Demiryolu, taşımacılıktaki payını artırmak istiyor

Demiryolu taşımacılığında kapasite sorunu artan taleple büyüdü. Demiryolu ile taşımacılık yapan firma temsilcileri, TCDD’nin özel sektörle anlaşmalı taşıma modeline geçiş yapması halinde kapasite sorununun azalacağını belirtiyor.

Türkiye’de yapılan yük taşımacılığında demiryolunun payı yaklaşık yüzde 1. Avrupa’da 2019 istatistiklerine göre bu oran yüzde 17,6. Bazı Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 25’e kadar çıkıyor. Demiryolundaki en önemli sorunlardan biri de giderek artan kapasite sorununa karşı, özel sektör yatırımlarının önünün açılmaması. Türkiye’nin yüzde 1’lik oranla Avrupa’nın çok gerisinde kaldığını ve en az yüzde 10’a çıkarılması gerektiğini savunan sektör temsilcileri, “Kağıt üzerinde serbestleşme var ama firmaların yatırımları teşvik edilmiyor, altyapı geliştirilmiyor, lokomotif ve ray altyapısı yetersiz. Türkiye’nin büyüme ve ihracat hedeflerine ulaşabilmesinin yolu; demiryolundaki engellerin kaldırılması, özel sektörün yatırım yapmasını teşvik edecek uygulamalardan geçer” diyor.

Demiryolu Taşımacılığı Derneği Başkanı (DTD) Başkanı Ercan Güleç, Türkiye’de limanlara doğru ciddi ihracat taşıması talebi olduğuna dikkat çekiyor. Güleç’e göre, bu ülkenin ihracat artışına ihtiyacı var ama malların, özellikle de katma değeri yüksek ürünlerin en uygun şekilde limanlara gelmesi lazım. Demiryolu taşımacılığının dünyada en hızlı gelişen sektörlerden biri olduğuna dikkat çeken Ercan Güleç, “Biz kapasitenin uygun kullanılması halinde talebin daha büyük kısmının karşılanabileceğine inanıyoruz. Kısa vadede en uygun çözüm ekipmanı verimli kullanmak. Orta ve uzun vadede ise özel sektörün yatırım yapmasını teşvik edecek önlemler alınması gerekiyor. Kapasite sorununu çözmek ve mevcut ekipmanı verimli kullanmak adına anlaşmalı taşıma modeline geçiş teklifi sunduk. Anlayamadığımız bir nedenle imza aşamasına kadar gelen bu uygulama beklemeye alındı.” diyor.

 

“İhracatla büyümek istiyoruz ama yükü limana indiremiyoruz”

Demiryolunda sadece uluslararası taşımalarda değil iç hatlarda da ciddi bir altyapı sorunu olduğunu belirten Güleç, bugün Türkiye’nin kendi ihraç mallarını, özellikle maden, klinker gibi ürünleri kapasite yetersizliği nedeniyle limanlara indirip ihracat yapamadığını söylüyor.

“TCDD’nin bırakın transit yükleri, içerideki sanayicinin malını limanlara indirecek kapasitesi kalmadı” diyen Ercan Güleç, sektörle ilgili olarak şu konuları gündeme getiriyor:

“Türkiye’de ciddi bir lokomotif sıkıntısı var. Ama özel sektör yatırım yapmıyor. Biz bunu devamlı vurguluyoruz. Bu alanda iki türlü iş yapan firma var. İlki demiryolunda TCDD’nin kaynaklarını kullanarak yükünü taşıtanlar. Bunlar TCDD’nin vagonlarını ve lokomotiflerini kullanır. İkincisi de yatırım yapmaya çalışır, kendi lokomotifini işletir. Bunlara demiryolu tren işletmecisi deniyor. Türkiye’de demiryolu işletmeciliği yapan bir tane firma çıktı. Başka çıkmıyor. Bunu TCDD engellemiyor. Sebebi, Türkiye’nin demiryolu altyapısı ekonomik bir taşıma yapmaya uygun değil. Meyiller dik, virajlar dar. Bu da lokomotiflerin çekerlerini çok düşürüyor. Dolayısıyla demiryolları yük altyapısına da yolcu taşımacılığında olduğu gibi yatırım yapılmalı. Bu nedenle bu alana yatırım yapacak oyuncuların müşterilerinden ciddi fiyat talep etmeleri gerek. Ama o zaman da rekabetçi olamazlar.”

