Kongre süreci ile olarak il başkanlarına seslenen Genel Başkan Meral Akşener, bütünlük içinde kongrelere gidilmesini ve milletvekili adayı olmayı düşünen il başkanlarının ve yöneticilerinin örgütlere aday olmamasını istedi.
İYİ Parti ve lideri Meral Akşener ne yapmak istiyor ve hangi hedeflere yürüyor? Öncelik, muhalefet ittifakı ile birlikte olup iktidarı değiştirmek mi, yoksa partiyi büyütüp birinci parti olmak mı? Sürekli olarak İYİ Parti’yi ana muhalefet partisi CHP ve Millet İttifakı ortakları ile birlikte davranmaktan koparmaya çalışıp muhalefetin birlikteliğini torpillemek isteyenler, başarıya ulaşabilirler mi?”
Kongre takvimi belli oldu
İYİ Parti’nin Eylül ayı sonundaki Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısında başlatılması kararı alınan 3. Olağan Büyük Kurultay süreci için çalışmalara hız verildi. 2023 seçimlerine teşkilatlarını güçlendirerek girmeyi amaçlayan parti, kurultay çalışmalarının ilk ayağı olan mahalle delegeleri seçimine 29 Ekim Cumartesi günü başlayacak.
Bu süreci 6 Kasım’da tamamlayacak parti, seçim takvimi çerçevesinde kasım ayının ortasında ilçe kongrelerini başlatmayı ve 5 Aralık’ta bitirmeyi planlıyor.
İYİ Parti’den edinilen bilgiye göre en geç 2023 yılı Eylül ayına kadar yapılması planlanan kongre takviminin yeni yılın başında başlatılması mümkündü. Ancak yaklaşan seçim dikkate alınarak kongre sürecinin seçimle çakışmaması için takvim erken başlatıldı.İYİ Parti’de 23 Kasım-5 Aralık 2022 günleri arasında il teşkilatları tarafından belirlenen günlerde ilçe kongreleri tamamlanacak, 24 Aralık 2022-29 Ocak 2023 arasında ise il kongreleri maratonu yaşanacak.
İYİ Parti, ülkenin siyasi gündemi ve 2023 seçim takvimine göre Şubat ya da Mart ayında ise 3. Olağan Büyük Kurultay’ı gerçekleştirecek. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçime yeni parti yönetimiyle gidecek.
Bu arada partinin kurultay kararını, 2018 seçimlerinde il ve ilçe teşkilatlarında, milletvekili adaylığı için istifalar dolayısıyla oluşan boşluğun tekrar yaşanmaması için aldığı öğrenildi. Milletvekili adayı olmayı düşünenlerin ilçe ve il yönetimlerine aday olmaması yönünde tavsiye kararını değerlendiren partililer, bunun nedenini de, “2018 seçimlerinde 50’ye yakın il-ilçe başkanı ve yöneticisi milletvekili adayı olmak için istifa etti. Seçim sürecinde teşkilatlarda yaşanacak böyle bir boşluk çalışmalar açısından sorun oluyor. Buna dair bir önlem alınmaya çalışıyor” şeklinde açıkladı.
İzmir’deki kongreler
İYİ Parti’de takvimin açıklanmasının ardından teşkilatları kongre heyecanı sararken, İzmir cephesinde de hareketli günler yaşanıyor. İYİ Parti’de süreçte kararı en çok merak edilen isim olan İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, koltukta 4. yılını doldurduğu haftada basın mensuplarının karşısına geçerek koltuğa yeniden talip olmayacağını ve milletvekili aday adayı olacağını açıkladı.
İYİ Parti İzmir’de kongre takvimi şekillendi. Üye sayısının 400’den az olduğu ilçelerde delege seçimi yapılmayacak. İzmir’de Bayındır, Beydağ, Çeşme, Foça, Güzelbahçe, Karaburun, Kınık, Narlıdere, Seferihisar ve Selçuk’ta delege seçimleri yapılmadan üyelerle kongrelere gidilecek. Bu ilçelerdeki kongreler, 4-13 Kasım tarihleri arasında yapılacak.
********
KIRKPINAR MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI
İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, seçimlerde İzmir 2’nci Bölgeden milletvekili aday adayı olacağını açıkladı.
