilgili tartışmalar yapılırken ve muhalefet kendi tanımıyla ‘tek adam’ düzenini halka / seçmene anlatmaya çalışırken; bir iktidar milletvekilinin kendi lideri için sarf ettiği sözler gündeme oturdu.

Bu milletvekili, iktidar partisi liderinin ayakkabısının yalanması gerektiğini söylüyordu. Bu söz ve yaklaşım, aslında mevcut siyasal sistemi halka anlatmaya çalışan muhalefetin yüzlerce konuşmayla yapamayacağını adeta bir cümleyle ifade ediyordu. ‘Biat kültürü’nün ve ‘tek adamlık’ anlayışının siyasette geldiği boyutları, herkese gösteriyordu!..

‘Gayrı memnun’ da yaratılıyor

Seçim yaklaşırken iktidar tümüyle ‘seçim ekonomisi’ uyguluyor. Ardı ardına kendince ‘müjdeler’ açıklıyor. Muhalefet bu müjdeleri ‘seçim şekerleri’ olarak tanımlıyor. Ancak bu şekerlerin herkesi ve her kesimi iktidara karşı tatlandırdığını söylemek mümkün değil.

İktidarın bu tartışmalı uygulamaları, bazılarını memnun ederken bazı kesimleri de mağdur ediyor ve yaralıyor. Dolayısıyla memnun olanlar kadar memnun olmayanlar da var. Başta emekliler olmak üzere mağduriyet yaşayan birçok kesim, iktidara karşı adeta bileniyor!

Vatandaş burnundan soluyor!

Geçim sıkıntısı yaşayan halkın büyük çoğunluğunun neredeyse tek gündem maddesi ekonomi. Dolayısıyla vatandaş muhalefetin de bu konuya odaklanmasını istiyor. Muhalefetten ekonomi ve sosyal politika ağırlıklı çözümler / söylemler bekliyor.

Aylardır / haftalardır yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında halkın, vatandaşın temel gündem maddesi olarak ekonomik ve sosyal sorunlar başı çekiyor. Seçime sayılı günler kalmasına karşın gündem sıralaması değişmiyor.

Muhalefetin gündemi

Bu bağlamda, muhalefetin iktidarın gündem oyunlarına alet olmaması gerekiyor. Örneğin iktidarın türbanla ilgili anayasa değişikliği önerisi, haftalardır muhalefeti meşgul ediyor ve gereksiz biçimde yoruyor. Halbuki ‘tam da seçime giderken sizinle anayasa değişikliğini mi konuşup yapacağız, biz asıl sizin iktidarınızı / politikalarınızı tümüyle değiştirmeye hazırlanıyoruz’ deyip, bu girişimleri ellerinin tersleriyle itseler; daha doğru yapmış olacaklar.

Bu satırlar yazılırken, 6’lı Masa 11’inci buluşmaya hazırlanıyordu. Halk muhalefetten, seçime yönelik daha somut adımların atılmasını ve bir an önce aktif biçimde sahaya çıkılmasını bekliyor. Unutulmamalıdır ki muhalefet, iktidarın oyun planlarını ancak sahada ve alanlarda bozabilir.