DTD Başkanı Güleç, özel sektörün demiryoluna yatırım yapması için altyapısının daha verimli hale getirilmesi ve serbest piyasa kurallarının çalıştırılması gerektiğini vurguluyor. Mevcut altyapıda gereken düzeltmeler yapılıncaya kadar buradan kaynaklanan ekonomik kayıplar için serbest piyasa kuralları gereği kamu/özel ayrımı yapmadan devletin tüm tren işletmecilerini desteklemesini savunan Ercan Güleç, “Yoksa kimse yatırım yapmaz. Türkiye’nin yüzlerce lokomotif yatırımına ihtiyacı var. Türkiye, uluslararası lojistik merkezi olacaksa demiryoluna özel sektörün girişinin teşvik edilmesi lazım.” diye konuşuyor.

 

Serbest rekabet hiç olmadı”

Demiryolunda serbestleşme ilk kez 2012 yılında gündeme gelmiş, sadece yerliler değil, yabancı şirketler de yatırım konusunda planlar yapmaya başlamıştı. Dünya devi firmalar Türkiye’de vagon üretimi planlarını açıklarken, Türkiye’de sektöre yeni oyuncular girdi. Yasa 24 Nisan 2013 tarihinde çıktı. Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun ile TCDD, demiryolu altyapı işletmecisi olarak yeniden yapılandırıldı. TCDD’nin tren işletmesi ile ilgili birimleri ise ayrılarak TCDD Taşımacılık A.Ş. kuruldu. Sektör temsilcileri, eksik mevzuatlar ve altyapıdaki aksaklıklar nedeniyle serbestleşme sürecinin tam olarak işleyemediğini ve firmalar için eşit rekabet ortamının sağlanamadığını öne sürüyorlar.

Serbestleşme sürecinin istenilen noktaya gelememesi mevcut yatırım planlarının da askıya alınmasına neden oldu. Yetkililerin aktardığına göre, özel sektörde yaklaşık 8 yıldır tek bir vagon yatırımı bile yapılmıyor. Oysaki birçok Türk lojistik sektörü, yasa ilk çıktığında yüzlerce vagon yatırımı yapacağını açıklamıştı. Vagon yatırımlarının yanı sıra birçok firma lokomotif yatırımı da planlıyordu.

 

Sektörün öncelikli beklentileri

  • Demiryolunda, gerçek anlamda tam serbestleşmeye geçilsin.
  • Taşıma yatırımlarında tüm özel sektör temsilcilerine eşit fırsat sunulsun.
  • Özel sektörün yatırımları teşvik edilsin.
  • Altyapı sorunları çözülsün ve operasyonları verimli hale getirilsin.
  • Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nın (BTK) işlerliği geliştirilsin. BTK-Mersin, İzmir, Köseköy, Halkalı, Çerkezköy, Kapıkule bağlantıları hızlandırılsın.
  • Kapıkule başta olmak üzere, demiryolu gümrüklerinde 7/24 çalışma sistemine geçilsin.
  • Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerindeki demiryolu hattı ve bağlantıları hızla devreye alınsın.
  • Limanlar ve organize sanayi bölgelerinin demiryolu bağlantıları gerçekleştirilsin.
  • Yük hatlarının geliş-gidişi çift hatta çıkarılsın, sefer süreleri hızlandırılsın.
  • Van Gölü geçiş kapasite ve süresi geliştirilsin.