Art arda biri dışta, biri içte yayınlanan iki rapor, “Türk insanının “psikolojik durumu” ve “mutlulukla merhabası” konusunda “acı” bir tabloyu ortaya koydu.
Önceki hafta yayınlanan “Dünyaca ünlü” Gallup Araştırma Şirketi’nin “44 ‘gelişmekte olan ülkede’ yaptığı ‘insanların gelecek konusundaki umutları’ raporu”, hem “genel”, hem de “Türkiye” bakımından “olumlu” mesajlar vermedi.
Raporda, “2022’nin 2021’den daha iyi bir yıl olacağına inanların oranı yüzde 38’e inmiş durumda ve bunda Pandemi’nin de önemli payı var” deniliyordu.
Türkiye içinse ““Hızla yükselen enflasyon, kötümserlik düzeyinin dikkat çekici seviyede arttırdı” deniyordu.
Rapora göre, “en iyimser insanların yaşadığı ülkeler sırayla “Endonezya (+72), Arnavutluk(+65), Azerbaycan (+53), Nijerya(51), Meksika(+47) ve Vietnam(+47) olurken” ne yazık ki, Türkiye, Bulgaristan ile beraber “en kötümserler” bölümünün en sonunda yer alıyordu. “Kötümserler” sıralaması şöyle idi; “Çekya (-25), Polonya (-30), Afganistan -32), Bulgaristan (-34) ve Türkiye (-34)…”
Bu raporun ardından NG Araştırma Şirketi’nin “Salgın sürecinin etkilediği hayatınızdan ne kadar memnunuz, ne kadar mutlusunuz?” sorulu “15 yaş üstü ve 1938 kişinin katıldığı” araştırmasının sonuçları açıklandı. Soruyu cevaplayanların yüzde 52’si çalışmıyordu, yüzde 48’inin işi vardı.
Rapora göre, “her 10 kişiden 4’ü kendini “ne mutlu ne de mutsuz”, her 10 kişiden 3’ü kendini “mutsuz” hissediyor. Her 10 çalışandan 3’ü, her 10 çalışmayandan 2’si ise “mutlu!..”
Rapor, “Ülkemizde çalışma durumunun mutluluğa etkisi oldukça az görünüyor. Aradaki farkın az olması, iş hayatında da olası sorunlara işaret ediyor olabilir” diyor.
Araştırmada 1938 kişiye “günlük hayatta ne kadar stresli oldukları” sorulmuş. Cevaplar, “Stresin, Türk insanının hayatının bir parçası olduğunu” gösteriyor; her 10 kişiden 6’sı “Stresliyim” demiş.
Stres oranın “eğitim düzeyi ile yakından ilişkili olduğu” da görülüyor; “Üniversite mezunlarının %65’i kendini stresli hissederken, ilkokul mezunlarında bu oran %56.”
Ve rapora göre, “mutluluk ile stres arasında yoğun bir ilişki” var; “stresli olanların sadece yüzde 13 “Mutluyum” demiş.
Her 3 kişiden 1’inin “stres kaynağı” ekonomik sebepler, 5 kişiden 1’inde ise gelecek kaygısı.
Sonraki sebep dökümü ise şöyle; İş / Okul yüzde 10.43, Pandemi yüzde 6.71, Aile yüzde 6.66, duygusal sebepler yüzde 6.66, sağlık yüzde 4.03, diğer yüzde 7.38.
Rapor; “Koronavirüs tüm dünyada en önemli gündem maddesiyken Türkiye’de ancak 4. sırada kendine yer edinmesi oldukça düşündürücü. Ekonomik sebepler ve gelecek kaygısı, sağlıktan bile daha fazla stres kaynağı haline gelmiş durumda!”
2000’e yakın insanın “gelecek beklentileri” sorusuna verdiği cevaplarda “denge” var; yüzde 45 “Gelecekte daha mutlu olacağını” düşünüyor. Yüzde 55’in yarısı “şimdiki kadar mutlu” ve de diğer yarısı “daha az mutlu” olacağını söylüyor.
Rapor; “Bu soruya gelen yanıtları detaylı analiz ettiğimizde ise kadınların geleceğe daha pozitif baktıklarını görüyoruz. Her 10 kadından 5’i gelecekte daha mutlu olacağını düşünürken, erkeklerde bu sayı 10 kişiden 4’e düşüyor. Sence kadınların gelecekten daha umutlu olmalarının sebebi ne olabilir?”
Bence, “Şiddet görmelerine, mobbing uygulamalarıyla karşılaşmalarına, öldürülmelerine, İstanbul Sözleşmesi’nin yok sayılmasına ve ekonomik sıkıntıları mutfaklarda en acılı şekilde yaşamalarına rağmen” kadınlarımızın, erkeklerimize göre, “daha umutlu bir geleceğe inanmalarının sebebi” çok açık…
Kadınlarımız, “irade, vefa, feda bakımından” biz erkeklerden çok daha fazla “insan” da ondan!..
Aslında “stres sebeplerinin bana göre en önde gelenlerden birinin ‘siyasetteki gerilimin, hakaretlerin zirve yaptığı ağız kavgasının olması” gerekiyor ama “sebep dökümü” yapılan soruda “bu şık yok” anlaşılan, neden acaba?
+++++
ERDEM… VE POLİTİKA…
Politikacı esprisi olan hoşgörülü insandır. Halkını mutlu kılacak konuşmaların sahibidir. Gerçek, modern politikada korkular yenilmiş; zevkle, lezzetle yaşanır bir dünya gerçekleştirilmiştir.
Ali Naili Erdem
+++++++
Sözün Özü…
Fahiş elektrik zammı 1 Ocak’tan başlarken, 7 Aralıkta gelen faturam “513.90 TL” iken, 7 Ocak’ta “1173.90” TL geldi, neden acaba?
“Şikayetler üzerine”, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu “Şirketinizle hesaplaşın” dedi; milyonları şirketlerle karşı karşıya bıraktı; neden acaba?
++++++
Şair Eşref Şayet Yaşasaydı… Ne yazardı?
Nihat Demirkol
+++++++
Başkan’a mesajım var!..
Kutlarım Karşıyaka Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’ı…
Dünya’yı ve Dünya insanlarını bekleyen büyük felaketin “sebebi olacak olan ‘iklim değişikliği’ üzerine” ciddi ve bilimsel bir çalışma sonunda hazırlattığı “Karşıyaka Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı” için…
Ülkemizde “yerelde her ilçe belediyesine örnek olacak” bir çalışma ve plan…
Seller… Heyelanlar… Kuraklık… Orman yangınları… Tarım, sanayi, içme suyunun azalması, kuruyan göller, akmamaya başlayan dereler, giderek daha derinlere inen yeraltı kaynakları… Kısacası hayatın idamesi için “Gelmekte olan, aslında gelmiş olan ‘iklim değişikliği çağının görünen işaretlerinin izlenerek’ yapılması gerekenleri, alınması ve uygulanması şart olan tedbirleri” ortaya koyan… Başkan’ın anlattığı gibi “Çevre mühendisleri odası gibi yetkin bir kurum ile alanında çok yetkin akademisyenlerin kurduğu bir özel sektör kuruluşuyla ortak olarak uzun süreli, çok paydaşlı, 1 yıl içerisinde 30 çalıştay yaparak, bilim kurulu oluşturarak yapılan” bir çalışma…
Başkan Tugay “Bir felaketin ortasındayız. Bu konuyu birinci sıraya koyduk” derken haklı, hem de çok haklıydı. Teşekkürler…
+++++++
İnternet’ten “esen” rüzgarlar…
+++++++++++++