Cumhur İttifakı’nın “Seçim Kanunu Değişiklik Teklifi’nin TBMM’ye verilmesiyle başlayan tartışmalar ve hesaplamalar sürüyor.
Değişiklik özellikle “İttifakları ve çıkaracakları milletvekili sayısını” doğrudan etkiliyor. Uzmanlara göre değişikliğin asıl amacı da bu; “Millet İttifakı’nın 6’lı hâle gelme planını bozmak.”
6 muhalefet partisi, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ortak metni için birlikte hareket ederken, DEVA ve Gelecek partilerinin Millet İttifakı’na katılıp katılmayacağı” merak ediliyordu. Ancak, “Değişiklik teklifi kanunlaşırsa, sandıkta oy oranı düşük olan partilerin ittifak içinde kalması anlamsız hâle geliyor ve bu durumda “hesaplar da yeniden yapılmaya” başlanıyordu.
Değişikliğin temel nedeninin “Millet İttifakı’nın hesaplarını bozmak” olduğuna dikkat çeken uzmanlar, buna en belirgin neden olarak ise “artık oy” uygulamasını gösteriyorlar.
“Arık oylarla ilgili” yeni düzenleme, “oy oranı düşük partilerin ittifak içerisinde milletvekili çıkarabilmesini” engelliyordu ve Muhalefetten gelen ilk değerlendirmeler de “6’lı ittifakı bitirecek düzenleme” şeklindeydi.
Ankara’da muhalefet partilerinin genel merkezlerinde ise yeni seçim sistemine ilişkin ince hesaplar yapılmaya başlandı. İlk değerlendirmelere göre Millet İttifakı ve henüz ittifakta yer almayan DEVA ve Gelecek partilerinin önünde birkaç seçenek bulunuyor. Bunlardan birincisi, Saadet Partisi ve Demokrat Partisi ile DEVA ve Gelecek partilerinin adaylarının, CHP ve İYİ Parti listelerinden seçime girmesi şeklinde. Bir önceki seçimlerde Saadet Partili Abdülkadir Karaduman ve Cihangir İslam CHP listelerinden, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da İYİ Parti listesinden aday olmuştu.
Diğer bir seçeneğin de “muhafazakar sağ blokta kalan partilerin yeni bir ittifak kurması” olarak gösteriliyor. Ancak, bu seçenek için “partilerin kuracağı ittifakın yüzde 7 barajını aşmalarının net olarak görülmesi” gerekiyor.
Bu dört partinin “değişen şartlarda anlaşma zor da olsa, Millet İttifakı çatısı altında seçime girebileceği” de değerlendiriliyor.
Teklifteki “Seçmen göçüne önlem” değişliğine, “seçmenlerin özellikle belediye başkanlığı veya muhtar seçimleri için, memleketlerinde oy kullanmaya yönelmesi” etkili oldu. Özellikle son yerel seçimlerde, “büyükşehirlerde yaşayan çok sayıda seçmen, memleketlerinde oy kullanmak için” seçmen kütüklerini taşımıştı.
*****
NELER DEDİLER?
Kılıçdaroğlu; “Koltuğu koruma düzenlemesi”
Seçim mevzuatında yapılacak değişiklikler için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “her koşulda iktidar değişecek” yönünde mesaj verdi.
