İzmir, bir zamanlar sporda Türkiye’nin sürekli önemli organizasyonlar verilen kentiydi. Halkapınar Atatürk Stadı futbolda milli maçların her zaman tercih edilen ocağıydı. Atletizmde de öyle. Atatürk Spor Salonu, basketbol ve voleybolun milli ve uluslararası sınavlarda olmazsa olmaz yuvasıydı. İzmirliler bir yana, Manisalı ve Aydınlı sporseverler, stat ve salonları tıklım tıklım doldurur, milli takımlara büyük destek verilirdi. Sonra ne oldu, İzmir yaklaşık 20 yıldır milli ve uluslararası organizasyonlara hasret kaldı.
Futbolda ağırlıklı olarak İstanbul ve de Konya, ayrıca Bursa, Trabzon, Gaziantep, Samsun, Antalya, Alanya, Adana ve Diyarbakır tercih ediliyor. Hele voleybol organizasyonları kadınlarda sürekli Ankara’ya veriliyor. Neymiş, uğurlu geliyormuş. Geçtiğimiz hafta Dünya Kulüpler Kadınlar Şampiyonası da Antalya’ya verildi. Havası güzelmiş, turistik yönden çok yararlı olurmuş. İzmir’in iklimi hangi kentte var, yıl bitiyor, hala yazı, sonbaharı yaşıyoruz. Antalyalılar bile İzmir’den ev alıyor, arıyorlar. Turistik yönden de İzmir aşağı kalmaz. Çeşme’si, Alaçatı’sı, Urla’sı, Gümüldür’ü, Özdere’si muhteşem tesislerle dolu.
Sonra konuk takımların, yönetici, sporcu ve taraftarlarını Efes’e götürür, hacı olmalarını sağlarsınız, forsunuz bir kat artar. Gelelim sadede… İzmir’e karşı bir spor dışlaması artık herkesin dikkatini çekiyor. Bu kanıyı silmek sizin göreviniz federasyon başkanları. Vazgeçin bu ayrımcılıktan. Çeşitli branşlarda şampiyon sporcular çıkaran İzmir’in uluslararası yarışmaları TV’den izleme mahkumiyeti kabul edilemez. Spor dostluk ve insanlığın önemli aracıdır, varsa bir boykot olayı, önüne geçin, düzeltin.