Sam Bankman-Fried (SBF) avukat ana-babanın ‘başarılı oğlu’ hem de Amerikalı! “Dahi çocuk 28 yaşında milyarder oldu” diye Amerikalılar bayıldı. Sonra 30 yaşında 80 milyar doları buhar edip Bahama adasına gitti ve bir hafta içinde derdest edildi.
SBF, futbol stadyumuna firması FTX ismini verdi, TV sunucularına tanıtım için milyon dolarlar… Hakemlerin hepsi sonunda FTX gömlekleri giyer oldular ABD masal devletinde. Adam partilere yüz milyonlarca dolar bağışta bulundu, Demokrat Parti’ye 2 yılda 1 milyar dolardan fazla bağış sözü verdi.
Çocuk kısa pantolon ile Senatoyu ziyaret etti. Fotoğrafını görmüşsünüzdür. Dahi bu ya, saçlarına ve kıyafetine önem vermiyordu zaten. Ama bonkördü.
Neden sonra adamın yetkisi olmadan bazı kriptoları bastığı ve alıp sattığı veya daha ziyade aldıktan sonra saçına başına, yüzüne, gözüne ve kısa pantolonun içinde kalan vücut kısımlarına ve bilhassa arka tarafına sürüp yok ettiği anlaşıldı.
Bizim için sadece 2 milyarcık Thodex ile dolandıran ve basında aylardır Arnavutluk’ta olduğunu okuduğumuz Fatih Özer isimli gencin ise yine basında okuduklarımdan belki bu ay veya önümüzdeki yıl iade edilmesi imkanı olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ha, bir de banka kuran tosuncuk vardı. Dolandırıcılık çabucak oluyor, bilim ise zaman alıcı!
Bütün bu olaylara rağmen Bitcoin’in 18 bin dolar civarında tutunması ise sanki geleceğin bu blokzincir teknolojisinde olduğu fikrini güçlendirecek şekilde doğrusu. Düzgün yasalar çıkınca, yatırımcıya daha fazla güvence gelince ve bu teknoloji daha yaygın bir şekilde kullanılınca herhalde artış olacaktır. Ölme eşeğim ölme…
İki bambaşka konuya da değinmek istiyorum. Geçenlerde duymuşsunuzdur. “Enerji sorunlarına temiz bir çözüm, laser ile hidrojen füzyonunde yeni devir” diye haberler çıktı basında. Plazma fizikçisi dostum Umur Daybelge’ye sordum. Cevabı düşündürücü idi: “O konu benim de 50 senedir MIT ve Max Planck’da üzerinde çalışmış olduğum bir konu ve hedeftir. Ne kadar yaklaşıldı dersen, yeterli yatırım yapılamadı. Petrol kaynaklarını ele geçirmek hep çok daha ucuzdu. O haberi de okursan, daha çok şeyin hallinin gerektiği söylenmektedir.”
Yani çözüme yönelmek, imkanlar ve sabır ile çalışmak…
İkinci konu ise ham hum şaralop diye plastik dinazor maketlerine 30 milyon dolar falan SBF misali kapmak yerine kolayca gidilebilecek güzel bir ortamda bir Doğa Tarihi Müzesi yapmak. Bu konu hakkında daha birkaç yazı yazacağım. İzmir bu konuda şanslı, sadece Balçova veya eski fuar alanı Kültürpark’ta yaklaşık 15 bin metrekare kapalı alan ile 20 dönüm kadar yere gereksinim var. Biomedikal Mühendislik, geleceğin plazma fiziği. Heves eden gençleri yetiştirmek gerek ve bu ancak ferah ve davet edici bir müzede yapılabilir.
Dostum Tunç Soyer bu işi yapabilecek bir konumda. Bu tür bir projeye İzmir’de imza atması çok uygun olur veya Ege’de herhangi bir yerde yapılabilecek bir projeye maddi manevi destek vermesi. Proje bir kere şekil almaya başlayınca finansman konusunda böyle mühim bir olaya bağış yapacak insanlar ayrıca çıkacaklardır.
Messi ismini duymuşsunuzdur. 4 yaşında iken futbola başlamış, annesi karşı çıkacak olmuş, büyükannesi desteklemiş ve onu antrenmana kendi götürmüş. O yaşta saatlerce tek başına top ile oynarmış maçlar arasında. Bilim insanının da gelişmesi aynen böyle oluyor. İmkan ve destek sonucunda. Sonra sebat.