Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından Adana’da düzenlenen 24. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi, Türkiye’nin dört bir yanından gelen iş dünyası temsilcilerini buluşturdu. Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu’nun (ÇUKUROVASİFED) desteği, Adana Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (ADSİAD) ev sahipliğinde yaklaşık 500 iş insanının katılımıyla Sheraton Grand Adana Otel’de “Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılına Doğru: Hayalimizdeki Türkiye” temasıyla gerçekleştirilen zirvede iş dünyası temsilcileri; yüksek enflasyondan, finansmana erişememekten ve belirsizlikten yakındılar. İş dünyasının zirvesinde, sosyal, laik ve demokratik bir hukuk düzeni özlemi, beklentisi öne çıktı.
Sönmez, Türkiye hayalini paylaştı
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, açılışta yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetimizin yeni yüzyıl yolculuğu başlarken, nesillerimize parlak bir geleceği miras bırakmamızı sağlayacak ortak bir Türkiye hayalini şekillendirmenin en önemli önceliğimiz olduğuna inanıyoruz. Gençlerimizin refaha erişecekleri ve demokratik koşullarda düşünüp üretecekleri ir ortam yaratmalıyız. İfade hürriyeti, inovasyon kültürünün inşası için vazgeçilmezdir” dedi.
Sönmez ayrıca TÜRKONFED’in ‘Hayalimizdeki Türkiye’ vizyonu doğrultusunda 2023 yılında gerçekleştirecekleri etkinlikleri de ilk kez “2023 yılında Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir şekilde 81 kentimizde federasyonlarımız ve üyelerimizle 100. Yıl Buluşmaları etkinliklerimizi de planlamaya başladık. Zirvemiz 100. Yıl Buluşmaları’nın meşalesi olarak rotamızı göstermektedir” sözleriyle açıkladı.
********
“İktidara karşı ses yükseltin”
Çatısı altındaki 30 federasyon ve 300’den fazla dernek ve 50 bini aşkın şirket bulunan TÜRKONFED’in Adana zirvesinde Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) geçmiş dönem başkanları Erol Bilecik ve Cansen Başaran Symes, TÜRKONFED’in geçmiş dönem başkanları Süleyman Onatça ve Celal Beysel ile Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) Onursal Başkanı Sefa Targıt, iktidara karşı ses yükseltin çağrısı yaptı. Eski başkanlar, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığına dikkat çekerken “Eğer bağırmazsanız kaybedeceğimiz çok değer var” dedi.
“En fazla eğitim değişiyor”
Başkanı Erol Bilecik (TÜSİAD 2017-2018 Başkanı): Göçlerden başlayıp iklim değişikliğine kadar yaşanan felaketlerin olumsuzluklara ister STK üyesi olun ister iş insanı olun hiçbir insanın uyurgezer şekilde bakmadan, görmeden devam etme lüksü kalmadı. Hepimizin hayalinde gelişmiş saygın ve çevreci bir Türkiye var. Her şeyden önce hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığına ihtiyaç var. Gençlerin durumu eğitim konusu canımıza tak edecek noktaya geldi. En fazla değişen sistem eğitim, en fazla Milli Eğitim bakanı değişiyor. Artık bir çıkış olması gerekiyor.
“Dik duran hedefe ulaşır”
Cansen Başaran Symes (TÜSİAD 2015-2016 Başkanı): İçinden geçtiğimiz bu olağanüstü dönemde, bu hızda devinirken, geleceği öngörmek kimi zaman zorlaşıyor. TÜSİAD, güncel dönemin ihtiyaçları ve geleceğe yönelik vizyon taşıyan görüş, proje ve program önerilerini her dönemde kamuoyunun ve kamunun değerlendirmesine sunmuştur. Temel hakların yanında, ekonomik ve demokratik menfaatleri hep savunmuştur. Dik duran, ülkesini seven insanlardan oluşan her STK hedefine ulaşır. Geleceği düşünürken gençliğin ne istediğini dikkate almak lazım. Psikolojisi bozulmuş bir toplumuz. Kaybettiğimiz bazı değerleri almak için motive olmalıyız.
