Yaralı aslan kükredi

Altay, Göztepe deplasmanından büyük yara alarak çıkmıştı. Bir fanatik taraftarının, Göztepe tribününe işaret fişeği atarak sarı-kırmızılı takımın taraftarlarından birisini ağır yaralaması sonucu Profesyonel Disiplin Kurulunca 6 maç seyircisiz oynama cezasına çarptırılmıştı. Üstelik, yine fanatik bir Göztepeli taraftarın sahaya atlayıp, korner bayrak direğini kopartarak genç kaleci Ozan’ı ağır yaralamasıyla, haftalardır filelerini başarıyla koruyan kalecisini de oynatamamak dezavantajıyla baş başa kalmıştı. Yani, moraller sıfıra inmişti. Ve lig devam ediyordu, Alsancak’ta seyircisinden yoksun ağırlayacağı rakip, şampiyon adaylarından Boluspor’du. Otoriteler, futbol yorumcuları, Altay’a puan şansı tanımıyordu. Ama bilmiyorlardı ki Altay küllerinden doğardı. Yaşları 41’i bulmuş iki emektar ağabey futbolcular, Kaptan İbrahim Öztürk ile Murat Uluç arkadaşlarını toplamış, “Korkunun ecele yararı yok. Şartlar ne kadar kötü olsa da, çıkacak, aslanlar gibi mücadele edeceğiz. Zaten bize kimse bir şey diyemez, dememeli” dediler. Ve öyle oldu, sanki sahada şampiyonluk savaşı veren Boluspor değil, Altay’dı. Mükemmel oynayarak, az gol yemesiyle tanınan ve 15 maçta kalesinde sadece 8 gol gören rakiplerini 5 gol atarak hezimete uğrattılar. Kaptan İbrahim, defanstan çıkarak hem gol attı hem de rakibin gol silahı İbrahima Balde’yi kelepçeledi. Genç kaleci Mustafa, yaptığı harika kurtarışlarla kendisine bağlanan ümitleri boşa çıkarmadı. Maç zaferle biterken Alsancak Stadının önünde heyecanla bekleyen Altaylı taraftarlar, “Altay sevil koş atıl oyna, semalarda semalarda parılda… İzmir’in parlak yıldızı” diye marş söylüyordu.