Çalışanların yarısı asgari ücretli

Yıl biterken, çalışma hayatının geleneksel hale gelen bir klasiği bu yıl da yaşanıyor. İşçilerden işverenlere birçok kesimi doğrudan ilgilendiren asgari ücretin ne kadar olacağı merak ediliyor.

Yıl boyunca devam eden zam sağanağı nedeniyle asgari ücret sürekli eridiği için gündemden hiç düşmedi. Çünkü çalışanların yüzde 60’a yakını asgari ücret yakın maaş alıyor. Bu nedenle milyonların gözü, aralık sonunda belirlenecek 2023 yılı asgari ücrete çevrildi. Yüksek enflasyon ve seçim yılı olması nedeniyle, çalışanların asgari ücret artışı ile ilgili beklentileri yüksek.

Yeni yılda uygulanacak asgari ücret için ilk toplantı ise 1 Aralık’ta yapıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve Türk-İş başkanlarının yer aldığı toplantıda takvim belirlendi.

Türkiye’de çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret alıyor. Özel sektörde bu oran daha da yüksek. Asgari ücret bu yönüyle milyonlarca çalışan ve aileleri gibi ekonomi dünyası ve çalışma hayatı için de büyük önem taşıyor. Birleşik Kamu-İş’in araştırmasına göre, açlık sınırı Kasım ayında 8 bin 657 liraya yükseldi. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 25 bin 422 lira. Asgari ücret tüm çalışanları ve onların ailelerinin yaşam koşullarını ilgilendiriyor. Pahalılık ve art arda gelen zamlar nedeniyle alım gücü kaybı karşısında asgari ücret oldukça yetersiz kaldı. Net 5 bin 500 lira olan asgari ücret, artan hayat pahalılığı nedeniyle açlık sınırının da altında kaldı.

Zam yağmuru sürüyor

Ülkede yüksek enflasyon vatandaşın alım gücünü her geçen gün eritiyor. 2022 yılı boyunca iğneden ipliğe her şeye yüzde 100’ün üzerinde zam geldi. Asgari ücret alan vatandaşlar geçimini adeta sağlayamaz hale geldi. Enflasyonun yüzde 85’i bulması nedeniyle Temmuz’da artan asgari ücret yapılan zamlar karşısında eridi. Vatandaşlar, asgari ücretin 10 bin liradan az olmamasını savunurken sendikalar 10-13 bin lira talebiyle masaya oturmayı planlıyor. İş dünyası ise 8-8 bin 500 TL’ye sıcak bakıyor.

Asgari ücretli topluma dönüş

Türkiye, asgari ücretliler toplumuna dönüşüyor. Çalışanların yarısı asgari ücretle çalışıyor. Bu oran özel sektörde yüzde 70’e çıkıyor. DİSK-AR, 2022 yılı için yayınladığı “Asgari Ücret Gerçeği Raporu”nda Türkiye’de 10 milyon işçi asgari ücret civarında ücretlerle çalışıyor. Aralık 2021’de tarihli rapora göre, kadın işçilerin dörtte biri asgari ücret dahi alamıyorken, milyonlarca işçi de asgari ücretin altında bir parayla çalışıyor.

“Düşük TL ve ucuz iş gücü”

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Türkiye’nin düşük Türk Lirası ve ucuz iş gücü ile rekabet etmesinin sürdürülebilir olmadığını belirtti. Turan, ayrıca enflasyonun üzerinde, refah payı olan bir asgari ücret artışı olabileceğini söyledi.

Orhan Turan, 2023 yılı asgari ücret konusunda da yorumlarda bulundu. Turan, “Enflasyonun üzerinde, refah payı olan bir asgari ücret artışı olabilir. İşveren çalışanını enflasyona karşı korumak zorunda” dedi. Bloomberg HT televizyonuna konuşan Turan ayrıca ucuz iş gücüne dayalı stratejiyi de değerlendirdi.