“STK’leri anlatmalıyız”
Celal Beysel (TÜRKONFED 2007-2011 Başkanı): Karşılaşılan sorunların demokrasiyi koruyarak nasıl çözüleceği, bu konuda henüz toplumsal uyumu sağlayamamış ülkemizin çözmesi gereken bir sorundur. Sivil toplum kuruluşlarının ne olduğunu medyaya, topluma anlatamadığımız sürece orta demokrasi tuzağından kurtulamayacağız. Gönüllü STK’ler üyelerinin kurumsal sesidir. Demokrasinin ikinci yüzyılına girerken gerçek gönüllü ve demokrasiyi içselleştirmiş STK’lara büyük görev düşüyor.
“Doğru bildiğiniz şeyi söyleyin”
Süleyman Onatça (TÜRKONFED 2013-2015 Başkanı) : Bazı tecrübeler kolay kolay elde edilmiyor aynen Cumhuriyet gibi. Türkiye çok krizler yaşadı ama bu krizlerin üstesinden geldik. Para kazanabilirsiniz kaybedebilirsiniz de ama bazı ilkeler vardır ki o ilkelerden asla vazgeçmemek lazım. İş dünyası sesini çıkarmalı. Eğer bağırmazsanız eğer istemezseniz sadece diplomasi ve ‘hükümet tuttuğunu koparıyor’ dediğiniz müddetçe kaybedeceğimiz çok değer vardır. Kaybedeceğiniz o değer Cumhuriyet değeridir ve bir daha asla kazanamazsınız. Doğru bildiğiniz şeyi söylemekten asla kaçınmayın.
Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında; AB’nin standartlarını yakalamış, demokrasinin en üst düzeyde işlediği, ötekileştirme ve kutuplaştırma söylemlerinden uzak, her kesimin insanca yaşadığı, devlet kademelerinde liyakatin esas alındığı, kadına şiddetin son bulduğu, Cumhuriyeti kurduğumuz günlerdeki heyecanın, vatan sevgisinin, üretim aşkının ve umudun yaşandığı bir Türkiye hayal ediyorum.
“Yandaş olmakla arkadaş olmak”
Sefa Targıt (SEDEFED Onursal Başkanı: Yandaş olmakla arkadaş olmak arasında çok fark var. Arkada durmak önemli, yanında durmak değil. Çözüm süreci döneminde aldık asayı elimize Anadolu’ya çıktık, 1000 şirketle görüştük. Biz elimizden geleni yaptık, başka sebeplerle kadük oldu. En büyük ortak hayalimiz, Türkiye’mizin çağdaş medeniyetin üzerine çıkması, bir başka deyişle medeniyet önderi olmasıdır. Ben de bu süreçte ‘Cumhuriyet ve Demokrasi’ sentezi oluşturmuş, AB tam üyeliğine sahip, dünya ile entegre, yabancılarla ortak yerli üretim yapan, dijital ve yeşil dönüşüme ayak uydurmuş, devletle vatandaşın yasalar önünde eşit olduğu ve en başta da yurt dışına gidemeyen gençlerin olduğu değil tüm gençlerin hevesle kaldığı bir Türkiye hayal ediyorum.
*******
“Yapısal sorunları çözmek önemli”
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan yapısal sorunlara değindi. Dünya ekonomisinden kaynaklanan zorlukları geçici önlemlerle hafifletmenin mümkün olduğunu belirten Turan, şu anda yapılanın da bu olmasına rağmen zorlukların Türkiye’nin sorunlarının üzerine eklendiğini dile getirdi. Turan, “Yapısal sorunlarımı hafifletirsek dünya ekonomisinden gelen negatif şokların etkilerini de çok daha hafif hissederiz. Önemli olan yapısal sorunları hallederek Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını artırmak ve ülkeyi risklere karşı daha az kırılgan hale getirmek. Bunun için üretim altyapısını ithalata bağımlı olmaktan çıkartmak, daha yüksek teknolojili ürünlere yönelmek, verimliliği ve katma değeri yükseltmek ve ihracatın rekabet gücünü artırmak gerekiyor” diye konuştu.
********
SABANCI: KADIN AYAK İZİNİN ÇOĞALABİLMESİ LAZIM
Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Onur Konuğu olarak katıldığı TÜRKONFED Zirvesi’nde kadının toplumdaki yerini öne çıkardı. Bir kadın katılımcının “Karbon ayak izinin azaltılabilmesi için kadın ayak izinin çoğalabilmesi lazım” sözlerine atıfta bulunan Sabancı, “Çok doğru. Geçmiş bir TÜSİAD yöneticisi nasıl bir ülkede yaşamak istediğimi sorunca ’85 milyonluk bir ülkede yaşamak istiyorum, 42-43 milyonluk bir ülkede değil’ demiştim” ifadelerini kullandı.
