Türkiye Cumhuriyeti’nin daha cumhuriyet ilan edilmeden iktisadi temellerinin atıldığı İzmir İktisat Kongresi, hükümet ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında sert rüzgarlar estiriyor. Hükümet 17 Şubat 1923 günü gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi’nin 100. yıldönümünde yapılacak 6. İzmir İktisat Kongresi’nin hazırlıklarını ilk kongrenin yapıldığı binayı aslına uygun olarak yapmak dahil son hızla sürdürürken, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Geleceğin Türkiyesi’ni inşa ediyoruz” sloganıyla aynı tarihlerde düzenleyeceği “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi” için ilk sert tepki Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’den geldi. İzmir İktisat Kongresi’nin tanıtımı dolayısıyla İzmir’de düzenlenen basın toplantısında kongre hazırlıklarına ve etkinliğin içeriğine ilişkin bilgi veren Nebati, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonunu hedef aldı ve İzmir Valiliği tarafından binanın yapımının sürdüğünü belirterek, “Binayı yetiştirmek için hazırlıklar yapılıyor, sonra birileri çıkıp ‘ben burada toplantı yapacağım’ diyor. Bunun izah edilebilir bir tarafı yok. Olmaz! Bunun dışına çıkarsanız tek başınıza kalır ve şehrinize katkı koyacak olan programı sekteye düşürmeye çalışır konuma gelirsiniz” dedi.
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ve AKP Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın katılımıyla İzmir İktisat Kongresi’nin 100’ncü yılı için tanıtım toplantısı düzenlendi. Swissotel Büyük Efes’teki toplantıya medyadaki üst düzey yöneticilerin yanı sıra İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ile iş insanları da katıldı. Toplantının yapıldığı salonun duvarlarına ilk iktisat kongresinden görüntüler yansıtıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, toplantının açılışındaki konuşmasında İzmir’in Türkiye’nin yalnızca siyasi bağımsızlığının değil, aynı zamanda ekonomik bağımsızlığının da temellerinin atıldığı, tarihe yön vermiş gazi ve güzide şehirlerden biri olduğunu söyledi.
Kentin tarihteki yeri ve önemine işaret eden Nebati, şöyle konuştu:
“İzmir, ayrıca, henüz Cumhuriyetimiz kurulma arifesindeyken düzenlenen İzmir İktisat Kongresi’ne de ev sahipliği yaparak ülkemizin iktisadi mücadelesinin de simgesi haline gelmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, milletimizin verdiği destansı mücadeleler sonucunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını, önümüzdeki sene hep birlikte büyük bir heyecanla kutlayacağız. 17 Şubat tarihinde de iktisadi bağımsızlığımızın sembolü olan İzmir İktisat Kongresi’nin 100. yılını unutmayacağız. İzmirimiz, 17 Şubat 1923 tarihinde Banka-Han binasında toplanan ve ülkemizin dört bir yanından gelen 1135 delegeye ev sahipliği yapmış, yeni Türkiye’nin ekonomi politikalarının ana hatları İzmir İktisat Kongresi’nde belirlenmiştir. İzmir’in kurtuluşundan 5 ay sonra, Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasından ise 4 ay önce toplanan kongrenin İzmir’de düzenlenmesi elbette bir rastlantı değildi. Tarihi bir liman ve ticaret şehri olan güzel İzmirimiz, düşman işgalinin tüm ağırlığını hissetmiş ve önemli oranda zarar görmüştü.”
“Kongre, Yunan ordusunun şehirde bıraktığı tahribatı gözler önüne sermek ve yeni Türkiye’nin iktisat politikalarına yön vermek için, şimdi olduğu gibi o tarihlerde de büyük bir ticaret merkezi olan İzmir’de toplandı.” diyen Nebati, “İzmir İktisat Kongresi, milletimizin cephedeki destansı mücadeleleriyle elde ettiği siyasi bağımsızlığını, iktisadi bağımsızlıkla da perçinleyen tarihi bir kongreydi. Yurdumuzun dört bir yanından katılım gösteren çiftçilerin, işçilerin, sanayicilerin, tüccarların ve hükümet temsilcilerinin o dönemki zor koşullar altında bir araya gelmesi ve kongreye, istiklal mücadelemizin muzaffer komutanlarından Kazım Karabekir Paşa’nın başkanlık etmesi, ekonomik bağımsızlığa verilen önemi de açıkça ortaya koyuyordu.” değerlendirmesini yaptı.
İzmir İktisat Kongresi’nin ilk oturumunda alınan kararlara atıfta bulunan Nebati, bunlardan birinin de “Türkiye halkı, tahribat yapmaz, imar eder. Bütün mesai iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur.” ifadesi olduğunu hatırlattı.
Tüm küresel çalkantılara rağmen, Türkiye ekonomisini istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde büyütmek ve güçlendirmek için aynı inanç ve iradeyle çalıştıklarına, ülkenin dört bir yanını imar ettiklerine ve ekonomik yükselişi yeni zirvelere taşıma gayesiyle azimle ilerlediklerine işaret eden Nebati, “İnsanımıza her geçen gün yeni iş imkanları oluşturmaya, yerli sanayimizi ve tarımsal üretimimizi giderek güçlendirirken ihracatta Cumhuriyet tarihimizin rekorlarını ardı ardına kırmaya azimle devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Nebati, iktidarda oldukları dönemde gerçekleştirilen projelere, savunma sanayinde yerlilik oranını yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıkardıklarına, Togg projesine kadar pek çok gelişmeye vurgu yaptı.