Turan, “Düşük TL ve ucuz iş gücü ile Türkiye’nin rekabet gücünün sürdürülebilir olabileceğini düşünmüyorum. Bu, 50 yıl önce Uzak Doğu’nun stratejisiydi. Rekabetçi kur ucuz, iş gücüyle ihracatı büyütmek. Bunları yaptığınızda 5-6 ay nefes alıyorsunuz ama sürdürülebilir hale getiremiyorsunuz.” dedi.

Turan, şirketlerin iş gücü ve enerji verimliliğini artırarak marka ve dağıtım kanalına yatırım yapması gerektiğini, aksi takdirde ihracatın katma değer yaratamayacağını belirtti.

******

“YÜKÜ ADİLCE DAĞITMAK İMKÂNSIZ, BÜYÜK HAYAL KIRIKLIKLARI YAŞANACAK”

Uğur Civelek (Ekonomist)- Birincisi çalışanları koruyacaksın, ikincisi çalışılan işi koruyacaksın. Ortada bir noktanın nasıl bulunacağı tam bir muamma. Görünen şu: İktidar bu kadar karmaşık düşünmeyecek, oy kaybını azaltmaya yönelik bir popülist anlayışla asgari ücreti belirleyecek. Ancak bu bile yaşam standardına girmeyi muhtemelen telafi etmeyecek çünkü enflasyonu düzgün ölçmüyoruz. 2022 boyunca enflasyona bakılacak. Bu enflasyon ne kadar, ne zam yapılmış yarı yılda, ne kadar fark verilmesi lazım? Göz boyamak için ne verilemesi lazım? Bir rakam saptayacaklar.

“İş dünyası çığlık atıyor”

İş dünyası da şu anda çığlık atıyor. İhracatçıdan geliyor: kuru basıyorsunuz, ihracat yapamıyoruz. Dış pazarlar dağılırken rekabet gücümüzü kaybediyoruz. Söyledikleri şu: İstihdamı koruyamayabiliriz, kepenk indirmek zorunda kalabiliriz. Alacağınız kararlarda bunu dikkate alın diye haykırıyor. Bu kadar açık söylemiyor ama şifreli konuşuyorlar. Yerli üretici bu enflasyonist ortamda maliyeti karşılayacak fiyat arıyor. Maliyetlerdeki artışın iyice yükseleceğini görüyor. İçeride en önemli maliyet unsurumuz, emek. Her türlü girdiyi dışarıdan alıyoruz, o da döviz kuruna bağlı. İçeride emek ekliyoruz büyük ölçüde. Yerli girdi kullanımımız çok yüksek değil. Onun için o da çığlık atıyor. Yüksek oranlı bir zam, üretimi zorlayacak. Zaten tarımda ciddi bir kriz yaşanıyor sanayi de buraya düşerse hizmet sektörünü besleyen kanallar iyice tıkanmış olur. Cumhuriyet tarihinin en ağır krizini besleriz. Ama diğer yandan üretimi daha fazla zorlamayalım denilirse bu sefer de iktidarın seçim kaybetmesi kesin çünkü enflasyonun çok altında bir zam vermek zorunda kalır. Siyasi irade bu açmazdan çıkmak için günü kurtarmaya odaklanmış, sonrasını düşünmüyor.

“İki tarafı memnun edecek karar çıkmayacak”

Ne kadar verirlerse versinler iki tarafı memnun edecek bir karar kesinlikle çıkmayacak. Ve Cumhuriyet tarihinin en ağır krizine doğru koşmaya devam edeceğiz. Asgari ücret belirleme süreci ne kadar iyi niyetle yapılırsa yapılsın; üreticiyi kollayayım desen tüketici mağdur oluyor, tüketiciyi kollayayım desen üretici mağdur oluyor. İki tarafa adil bir şekilde yükü dağıtmak da mümkün değil. Mevcudu koruyamıyorsunuz. Hovardalık dönemi galiba 2023’te bitecek, Ali gerçeklerle tanışacak. Büyük hayal kırıklıkları yaşanacak. Tüm sektörlerde üretimde tüketimde sanayide her yerde ciddi daralmalar sıkıntılar yaşanabilir. Konu enflasyon mu? Evet. Konu asgari ücret mi? Evet. Ama bunlar ipliğin ucu, dokunulduğu anda sistem çözülüyor. Çok kırılgan çünkü…