Zirvenin teması olan “Hayalimizdeki Türkiye” konusunda ise Sabancı şöyle konuştu:
“Ötekinden korkmadığım bir Türkiye hayal ediyorum, ötekileştirilmediğim bir Türkiye hayal ediyorum, konuşmaktan korkmadığım bir Türkiye hayal ediyorum, daha önemlisi dinlemekten korkmadığım bir Türkiye hayal ediyorum. Dinlemek zaman zaman konuşmaktan daha riskli, çünkü dinlediğinde ne duyacağını bilmiyorsun. Dinleyeceğin seni rahatsız edebilir. Seni rahatsız eden konuyu ötekileştirmeden dinleyebiliyor musun? Ben böyle bir Türkiye istiyorum.”
******
SOYER, İKİNCİ YÜZYILIN İKTİSAT KONGRESİ İÇİN İŞ DÜNYASINA SESLENDİ
’Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılına Doğru: Hayalimizdeki Türkiye’ temasıyla düzenlenen zirveye ‘özel konuşmacı’ olarak katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Şubat 2023’te İzmir’de gerçekleşecek İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi hazırlıkları ile ilgili bilgiler verdi.
Bir asır önce İzmir İktisat Kongresi’nde henüz Cumhuriyet kurulmamışken, Lozan görüşmeleri sürmekteyken alınan kararların Türkiye’nin ekonomik açıdan yol haritasını belirlediğini dile getiren Başkan Tunç Soyer, “İzmir İktisat Kongresi, küllerinden yeniden doğan bir devletin geleceği nasıl gördüğünün tarifiyle sonuçlanan tarihi öneme haiz bir buluşmaydı” diye konuştu.
“100 yıl önce atalarımızın yaptığı gibi”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, bu kongreyi düzenleyerek iki amaca hizmet ettiklerini belirterek şunları söyledi: “Birincisi, Cumhuriyetimizin 100 yıllık mirasına sahip çıkıyoruz. İkincisi, Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için sözü ele geçiriyoruz. Tıpkı yüz yıl önce atalarımızın yaptığı gibi. 8 aylık kongre sürecini sivil ve katılımcı bir ruhla ve tam bir şeffaflık içerisinde uyguluyoruz. Sivil bir girişim olan kongremizin ana muhatabı ve dayanağı yüz yıl önce olduğu gibi yine ekonomimizin can damarı olan seçilmiş sektör temsilcileri. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, bir iktisadi buluşma olmanın çok ötesinde gücünü ortak akıldan ve ortak vicdanımızdan alan bir sivil hareket.”
“UZLAŞMA KÜLTÜRÜNÜ ORTAYA ÇIKARMALIYIZ”
TÜRKONFED Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Şükrü Ünlütürk, zirveyi Gözlem’e değerlendirdi. “Uzlaşma kültürünü ortaya çıkarmalıyız” diyen Ünlütürk, şunları söyledi: TÜRKONFED’in Türkiye’nin en büyük bağımsız ve gönüllü iş dünyası kuruluşu olduğunu insan orada gözüyle görünce daha farklı hissediyor. 200’den fazla dernek ve federasyon başkanı bir araya geldi. Hem konular hem de konuşmacılar son derece ilginçti. TÜSİAD Başkanı ve TÜRKONFED Başkanımızın konuşmaları da son derece önemli mesajlar içeriyordu. O yüzden bu toplantının amacına ulaştığını ve çok başarılı geçtiğini söyleyebilirim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in de özel olarak katılıp seneye yapacağımız İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ni harika bir konuşmayla TÜRKONFED’in seçkin topluluğuna anlatması ve “Beraber yapıyoruz” mesajı vermesi, değer kattı. Toplantı içindeki açık kürsü bölümünde Türkiye’nin her yerinden gelen dernek ve federasyon başkanlarımızın görüşlerini dinleme fırsatı bulduk. Bütün Türkiye’yi kapsayan bir iş dünyası örgütü olmanın büyük avantajları var doğal olarak.