Düzenlediği basın toplantısında “makul siyaset, şeffaf yönetim” düsturuyla 4 yıldır yürüttüğü il başkanlığı sürecini anlatan Kırkpınar, parti genel merkezinde yapılan il başkanları toplantısında tekrar il başkanı olmayacağını açıkladığını aktardı. İzmir’de il yönetiminin yanı sıra 29 ilçe başkanından da destek alarak milletvekili aday adayı olma yönünde karar verdiğini belirten Hüsmen Kırkpınar, “21 yıllık iktidar önümüzde yapılacak seçimler kaybedecektir. Bu çıktığımız yolculuk, “demokrasinin mabedi” dediğimiz TBMM’nin üyesi olmak, büyük bir sorumluluk ister. Partimizin İzmir il teşkilatının temsilcisi olarak, 2’nci bölgeden milletvekili adayı olarak bu şehrin tamamının sorumluluğunu üstümde taşıyarak TBMM’ye gitmek istiyorum” dedi.
Kırkpınar, basın toplantısında ayrıca şehir hastanelerinin kamuya getireceği yük, doktorlardan muayene randevusu alınamaması, üniversite öğrencilerinin barınma sorununa çözüm amacıyla Buca eski cezaevi arsasına yurt yapılması, İzmir’in trafik ve kanalizasyon sorunu gibi konuları da gündeme getirdi.
***********
“BÜTÜN KARARLARIMIZIN AMACI, TÜRK MİLLETİNİN İYİLİĞİ”
Aytun Çıray (İYİ Parti İzmir Milletvekili) – Türkiye tarihinin en derin sosyo-politik ve ekonomik buhran sürecini yaşıyor. İnsanımız 2. Dünya Savaşı yılları dahil hiçbir kuşağın tecrübe etmediği kadar çetin, ağır ve zorlu koşulların altında adeta hayatta ve ayakta kalma mücadelesi veriyor. Kendilerine mikrofon uzatılan belli bir yaşın üzerindeki her vatandaşımızın ilk cümlesi ‘şu yaşıma geldim böyle bir yoksulluğa hiç şahit olmadım’ oluyor. Devletin temel anayasal yükümlülükleri konusunda da manzara farklı değil. Çünkü mevcut bütün hakiki anayasal demokrasilerde anayasaların varlık sebebini teşkil eden kuvvetler ayrılığı maalesef adeta buharlaştırılmış; yerini anayasa kavramını bir oksimorona dönüştüren bir kuvvetler birliği rejimi almış.
Oksimoron?
Yani bir arada bulunamayacak iki kavram. Çok köşeli bir daire gibi. Bir yuvarlak nasıl ki köşeli olamaz ise, bir kuvvetler birliği rejimi de anayasal olamaz. İlk bakışta siyaset bilimiyle ilgiliymiş gibi görünen bu meseleyi esasen vatandaşlarımız tüyler ürpertici bir adaletsizlik olarak yaşıyor. Hürriyetlerini yok edebilecek Demokles’in Kılıcı gibi hissediyor. Bu da başta yargı olmak üzere tüm kurumlara duyulan güveni sarsıyor. Kısaca biz artık tarihimizin sadece en ağır sosyo-ekonomik buhranı altında ezilmiyoruz. Bu buhrandan çıkış yolunu karartan bir kuvvetler birliği rejiminin istibdadı altında güvenlik duygumuzu ve özgürlük içinde mutluluğu arama hakkımızı kaybediyoruz. Genel Başkanımızın “Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!..” haykırışı vatanımızın semalarında işte bunun için yankılanmaya başladı..
-Bunların İYİ Parti Genel Başkanı ve lideri olarak Meral Akşener’in başlattığı kongre süreciyle ne ilgisi var? Veya başka bir ifadeyle onları bu süreçle nasıl ilişkilendiriyorsunuz?
-Çok, hem de pek çok ilgisi var. Her şeyden önce İYİ Parti lideri olarak Genel Başkanımızın ve İYİ Parti’nin aldığı tüm kararların ve hayata geçirmekte olduğu tüm politikaların Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin iyiliğinden başka bir amacı olmadığı gerçeğiyle… İyilikle kastettiğimiz şey de bu çerçevede çok açık: Ülkemizi yaşanan tek adama dayalı kuvvetler birliği rejiminin istibdadıyla daha da katlanılmaz bir hal alan Cumhuriyet tarihinin en ağır sosyo-ekonomik buhranından siyasi çıkışın yolunu açmak. Söz konusu siyasi çıkış yolu 2023 seçimleridir. Genel Başkanımız, milletimiz ve devletimiz için hakiki haysiyetli bir varoluş sorunu bu dönüşüm sürecinin lideridir. İYİ Parti ise Türk Milletinin istibdat prangasından ve adaletsizlik düzeninden kurtaracak bu dönüşüm sürecini şekillendirip yönetmeyi amaçlayan temel kurumsal siyasi aktördür.
