Daha önce emniyet kemeri ve aşılar hakkında “Koruyucu Devlet-Zorba Devlet” ayrımını anlatmaya çalıştım. Koruyucu olmak kisvesi altında ABD’de bir dönem alkol tamamen yasaklanmıştı. Bambaşka güçlerin sahne alması ile aşıldı. Bizdeki son alkol zamlarına falan değinmeyeceğim. O konuda devlet zam yaparsa illa yaşam şekline bir müdahale midir bilmiyorum. İskandinavya’da da çok vergi vardır alkole ve sigaraya. Gemi ile uluslararası sulara gidip içerler veya evde yaparlar.
Zam oranlarını mukayese etmek gerekir. Bugünkü konu önemli bir bilimsel herkesi ilgilendiren bir konu. Önemli ve partiler üstü. Bu seçimden önce bu yazı okunup anlanırsa basit bir kararname ile çözülür umalım.
Devletin koruyucu olmayı bırakın, zorba olmayı da bir kenara bırakın akıllı olmama durumuna gelmesi, yani vatandaşlarına yani millete zarar verici duruma gelen bir konum.
Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HOT) diye bir tedavi var. Bu tedavide otobüs büyüklüğündeki bir odada, su altında 15 metrede imiş gibi basınç uygulanır ve tedavi görenlere oksijen verilir. Güvenli olması için herhangi bir-iki yıl pratik tecrübesi olan hekime, bir dalgıçlık eğitmenine verilen eğitim verilse yeterlidir. Batıda bu işlem kısmen termal banyolarda, SPA’larda bile yapılmaktadır.
Tedaviyi yapmak için gereken araç-gereç ülkemizde üç büyük dediğimiz şehrin sanayi sitelerinde rahatça imal edilebilir. Edilmektedir de ve yurtdışına satılmaktadır.
Bu tedavi halihazırda vurgun yemiş dalgıçlara, bazı ödemlere, saç ekiminden sonra ve yara iyileşmesinde yetersizlik olan vakalara, soba zehirlenmelerine uygulanmaktadır.
Neden mi bu konuya bu kadar önem veriyorum? Son çıkan bilimsel yayınlara göre bu tedavi ile telemerlerin kısalmasını önleme yani yaşlanmanın gecikmesi mümkündür. Bu uygulama demek ki 60 yaşın üstünde her insanın faydalanabileceği bir konumdadır. St. Petersburg’da 100 merkez olduğunu duydum. ABD’de çok yaygın.
Peki, ülkemizde durum nasıldır? Bilimsel veriler ışığında önümüzdeki aylarda ve yıllarda bu bilginin yayılması ile oluşacak talep karşılanabilecek midir? Sanmam, parası olan bir iki kişilik kabini alıp evine koyar, olmayanın da halihazırda olan merkezlerden faydalanması güçtür.
Devlet neden hekimlere 3 haftada, eğer yoğun değil ise 3 ayda verilebilecek bir eğitim için 3 yıllık bir eğitim öngörmüştür? Ayrıca başka bir ilginç kural daha koymuştur devlet: 1 milyon nüfusa bu merkezlerden 1 tanesi için izin verme yaklaşımı.
MR için, taş kırma için, bilgisayarlı tomografi için sınır getirmeyen devlet HOT tedavisi için böylesine bir sınır koymuştur.
“Bir Varmış” isimli bir kitap yazmış, ayrıca ülkeye taş kırma tedavisini getiren grubun öncüsü olarak bu konuda yazmaya yetkinim. Bizden ancak 2 yıl sonra bir devlet kuruluşu olarak bir üniversite bu tedaviyi ülkeye getirmişti. Çocuk taşlarının tedavisinde dünyada öncü bir merkez idik, çoğunluğu yurtdışında anlamlı bilimsel yayınlar yapıyorduk. Ve Londra’da 6, New York ta 6 ihtiyaca cevap verecek merkez var iken İstanbul’da 40 kadar merkez açılınca ve o zamanlar yurtdışından gelen bu cihazlar ile hayali taşlar tedavi edilince çiftçiliğin bu yaşamda daha sağlıklı (en azından benim ruh sağlığım için) bir uğraş olduğuna karar vermiştim. Umuyorum bu halk sağlığı önündeki küçük bürokratik pürüz en kısa zamanda partiler üstü bir yaklaşım ile giderilir.
Yani 3 yıllık ihtisas alanın haklarını korumak babında onlara bilimsel çalışma, 6 ayda bir özel HOT (Hiperbarik Oksijen Tedavisi) merkezlerinin denetimi ve 3 haftalık ücretli eğitimleri verme yetkisi verilir. Bu merkezleri ise herhangi bir 3 hafta staj gören ve 2 yıllık saha deneyimi olan bir hekim uygulayabilir. Sayısı da arz ve talebe bırakılır.