Sağlık, insan yaşamının sürdürülmesinde, yaşam kalitesinin yükseltilmesinde ve korunmasında özel bir öneme sahiptir. Günümüzde insanlar sağlıklarına daha fazla önem vermeye başladı. Sağlıklı yaşam yeni sektörlerin gelişmesini de beraberinde getirdi. Organik ürün pazarı ve sağlık turizmi bunların başında geliyor.
Sağlık turizmi, turizm sektöründe ayrı bir dal haline gelerek gelişti.
Türkiye’de son yıllarda hem termal hem de tedavide sağlık turizmi hızlı bir gelişim içinde. Ülkemizde tıp alanında yaşanan bu gelişmeden iftihar ediyorum. Hastane ve doktorlarımız AB ve dünya standardında çalışmalar yapıyor.
Verilen genel sağlık hizmetleri birçok ülkeden daha ileride. Plastik cerrahi, göz hastalıkları, cilt bakımları, saç bakımı ve ekimi başta olmak üzere birçok branşta Avrupa Birliği ve Arap ülkelerinden hastalar tedavi için Türkiye’yi tercih ediyor.
Yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin sağlık turizminden aldığı payda da belirgin bir artış sağladı. Yılda 600 bine yakın yabancı hasta tedavi için Türkiye’yi tercih ediyor. Tedaviye gelenler yılda 3 milyar dolara yakın harcama yapıyor. Hem gelen hasta sayısını hem de geliri daha da artırmak mümkündür.
Yatak kapasitesini artırarak mevzuatta düzenlemeler yapılırsa yıllık 10 milyar dolar gelire ulaşılabilir.
Çok şükür, bu alana yatırımlarda artıyor. Yatırım yapanlar yurt dışında tanıtım için her türlü fuar ve organizasyonu fırsat biliyor.
Bendeniz Turizm Bakanlığı’nda ve dış teşkilatlarda görev yaptığım yıllarda İngiltere, Almanya ve diğer AB ülkelerinde bu konuda sektör temsilcileriyle birlikte çalışmalar ve incelemeler yapmıştım. Mesela İngiltere bütçesinde “görülmeyen gelirler” kalemi çok yüksek olarak yer alıyordu. Bunun nedeni, sağlık turizm ve eğitim alanlarından elde edilen gelirdi.
Bugünlerde ülkemizde de, 65’e yakın hastane ve tıp kuruluşunun iştirak edeceği bir “Sağlık Turizmi Fuarı” 16/17 Ocak 2023’te Almanya’da yapılacak.
Bu fuara katılan Türk firmaları, yabancı hastalara kendilerini anlatma fırsatı sunacaktır. Bu konuda çalışma yapanları kutluyorum. Çok doğru bir çalışma. Zira alt yapı tamam, tanıtım ve teşviklerle sektörün desteklenmesi gerekir. Kültür ve Turizm Bakanlığı koltuğunda turizm sektöründen gelen Mehmet Nuri Ersoy’un oturuyor olması bir şanstır.
Sağlık turizminde Türkiye’nin önü açık görünüyor. Ülkenin imkanları da buna müsaittir. Ancak sektöründe gelenlerin istatistiklerini tutmak zordur. Kimin tedavi için geldiğini belirlemek zordur, çünkü Türkiye’de “sağlık vizesi” yoktur.
Bu nedenle her geçen gün gelişen bu sektörün iyi bir düzenlemeyle ele alınması gerekiyor. Mevzuatla, hasta, doktor ilişkilerini, hastanelerin çalışma şartlarını sağlıklı bir düzenlemeye kavuşturmalıyız. Ve bunu geciktirmemeliyiz. Çünkü bu sektör tüm dünyada gelişiyor, geç kalmamalıyız.