Tarihin dönüm noktalarının kongreleri
İkinci İzmir İktisat Kongresi’nin 1981 yılında, Türkiye’nin dışa açılma ve liberalleşme politikalarının başladığı, kapalı bir ekonomiden açık bir ekonomiye geçtiği döneme denk geldiğini hatırlatan Nebati, üçüncüsünün yine tarihi bir dönemeçte, soğuk savaşın bittiği, Doğu Bloku ülkelerinin serbest piyasayla tanıştığı ve küreselleşmenin iktisadi alana yön vermeye başladığı 1992 yılında düzenlendiğini, dördüncü kongrenin, Türkiye’nin ekonomide yıllarca sürecek bir atılım dönemine girdiği 2004 yılında yapıldığını, beşincisinin ise 2008-2009 küresel krizinin ardından, gelişmekte olan ülkelerin giderek yıldızının parladığı, üretimin ağırlık ekseninin Asya’ya kaydığı bir dönemde, yani 2013 yılında düzenlendiğini anlattı.
Bakan Nebati, “Bugün de hem ülkemiz hem de dünya tarihi için, yine kritik bir dönüm noktasındayız. Tüm dünya yıkıcı ve küresel bir salgını atlatıp toparlanma sürecine girerken, jeostratejik gelişmelerin çok daha fazla konuşulduğu, enerji ve gıda politikalarındaki istikrarın öneminin arttığı bir süreçteyiz. Ülkemizdeyse bizler, son 20 yılda büyük altyapı yatırımlarını hayata geçirmiş, 20 Aralık 2021 tarihinde devreye aldığımız Türkiye Ekonomi Modeli’nin ilk yılını başarıyla tamamlamış ve Türkiye Yüzyılı hedefine emin adımlarla ilerlediğimiz bir süreçteyiz” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Nebati, 1923 yılındaki Kongre’nin, Türkiye’nin o dönemdeki koşullarına göre yurdun dört bir yanından milletin farklı kesimlerini temsil eden delegelerin katılımıyla yapıldıysa, 6. İzmir İktisat Kongresi’nin yine aynı yaklaşımla gerçekleştirileceğini bildirdi.
“Amacı dışına çıkan hareket”
Bakan Nebati, toplantının soru-cevap bölümünde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından da ayrı bir İktisat Kongresi düzenlemesi hakkındaki soruya sert bir yanıt verdi.
Bakan Nebati, ekonomide tek yetkili organın merkezi hükümet olduğunu belirterek “Bir ülkenin iktisat politikalarını ve uygulamalarını belirleyecek olan merkezi hükümettir. Merkezi hükümetin yapması gereken bir işi başkaları üstleniyorsa bu amacı dışına çıkan bir çalışma demektir. Bunun ne kabul edilebilir, ne de sürdürülebilir tarafı vardır. İzmir ile ilgili bir çalışma yapacaksanız çalışmaları sürekli hale getirin. 20 yıldır iktidarda olan bir hükümetin, dengelerin yeniden kurulduğu bir dünyada Türkiye’nin ekonomik modelini 1 yıl önceden ortaya koymuş, toplumla paylaşmış ve 21’ncü yüzyılı, Türkiye’nin yüzyılı olacağı iddiası ile ortaya koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı için hazırlıkların yapıldığı dönemde, nasıl merkezi bir söylem geliştiriyorsanız, ekonomi ile ilgili de programı yapacak, ülkenin kaderinin çizilecek yer merkezi hükümettir” dedi.
Binanın 1979 yılında CHP belediyesi tarafından yıkıldığını ve otoparka dönüştürüldüğünü söyleyen Bakan Nebati, “Yapılan girişimler sonucu merkezi hükümeti, devleti temsil eden İzmir Valiliği, CHP tarafından yıkılmış otoparkı satın alıyor. Şimdi binayı yetiştirmek için hazırlıklarını yapıyor, ihaleye çıkıyor, sonra birileri çıkıp ben burada toplantı yapacağım diyor. Bunu izah edilebilir bir tarafı yok. Olmaz! Bunun dışına çıkarsanız tek başınıza kalır ve şehrinize katkı koyacak olan programı sekteye düşürmeye çalışır konuma gelirsiniz. Bina aslına uygun yapılacak. Bu bina sadece 17 Şubat-4 Mart arasında ev sahipliği yapmayacak. İzmir’in her türlü etkinliklerinde, özellikle, yeni yüz yılı karşılayacak olan bu kongrenin binası, Türkiye’ye mutlak suretle günlük hayatın parçası haline gelecek. Bu bizim bakışımızdan alkışlanacak harekettir. Kusura bakmasınlar. Birileri kendilerine pay biçecekse biçsin. Orası alınırken birileri ‘Özür dileriz, biz Atatürk’ün toplantı yaptığı binayı yıktık. Birlikte ne yapabiliriz Sayın Valim?’ demediler. Başlamış bir hikayenin bir tarafına monte olmak istiyorlarsa takdir sizlerin” diye konuştu.