Kılıçdaroğlu, TBMM’de parti grubu konuşmasında, “Siyaset vatandaş için, ülke için yapılır. ‘Yolsuzluk yaptım köşeyi döndüm paralar tamam, servetler yurtdışında. Biraz daha soyalım. Seçim geliyor. O zaman öyle bir kanun çıkaralım ki koltuğumuzu koruyalım’. Hiçbir güç seni o koltuğa mahkum etmez meraklanma, seni oradan paşa paşa göndereceğiz. En kıdemli hakim bugüne kadar sandık başkanıydı. ‘En kıdemli hakim olmasın da bizim hakim olsun…’ İster sizin hakim olsun, ister AYM’ye atadığın şaibeli başkan olsun. İster senin yandaşın olsun. Seni bu milletin elinden kimse kurtaramaz kardeşim. Sen sandığı getireceksin, demokratik yollarla seni paşa paşa göndereceğiz. Seçim barajı yüzde 3 olsun diyoruz niye korkuyorsun? MHP barajı aşamaz o yüzden barajı yüzde 7’ye indirelim. Bir parti için koltuğunuz elden gider diye baraj düşürüyorsunuz. ‘Öyle bir kanun çıkaralım ki koltuğumuzu koruyalım’ diyorsunuz. Hiçbir güç, hiçbir kanun seni koltuğundan etmemize engel olamayacak” ifadesini kullandı.
*******
“İttifak sistemi tasfiye edilmek isteniyor”
İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Meral Akşener’in parti kurma süreciyle birlikte seçim mevzuatında değişikliklere başladığını savunarak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Oyun başladıktan sonra kurallar değişmez” sözüne rağmen oyunda kuralları sürekli değiştirdiğini söyledi. Tatlıoğlu, “Şimdi görülmektedir ki, bu ittifak sistemi tasfiye edilmek istenmektedir. Kendi düştükleri oy oranını taban alarak bir baraj düzenlemesi yapıp, ittifaklar sistemini tasfiye etme amacı taşımaktadırlar. Aynı ihale süreçleri gibi kapalı kapılar ve karanlık odalarda bir düzenleme intibahı uyandırmaktadır. Seçime giderken seçim kanununu değiştiren bütün siyasal iktidarlar seçimi kaybetmiştir. AK Parti ve MHP’nin birlikte getirdiği seçim kanunu değişikliğinin neticesinde akıbetin aynı olacağı kesindir.” dedi.
******
Karamollaoğlu: “Hazırladıkları kuyuya düşecekler”
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Erdoğan’ın seçimlerde devletin bütün imkanlarını sonuna kadar kullanmasını doğru bulmadığını ifade etti. Karamollaoğlu, “Bu iktidarın ve ortağının önümüzdeki seçimlerde ayakta durabilme imkanı yok. Bundan dolayı yeni seçim kanununu Meclise getirdiler. Daha adil bir seçim olsun diye, seçim güvenliği artsın diye de gelmiyor. Tamamen basit ve ucuz politikalar içeriyor. Nasıl olur da biz daha iyi noktaya geliriz, bugün bugünkünden daha az oy alsak bile. Başka bir şeyin güdüldüğü yok. Korkunun ecele faydası yok. Bugüne kadar gösterdiğiniz performans ortaya konulduğunda vatandaşın size güvenerek Cumhur ittifakını iktidar yapmasını mümkün görmüyorum.” dedi.
********
DEVA Partisi; “Millete karşı hile!”
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, 6 partinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için aynı kararlılıkla ortak masada buluşmaya devam edeceğini ancak, seçim takvimi açıklanana kadar ittifak konuşmayacaklarını belirtti. DW Türkçe’ye açıklamalarda bulunan Şahin, düzenlemeyi millete karşı yapılmış hile olarak gördüklerini belirterek, “6 siyasi partinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem başlığı altında yan yana gelmiş olması, iktidarı telaşlandırmış ve kaygılandırmış gözüküyor. Girdiğimiz iş birliği sürecinde bu yapıdan ödün verme niyetimiz yok. Tam tersi diyalog kanallarını genişleterek, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i taahhüt ettiğimiz gibi gerçekleştireceğiz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i millete sunma hedefimiz var. Buna bir irade koyduk ve 6’lı masada yer aldı. Uzun süre tartıştığımız, karar verirken zorlandığımız sonra da iyi ki yer aldık dediğimiz bir hadise. Geçiş sürecinin yol haritasında belirli ilkelerde mutabakata varılırsa bu oluşumun ittifak halinde gitmesinin yolunu açacaktır” dedi.