Onun ötesinde ben açılış konuşmamda özellikle toplumsal uzlaşma yönünden bir mesaj vermeye çalıştım. Etnik kökenlerimiz, dinsel inançlarımız, mezheplerimiz, laiklik, anti-laiklik, bütün bunların çok ötesinde ortak yaşam değerlerimiz üzerinden bir toplumsal uzlaşmayı hayal ediyorum. Birbirimizi dinlediğimiz, anladığımız, varlığına saygı duyduğumuz, farklı fikirlere saygı duyduğumuz ortak yaşam değerleri üzerinde uzlaşabiliriz. Bunlar ne? Bu ülkedeki herkes, demokrasi, hukukun üstünlüğü, adil yargılama, gelişmiş, sosyal anlamda bir sosyal devlet, kimseyi geride bırakmayan bir refah devleti, refahın artması, ülkenin ekonomik olarak çok daha iyi durumda olması, kurum ve kuruluşların gerçekten bağımsızlığının tesis edilmesi, liyakatle iş başına gelinmesi gibi değerler konusunda hemfikirdir. Bu ortak değerlerimiz üzerinde uzlaştığımız zaman gelecek umudumuzun, gelecek vizyonumuzun ikinci yüzyıl için çok daha kolay tesis edebileceğimizi düşünüyorum. Bu anlamda bu mesajı da olabildiğince yaygınlaştırmamız lazım. Çünkü kamplara bölünmüş durumda Türkiye. Bekir Ağırdır’ın deyimiyle üç ayrı kümede… Kimse kimseyi dinlemiyor, herkes karşı tarafı bir şekilde okumuyor, konuşmuyor, o taraftan gelen fikri değerlendirmiyor. Dolayısıyla biz bir kavga ve çatışma kültürü yerine uzlaşma kültürünü ortaya çıkarmalı ve bunu da günlük hayatımızın, günlük meselelerimizin üzerinden yapmalıyız. Bu nedenle arzum ve iddiam şu: Bu ülkenin sıkıntıları, yapılacak olan işler, ihtiyaç duyulan reformlar ve nasıl yapılacağı belli. Bunları politikacılar da, Oda başkanlarımız da, başta TÜSİAD ve TÜRKONFED Başkanlarımız olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının başkanları da dile getiriyor. Ama bunların yapılabilmesi için önce ülke olarak hep birlikte uzlaşmayı gerçekleştirebilmiş olmalıyız.
Öncelikle cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı hepimizi heyecanlandırmalı. Birinci yüzyılda Atatürk’ün vizyonu, yoktan var olmuş bir devleti yaratmasıyla müthiş bir yere geldi Türkiye Cumhuriyeti. İkinci yüzyılda bunu nasıl olağanüstü bir vizyonla taçlandırabileceğimizin, hepimizi umutlandıracak hale nasıl getirebileceğimizin üzerine kafa yormamız lazım. Bu da ancak önce toplumun her kesiminin birbirine güvenmesi, anlaması, farklı görüşlere, farklı fikirlere saygı duyması ve bu ortak yaşam değerleri üzerine uzlaşması ile mümkün olabilir. Bunları sağlarsak, hepimizi heyecanlandıracak bir gelecek vizyonunu inşa edebiliriz. Bu ülke insanına, bu ülke insanının sağduyusuna güvenmemiz lazım.
TÜRKONFED ve TÜSİAD Başkanlarının söylemlerinden manşetlere yansıyan kısımları, konuşmaların bütünüyle ele alındığı zaman daha da değerli. Geçmiş dönem başkanlarımız son derece doğru tespitler yaptılar, doğru uyarılarda bulundular. Özellikle Süleyman Onatça başkanımızın konuşmasında diğer başkanlar gibi öne çıkardığı ‘inovasyon, araştırma, Ar-Ge diyoruz ama özgürlükler bir bütün’ saptamasını önemli ve çok değerli buluyorum. Fikir özgürlüğü olmadan yaratma ve inovasyon özgürlüğü olduğu pek görülmüyor. Bunların hepsi bir bütün. Dolayısıyla; fikir özgürlüğü, insanların korkmadan, çekinmeden düşüncelerini ifade edebildiği bir ortam, inovasyonun da temel şartlarından bir tanesi.
*****
KASALI: GÜÇLÜ STK’LAR ÜLKENİN GELECEĞİNE KATKI SAĞLAR
Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) Başkanı Mehmet Ali Kasalı, TÜRKONFED’in Adana’da düzenlediği “24. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi”ni GÖZLEM’e değerlendirdi.
TÜRKONFED’in kuruluşunda en büyük katkıyı Samim Sivri’nin başkan olduğu dönemde ESİAD’ın koyduğunu, federasyonun ilk başkanlığını Enis Özsaruhan’ın yaptığını hatırlatan Kasalı, örgütlenme modelinin başarısına dikkat çekti.