Kısaca, gerek Genel Başkanımız Meral Akşener’in kararlarını ve politikalarını gerekse onun kararlı liderliğindeki İYİ Parti’nin hedeflerini iktidarı değiştirmek yahut partiyi büyütmek gibi dar erimli bir amaçla ne tanımlayabilir, ne de sınırlandırabiliriz. Aslında her şeyi, bu arada içine girdiğimiz Kongre sürecini de, işte bu çok geniş çerçeve içinde değerlendirmemiz gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’ni, merkezinde tıpkı kuruluş yıllarında olduğu gibi Türk Milletinin Yüce ve kutlu çatısı Meclis’in bulunduğu, hukukun üstünlüğü ve mutlak kuvvetler ayrılığına dayalı, vatandaşlarının kendi mutluluk arayışlarının peşinde özgürce geliştikleri medeni ve müreffeh bir cumhuriyet kılmak! Böyle bir amaca odaklanıp kilitlenmiş bir lideri ve partisini torpillemek isteyenler, bunlar kim olurlarsa olsunlar, başarı şansları yoktur, olmayacaktır.
*******
“İYİ PARTİ’NİN YENİ BİR ‘HEYECANA’ ŞİDDETLE İHTİYACI VARDIR”
Metin Öney (Eski Milletvekili)- Öncelikle şu hususun altını çizmek gerekir: Kongreleri yapmak, partiler için yasal bir zorunluluktur. Her siyasi parti, belli zaman dilimi içinde, kongrelerini yapmak durumundadır. İYİ Parti de bu yasal zorunluluğa uyarak kongre sürecini başlatmıştır.
Konunun diğer yönüne gelince… Partide ilk operasyon bundan birkaç ay önce başlamıştır. Şöyle ki; Genel Başkan Meral Akşener, başkanlık divanında önemli bir değişiklik yapmış ve bazı üyeleri divan dışında bıraktığı gibi, en önemlisi, teşkilat başkanlığını doğrudan kendisine bağlamıştır. Böylece, hiç kimsenin teşkilatla ilgili herhangi bir operasyon yapmasına izin vermeyeceğini, aylar önceden kamuoyuna deklere etmiştir. Altının çizilmesi gereken birinci husus budur.
Diğer bir açıdan konuya bakıldığında Genel Başkan Meral Akşener’in bütün gayretlerine rağmen, parti öngördüğü hedefe henüz ulaşamamış yani kuruluş amacı olan ‘merkez sağ veya büyük orta sağ’da yerini alamamıştır. Diğer bir deyişle, oy oranı olarak ‘birinci parti’ konumuna gelememiştir. Oysa Meral Akşener’in defalarca vurguladığı, ‘Başbakan olmak’ hedefinin temel şartı ‘birinci parti’ olmaktır.
Bunun yanı sıra, çok sayıda ve önemli ölçüde ‘kendisini milliyetçi olarak tanımlayan seçmen’ İYİ Parti dışındadır. Bir araya ‘gelmemekte veya gelememektedir’. İYİ Parti de bu konuda yeterli “birleştirici” rolü oynayamamaktadır. Yani diğer bir deyişle İYİ Parti bu konuda da henüz ‘cazibe merkezi’ olamamıştır.
Şüphesiz parti, önemli çıkışlar yapmakta ve yakalamaktadır ama bütün bunlar hem kamuoyu için hem de Meral Akşener için yeterli olmamaktadır.
Bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde, partinin yeni bir ‘heyecana’ şiddetle ihtiyacı vardır. Sadece “esnaf gezisi” ile bu heyecanı yakalamak mümkün değildir. Genel Başkanla birlikte teşkilatın da böyle bir heyecanı yakalaması ve coşturması şarttır. Bu sebeple bu kongre ile yeni kişilerin teşkilatta görev alması ve coşturması gerekmektedir.
Kongrenin ve yeni görev alacak kişilerin millet ittifakına olumsuz etki yapacağını düşünmüyorum. Hatta lokomotif görevi daha da hızlanabilir.
Yalnız bir husus önemlidir:
Millet İttifakı, sürekli ‘toplanıp toplanıp dağılırsa’ İYİ Parti’nin bir ‘B planı’ ile yola devam etmesi alternatifler arasındadır.