Gelecek Partisi: “İntikam yasası”
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün de, düzenlemeyi, “İntikam yasası” sözleriyle değerlendirdi. Belediyeleri kaybeden iktidarın geçmişle hesaplaştığını öne süren Üstün, “Bir seçim önce kendisinin getirdiği ittifak yapısını yıkmak istiyor. Çünkü kendi ittifakının birinci olamayacağını düşünüyor” dedi.
İktidarın oy oranı düşük partilerin önünü kesmeyi amaçladığını belirten Üstün, şöyle devam etti: “Aslında burada mesele öyle bir dönecek ki, MHP’nin sıfır çekme ihtimali var. MHP şu anda yüzde 6’nın aşağısına düşmüş. Pazarlık edip de MHP’ye listelerinden vekil taahhüt etmemişlerse bu sistemle MHP sıfır çekebilir.” Üstün, bu durumun gerçekleşme ihtimalini de şu sözlerle açıkladı: “Her ilin vekil sayısına göre ve oyların partilere dağılımına kendiliğinden doğal barajlar oluşur. Doğal sayının altında kalmışsanız, zaten ittifakın içinde olsanız da vekil çıkartamazsınız. MHP, AK Parti’nin listelerinden garanti vekil kurgusunu bir yere bağlamamışsa, MHP kaybeden olacaktır.”
*******
“DEĞİŞİKLİK KANUN TEKLİFİ’NİN ANA HATLARI…
Cumhur İttifakı’nın Meclis’e verdiği teklifin “ana” maddesi, “Yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajını yüzde 7’ye indiriyor.”
Yeni teklife göre “İttifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak.
İttifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D’Hondt sistemi uygulamasıyla belirlenecek.”
Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, Siyasi Partiler Kanunu’nda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defadan fazla ihmal etmemiş olma koşuluyla seçime katılma hakkını muhafaza edecek.
Artık, “sadece TBMM’de grup kurmuş olmak, seçime katılabilmenin yeter şartı” olamayacak.
Cumhurbaşkanı yasaklarından muaf…
Yasa teklifi, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyum” çerçevesinde yapılacak yeni düzenlemeyle “Cumhurbaşkanına seçim yasakları muafiyeti” getiriyor. “Başbakan ve bakanlara ilişkin” seçim yasakları maddesinde yapılan değişiklikle “Başbakan” ibaresi metinden çıkarılırken, “sadece bakanların söz konusu seçim yasaklarına tabi olacağı” hükme bağlanıyor. Cumhurbaşkanı, “seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar seçim propagandası ile ilgili gezilerde makam ve resmi araçları” kullanabilecek. Bakanlar, milletvekililer, siyasi parti genel başkanları ve yöneticileri ile medya zaman yasaklamasına uymak” zorunda olacak.
Seçim kurullarındaki değişiklikler…
İl seçim kurulu bir başkan, iki asıl ve iki de yedek üyeden oluşacak. İl seçim kurulu başkan ve asıl üyeleri, iki yılda bir ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından ilk derece adli yargı adalet komisyonunca yapılan kura çekimiyle tespit edilecek.
Seçmen göçü önlenecek…
Teklifle “seçmen göçü”nün engellenmesine yönelik düzenleme de yer aldı. Teklife göre seçmen kütüklerinin düzenlenmesinde, “son bir yıl içerisinde sürekli bulunduğu adres” dikkate alınacak, atama nedeniyle yer değişikliği ise bu uygulamadan istisna tutulacak.
Mahalli İdare Seçimleri…
Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun uyarınca yapılacak seçimlerde, yerleşim yeri adresine göre oluşturulan bir yıl önceki seçmen kütüğü üzerinden güncelleme işlemleri yapılacak.
