Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olma özelliğiyle çok şanslı bir konumda bulunan Türkiye, Batı dünyası ile Ortadoğu arasında köprü gibidir.
Coğrafi konumu nedeniyle deniz ülkesi olmanın bütün özelliklerine ve potansiyeline sahiptir. Deniz, bulunduğu ülkeye refah yağdırır. Ama biz bu refahtan yeterince yararlanamıyoruz.
Avrupa ülkeleri denizin imkanları ve nimetlerinden faydalanıp ekonomilerine katkılar sunma yarışındadır. Türkiye’ye gelince ne yazık ki, denizlerimizin sunduğu nimetlerden yeterince faydalanamıyoruz. Sahillerde yaşayan insanlarımız dahi bugüne kadar turizm dışında bu nimetten gereken ölçüde yararlanmamıştır.
Ancak son zamanlarda balıkçılık sektörü denizlerimizin sunduğu potansiyelden yararlanmaya başladı. Deniz üstünde kurulan çiftliklerde su ürünleri üretiminde önemli gelişme kaydedildi. Ciddi bir üretim potansiyeline ulaşıldı. Su ürünleri sektörü bu sayede yıllık 5 milyar dolar ihracat hedefine odaklanmış durumda.
Gelelim denizin sunduğu başka imkânlara… Turizm de ciddi bir potansiyel olarak önümüzde duruyor. Deniz, kum, güneş tatil konseptinin yanı sıra yat turizmi ve yat üretiminde önümüzde önemli bir fırsat duruyor. Yat turizmi ve yat üretimi konusunda son dönemde ciddi atılımlar yapıldı. Muğla, Antalya, İstanbul’un dışında diğer sahil yerleşimlerinde küçük ölçekli de olsa yat limanları ve yat üretim imalatları kurulmaya başlandı. Bu önemli bir gelişmedir. Küçük hacimli yatlardan büyük tonajlı yatlara kadar her türlüsü bu topraklarda üretilmeye başlandı.
Yatçılık bir ölçüde güçlü sermaye gerektiriyor. Yat, yüksek gelir sahibi kişiler tarafından ediniliyor. Yurtdışından ciddi bir talep var. İmalatçılar, adeta tam kapasite ile çalışmaya başladı. Oluşan talebin Türkiye için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle yat imalatı yatırımın teşvik edilmesi gerektiğine inanıyorum.
Yat üretimi alanında faaliyet gösteren kuruluş ve dernekler, yurt dışından gelen talebi karşılayamadıklarını dile getiriyor. Bu kuruluşların beyanına göre üretimi süren yatlar dahi satılmış. Müşterileri de yabancılar olunca ciddi bir döviz geliri elde ediliyor.
Eğitim konusu
Geliri yüksek kesime hitap eden bu sektör, kapalı gişe çalışırken aynı zamanda yetişmiş eleman açığı ile karşı karşıya. Bu nedenle teknik elemanlar yetiştirilmesine hız verilmelidir. Bir başka örnek vermek isterim: Komşumuz Yunanistan, Sakız adasında yaşayanlar, yat imalatında ve deniz ulaşımında çalışmaları için teşvik ediliyor. Bu yıllardır yapıyor.
Bunu biz de yapmalıyız. Bu sektör için çırak, kalfa, usta yetiştirmeliyiz.
Tek kelime ile Türkiye denizci bir ülke olmalı… Yat imalatı, deniz ulaşımı ve kurvaziyer işletmeciliğini ülke olarak teşvik etmeliyiz. Denizi çok seven bir insan olarak bilmem derdimi anlatabildim mi?