Samimi olarak istense başarılır…

Son iki haftadır, iktidarın ülkemizi nasıl bir perişanlığa düşürdüğünü ve millet ittifakına naçizane önerilerimi aktarmaya çalıştım.

1- Dürüstlüğe, likayakata ve istişareye önem veren, israftan kaçınan, gerçek demokrasinin ve hukukun üstünlüğünü, fikir, ifade, inanç ve teşebbüs Hürriyetlerini, can ve mal güvenliğini, şeffaf ve denetlenen bir yönetim yapısını hayata geçiren, rüşvet ve yolsuzluklara geçit vermeyen, kul hakkına titizlikle saygı gösteren, planlamaya, fizibiliteye önem veren vizyon sahibi, gerilim politikasına geçit vermeyen, ayrımcılığı, baskıları, tehditleri, iftiraları, yalanları reddeden, halkına saygılı tarafsız ve adil, yandaşlara çıkar hesabı güden cemaat, vakıf ve derneklere kamu kaynaklarını aktarmayan bir yönetimle bu enkaz tablosu düzeltilebilir. Mevcut enkazın sorumlusu iktidarın, bunu yapmaya niyeti de, kapasitesi de yoktur. İnşallah çözüm “Millet ittifakı” tarafından çözülecektir.

2- Liyakat sahiplerinin yer aldığı teorisyen ve icracı ekipler yapılması gerekenleri özellikle hiper enflasyonun, işsizliğin, sefaletin ve vb giderilmesinin yolarını bulacaktır.

a) Tarımda yapılacaklar çok açıktır. Gereken destekleri, teşvikleri sağlamak ve ithalat politikasına son vermek. Öncelikle de “ülke tarım planlamasını” yapmak. Ürün desenini tespit etmek, boş toprakların ekilmesini sağlamak KDV ve ÖTV’yi yüzde 1’e indirmek. Yerli tohum, gübre, ilaç vs ağırlık vermek. Sulama yatırımlarını tamamlamak, güneş enerjisini hakim kılmak. Üretici ve tüketici zincirini kurmak. Çiftçiye destek verecek kooperatifleri çıkar kapısı olmaktan kurtarmak. Ziraat bankasını sadece tarıma yönlendirmek. Ağır faiz borçlarını silmek, hacizleri kaldırmak. Belediyelerin tarıma desteklerini daha kapsamlı ve etkili hale getirmek. Aynı çalışmalar hayvancılık için de yapılacaktır.

b) Naçizane bizim belediye başkanlığımız döneminde, Türkiye’ye örnek olmuş TANSAŞ uygulamasının incelenmesini tavsiye ederim. Belediyeler bu yolla hem üreticiye, hem de tüketiciye büyük destek sağlayabilir. Biz bunu bizzat yaşadık. İzmir’de ve Ege’de fiyat artışlarını engelledik. Sıkıntıya düşen çok sayıda üreticinin imdadına koştuk. Özellikle zaruri ihtiyaç maddelerinde Kıyma, peynir, süt, yumurta, bakliyat, un, şeker vb.. ürünlerde fiyatları sabit tuttuk. İlçelerde kooperatifleşmeyi teşvik ettik. Kendilerine sebze halinde parsel verdik. Maliye teşkilatı ve emniyet’in destekleri ile şehre sebze ve meyve girişlerini denetledik. Hal’e girmesini sağladık ve kaçak depolara geçit vermedik. Üretici pazarlarına izin verdik. Gerektiğinde valilik ile birlikte, çiftçinin elinde kalan ürünleri de satın aldık ve fakirlere dağıttık.

c) Aynı şekilde Ege Kent ve Ev Ka uygulamalarımızın incelenmesini de tavsiye ederim. İki dönemde 32 binden fazla sosyal konut imkanı sağladık. Hem satış fiyatları, hem de kiralar sabit kaldı. Ayrıca Ege ekonomisine ve istihdam potansiyeline de büyük katkı sağladık.

Ne yazık ki TOKİ bu konuda başarılı değil. Amacından saptı orta ve dar gelirlileri unuttu. Her konuya bulaştırıldı. Bu durumda görev, mahalli idarelere düşmektedir. Türkiye’de iktidarın beslediği yandaş Müteahhitlerin dışında dürüst, başarılı inşaat firmaları da mevcuttur. Ancak bu sistemde hep devre dışı bırakılmaktadırlar.

d) Bu iktidar zenginlerin iktidarıdır. Tüm politikalar zengini daha zengin fakiri ise daha fakir kılmaktadır. Orta direk tamamen yok olmuştur. Bunu Hazine ve Maliye Bakanı da bizzat ifade etmektedir. Halkla alay etmektedir.

Karamsar olmayalım. Ümitsizlik girdabına düşmeyelim. Bu iktidardan kurtulmak için de, her türlü gayreti gösterelim. El birliği ile her şeyin “tek kişinin iki dudağı arasına ve keyfine” bırakıldığı bu çarpık sisteme son verelim. 20 yıldır tekrarlanan masallara, tutulmayan vaatlere kulak asmayalım. Bu iktidar ekonomiden hiç anlamıyor. Tuhaf bir şekilde anlamadığını da kabul etmiyor.

AKP Genel Başkanının çevresinde yapılan hataları tekrarlanan vahim yanlışları dile getirecek cesarette kimse yok. Onların görevi devamlı olarak övgüler düzmek, alkışlamak, hatalara kılıf uydurmak ve de çok yerden maaş alarak ceplerini doldurmaktır.

 Çözüm basittir. Yolu ise Adalet, Demokrasi ve üretimden geçmektedir.