*******
“YAPTIKLARI, SADECE KENDİLERİNİ DÜŞÜNMEK”
Yekta Güngör Özden (Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı)- Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı destekçisi Milliyetçi Hareket Partisinin katkılarıyla seçimlerde olumlu sonuç alabilmeleri için gerekli girişimlerde bulunmuşlardır. Bunların çoğu anayasanın ehli kuralları ve yaşamın gerçekleri ulusal yapımızın gerekliliği ile ilgili değildir. Yaptıkları şey sadece kendilerini düşünmek, AKP iktidarı ile destekçisinin siyasal egemenliklerini sürdürmek amacına dayanmaktadır. Bu bakımdan önerinin üzerinde duyarlılıkla durulması gerekmektedir. Önemli olan anayasanın egemenliğini geçersiz kılan girişimleri önlemek ve bunların yaşama geçmesine engel olmaktır. Bu bakımdan kendilerini bir daha iktidarda bulmak, iktidarların destekçiliğini sürdürmek için getirdikleri düzenlemelerin TBMM’de çoğunlukları olup kabul edileceği güvencesiyle yaptıkları anlaşılan bu önerilerin basiretli kimseler ve kitleler tarafından karşı çıkılarak önlenmesi gerekmektedir. Muhalefetin karşı çıkışı çok haklı ve yerindedir. Önemli olan kimin iktidara gelip gitmesi değil seçimin demokrasi niteliğinin korunması ve güçlendirilmesidir. Bu nedenle bugünün siyasal iktidarı ve ortağının yalnızca kendini düşünen ülkeyi ve hukuku göz ardı eden tekliflerinin gerçekleşmemesi dileğini benimsiyor ve taşıyorum.
*****
“TUZAK KURANLAR TUZAĞA DÜŞER”
Ertuğrul Yalçınbayır (Eski Başbakan Yardımcısı)- Seçim yasası ile oynayanlar kendi çıkarı ile oynamak istiyorlar. Kendileri bununla seçmene ve diğer partilere tuzak kuruyorlar. Ama bilsinler ki geçmiş dönmeler şahit, tuzak kuranlar, tuzağa düşüyor. Hangi parti seçim yasasıyla oynamak suretiyle haksız oy teminine yöneldiyse bu dönüyor, dolaşıyor onları vuruyor. Burada vatandaşın bu konuları gayet iyi değerlendirmesi lazım. Muhalefetin de bunları vatandaşın anlayacağı şekilde net bir şekilde ortaya koyması lazım. Burada kendi çıkarlarına oynuyorlar kazan kazan diye kanunlarla, ekonomik haklarla oynuyorlar. Sanki millete rüşvet veriyor gibi davranıyorlar ama bu dönüp dolaşıp kendilerini vuracak. Geçmiş dönemlerde bunları çok gördük. Nasıl kar elde ederiz diyenler, yanıldılar. Halk bunlara dersini verdi. Burada seçim değil geçim var. Geçimde de kazanma amaçlı değil hak amaçlı çalışmak lazım. Hakkaniyet, açıklık, şeffaflık, hesap verilebilirlik… Seçimlerde en önemli konu haksız oy temini. Haksız oy temini için yasalarda değişiklik yapmak, ekonomik rüşvet vermek bunlar değeri olmayan şeyler. Çünkü halk karşısında haksızlık yenilmeye mahkûmdur. Umarım ki bu gerçekleşir eğer bu gerçekleşmezse verilecek olan mühlet süreyi uzatmaktan ibarettir. Bunlar artık 90 artıları, son dakikaları oynuyorlar. Son dakikalarda oyunu çevirmek çok zordur.
******
“MİLLET İTTİFAKI’NI TORPİLLEMEYİ HEDEFLEYEN İKTİDAR BLOKU, AVA GİDERKEN AVLANABİLİR!”