“Siyasetçilerin popülizmle devam etme şansı kalmadı”

Ölçülmüş enflasyon yüzde 80’in üzerinde, halkın yaşadığı enflasyon yüzde yüzün üzerinde. Hangisine göre değerlendirme yapacaksın? Ölçülene göre yapılsa bile üretici kesimler bu maliyet artışını karşılayabilecek durumda değil. On yıldır borç yapılandırarak gidiyorlar katma değer üretimi çok fazla değil. Gerçeğe dönüldüğü anda ipler kopacak. 2023 sonrası işler çok zor görünüyor. Asgari ücret sadece olumsuzluğu açığa çıkaracak bir tetikleme mekanizması, enflasyon da öyleydi. Hepsi birbirine bağlı.   Türkiye siyaseten bir uçuruma doğru sürükleniyor. Sosyal kriz ve ekonomik kriz birlikte siyasi yapıyı da çökertecek gibi görünüyor.  Yani siyasetçilerin popülizmle devam etme şansı kalmadı.

*******

“DÖNGÜYE GİRDİK, REFAH ARTIŞI BEKLENMEMELİ”

Uğur Gürses (Ekonomist)- TÜİK’e göre; gıda enflasyonu yüzde 95’ler seviyesinde,  İstanbul Ticaret Odası’na göre ise geçinme endeksi yüzde 100’ün çok üzerinde. İkinci bir unsur da barınma krizi. Türkiye’de çok ciddi bir barınma sorunu var. Büyük kentlerde kiralarda çok belirgin, çok yüksek artışlar var; yüzde 100’ün de üzerinde olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla bunları hesaba katarsak, asgari ücretin yüzde 100’ün üzerinde artması gerekiyor. 8 bin, 8 bin 500 yapılabileceği konuşuluyor. Ama seçim nedeniyle, bir sürpriz yapılarak belki 10 bin olabilir. Asgari ücretin muhakkak 10 binin üzerinde olması gerekir.

Türkiye bir döngüye girdi. Asgari ücret artışı, 5 bin 500 TL ve ona yakın ücret alanları etkiliyor. Orta gelir grubundaki insanlar, yani orta ücret seviyesinde ücret alan çalışanlar, asgari ücret artış oranında zam alabilecekler mi, bilmiyoruz. Bu, pazarlık, toplu sözleşme, varsa bireysel olarak işverenle ilişkileri ilgilendiren bir konu ama sonuçta Türkiye’nin geldiği yer şu: Enflasyon kadar artış alınamıyor. Bu da muhtemelen orta gelir grubundaki insanları aşağıya doğru itiyor. Asgari ve civarında ücret alanların oranı arttı. Bu da orta sınıfın aşağı doğru bastırılması, yoksullaşması demek. Türkiye şu anda bu süreci yaşıyor. Dolayısıyla asgari ücret alanların durumunu belki bir şekilde spotlar oraya dönük olduğu için iyileştirebiliyor ama onun bir üstündeki ücret grubu oldukça kırılgan. İşverenler, asgari ücret oranında artış yapalım demeyebilir, o durumda aşağı doğru çöküyor. Seçim sürecinde olmak belki çalışanlar için avantajlı olabilir, politikacıların seçim öncesi oy kaygısıyla, görece daha çok iyileştirme imkanları ortaya çıkabilir. Ama şu da var enflasyon da bu seviyede durmayacak, muhtemelen 3 ay sonra biz bu gelirin eridiğini konuşacağız. Mevcut ekonomi politikası sürerse, asgari ücretteki artışlar, birkaç ay sonra erimiş olur. Ve o insanlar, yine negatife dönecek. O açıdan bu bir döngü gibi devam ediyor. Enflasyon patlıyor, arkasından asgari ücret buna yetişmeye çalışıyor, çok zor görüyorum. Bir refah artışı beklenmemeli.