Mehmet Ali Kasalı, İzmir’in BASİFED çatısı altındaki derneklerden 22 kişilik heyetle hem sayısal hem de katılım kalitesiyle TÜRKONFED Zirvesi’ne damga vurduğunu belirterek, “En önemlisi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, özel konuk olarak toplantıya iştirak etti. TÜRKONFED’in ortaya koyduğu performans, çağrılı konukların, panelistlerin niteliği kadar beni heyecanlandıran şey, İzmir’den katılımın, İzmir’in STK’lara verdiği önemin göstergesi olmasıdır. Sayın Soyer, adeta İzmir’in STK’larının sesi gibi, İzmir’in, İzmirlinin ruhunu yansıtan, İzmirlinin dünya ile ilgili görüşlerini aktaran konuşmasının Türkiye’nin dört bir yanından gelen konukların üzerindeki etkisine tanık oldum. İzmir’in kendini Türkiye’ye anlatma fırsatı oldu. Biz orada kendimizi ifade ettiğimizde Türkiye’nin dokusuna ulaştık. Bunu çok önemsiyorum” dedi.
TÜRKONFED, her bölgeden her ölçekte ve her sektörde temsilcisi olan bir yapıya sahip. olduğunu anlatan Kasalı, “Bunun kesin ve geleceğin de tam bağımsız, gönüllü iş insanı örgütlerinin çıktığı yol olduğunu düşünüyorum. Örgütlenme modeliyle de bunun en doğru yol olduğunu düşünüyorum. Çünkü dünyadaki modeller de böyle. Ve dünya, gönüllülük ve bağımsızlı esasına dayalı STK’ların ne kadar güçlü olduğunu sorguluyor” diye konuştu.
Yeni bir çağ, yenilikçi düşünceler
BASİFED Başkanı Kasalı, iş dünyası örgütlerinin daha önceki toplantılarında tamamen ekonomik ve finansal olarak sektörel konulara ağırlık verilirken TÜRKONFED Zirvesi’nde demokrasi, hukuk, refah, adil paylaşım, sürdürülebilir büyüme, çevre ve evrensel ilkelerin öne çıktığını dile getirdi. Kasalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben, Türk iş insanlarının bağımsız ve gönüllü örgütler içinde aldığı kültürle sadece kendi işini, kendi sektörünü değil ülkesini ve dünyayı düşünen kişiler olduğunu gördüm. TÜRKONFED Zirvesi’nde verilen mesajların yüzde 80-90’ının insanlığa, geleceğe, dünyanın daha iyi olmasına yönelik oluşu gelecek için çok ümit verici. Bizim hayallerimizin bu yönde evrilmesinin, karar vericilerin, yatırımcıların bu mantalite içinde olmasının ülkemizin, dünyanın ve insanlığın geleceği adına çok önemli ve cesaret verici bir durum olarak görüyorum.”
Güçlü bir STK yapılanmasının ülkenin geleceğini dönüştürücü etkisine de dikkat çeken Mehmet Ali Kasalı, “BASİFED olarak bir taraftan çatımız altındaki derneklerin güçlü olması, güçlü derneklerden daha güçlü federasyonlar sağlama amacındayız. TÜRKONFED yapılanmasının modelinde beni heyecanlandıran şey şu; güçlü federasyonlar aracılığıyla çok güçlü bir konfederasyon çıkacağına inanıyorum. Çatısı altında 30 federasyon bulunan TÜRKONFED’in bugünkü görüntüsü daha ilk adım… Bu örgütlenme modeline ve STK’ların ülkenin geleceği için atılan adımlarda dönüşümün en önemli, en güçlü, en etkili aracı olduğuna inanıyorum. TÜRKONFED gibi güçlü yapılanma, güçlü STK’lar olmalı. Her kesim gerçek anlamda bağımsız, gönüllü örgütünü yaratmalı. TÜRKONFED’in yapısını dikkate aldığımızda ve STK’larla ilgili süreci ifade ettiğimiz söylediğimiz düzeye getirdiğimizde, güçlü dernekler, güçlü federasyonlar ve bunların da yarattığı güçlü konfederasyonlar hayal ettiğimizde ben ülkenin geleceğinde bu örgütlenmenin çok önemli etkisi ve katkısı olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.