Mehmet Şakir Örs (Gazeteci / Yazar) – Genellikle seçimler yaklaşırken, yıpranan / seçmenin desteğini kaybeden / güçten düşen iktidarların başvurduğu yol, bugünlerde yeniden gündeme getiriliyor. Mevcut iktidar, egemenliğini / iktidarını sürdürebilmek adına, seçimin kurallarıyla ve kurullarıyla oynuyor. Kendi çıkarına olacağını / işine geleceğini öngördüğü biçimde, yeni bir seçim yasası değişikliği tasarısı hazırlayarak, meclise ve kamuoyuna sunuyor.
Öncelikle vurgulamak gerekir ki, iktidarın bu girişiminin temel hedefi; başta muhalefet partilerinin oluşturduğu ‘Millet İttifakı’nın torpillenmesi olmak üzere, genel anlamda muhalefetin dağıtılması ile iş ve güç birliği yapmasının engellenmesidir. 20 yılı aşan bir süredir iktidarda bulanan ve bugüne kadar yüzde 10’luk seçim barajını indirmeyen anlayışın, bugün yüzde 7’ye indirmek istemesi, ilkeli ve samimi bir tavır değildir. Üstelik baraj, ittifaklar için indiriliyor gibi gösterilerek, partiler için tam tersine yükseltilmektedir. Dolayısıyla, iyi niyetten ve ‘temsilde adalet’ ilkesinden de uzak bir girişimdir.
Tartışmalı seçim yasa tasarının ‘şapkadan tavşan çıkarmak’ olarak tanımlanabilecek en önemli maddesi, ittifaklarda yer alacak partilerin ‘artık’ oylarının değerlendirilmeyip çöpe atılacak oluşudur. Bu durum, görece küçük / yeni partilerin meclise girmesinin ve kendi parti kimlikleri ile seçime katılmalarının önünde ciddi bir engel oluşturacaktır. Aynı zamanda, muhalefet kesiminde iç tartışmalara ve karmaşaya yol açabilecek bir ‘torpilleme’ olarak planlanmaktadır. İktidarın amacı da öncelikle ‘Millet İttifakı’nın daha da büyüyüp genişlemesini engellemek olmak üzere, tam olarak budur; muhalefet saflarında moralsizlik / karmaşa/ kaos yaratmak ve dağınıklık oluşturmak!
Yasa önerisinin, seçim kurulu başkanlıklarının en kıdemli hakimlerden alınması başta olmak üzere, partili Cumhurbaşkanı’nın seçim yasaklarının dışında bırakılması gibi tarafsızlığı ve seçim güvenliğini zedeleyecek birçok tartışmalı yönü vardır. Bunlar kamuoyunda ve siyasal çevrelerde; anayasaya, etik ve vicdani anlayışa, demokratik geleneklere ters düşecek uygulamalar olarak görülmektedir. Bu nedenle de seçmen vicdanında ters tepmesi yüksek olasılıktır.
Başta 6’lı birlikteliği oluşturan partiler olmak üzere, genel olarak muhalefetin; iktidar bloğunun bu girişimi karşısında ‘ortak tutum’ alması ve ivedilikle bir ‘karşı duruş ve atak’ geliştirmesi gerekiyor. İktidarın amaçladığı dağınıklığa ve belirsizliğe sürüklenmeden, yeni bir hamle yapılmalı ve yeni bir siyaset planı hazırlanıp uygulanmalıdır.
Unutulmamalıdır ki seçmenin desteğini yitiren ve çaptan düşen iktidarların, böylesi ‘seçim cinlikleri’ ile başarılı oldukları görülmemiştir. Büyük olasılıkla yine öyle olacaktır. Ancak muhalefetin, bütün bileşenleri ile iktidar bloğunun girişimlerine karşı çıkması ve bu oyunu bozması gerekiyor. Ayrıca, 2018 sonuçları dikkate alınarak hazırlanan seçim yasası değişikliği ile muhalefeti avlamaya çalışan iktidarın; getirdiği değişikliklerle, bugünün verileri ışığında, tam tersine kendisinin de ava giderken avlanabileceği, gözden uzak tutulmamalıdır!