BURCU NOYAN
Pandemi birçok alanda yeni açılımlara yol açtı. Bazı teknolojik gelişmeleri öne çekti. Bazı trendleri erkene aldı ve iş yapış modellerini değiştirdi. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) da, Dijital Türkiye Konferansı’nda pandeminin yeniden şekillendirdiği dünyada dijital dönüşümü masaya yatırdı. Bu yıl ikinci kez düzenlenen konferansın ana teması ise gelinen durumu özetliyor: “Oyunun Kuralları Değil, Kendisi Değişti.” Tüm gün süren konferansta 10 oturumda yurt içinden ve yurt dışından 39 konuşmacı yer aldı. Dijital Türkiye Konferansı’nda Covid-19 salgınının ivmelendirdiği dijital teknolojilerle dinamikleri hızla değişen dünyada yeni iş modelleri, veri, yeşil ve dijital ikiz dönüşüm, insan kaynağının yetkinliği, online pazar yerleri, geleceğin teknoloji trendleri gibi dönüşüm sürecinin ana unsurları tartışıldı.
Kaslowski: “Dijital sektörün yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi çok önemli”
Dijital dönüşüm sürecinde güçlü bir mesafe kat etme potansiyelimiz olduğunu belirten TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski; bu potansiyeli hayata geçirmek için; eğitimin niteliğinin geliştirilmesi, yetkin insan kaynağının korunması, geniş bant altyapısının güçlendirilmesi, KOBİ’lerin teknoloji kullanımının desteklenmesi gibi unsurları içeren geniş bir vizyona ihtiyaç olduğunu belirtti.
Yeni nesil teknolojilerin, üretimde verimliliğin artırılmasının yanı sıra iklim değişikliği ile mücadelede de önemli rol oynadığını vurgulayan Simone Kaslowski şu ifadeleri kullandı: “Avrupa Birliği, karbon-nötr bir kıta olma yolundaki büyüme stratejisi olan Yeşil Mutabakatın temeline ikiz dönüşümü koyuyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun bir araştırmasına göre dijital teknolojiler küresel karbon emisyonunu yüzde 15’e kadar düşürebiliyor. Süper bilgisayarlar rüzgâr türbinlerinin tasarımının iyileştirilmesinde ya da enerji verimliliği için en uygun sahanın bulunmasında yardımcı oluyor. Yapay zeka teknolojisi tarımsal üretimde çiftçilerin pestisit ve yakıt kullanımını azaltmasını sağlıyor. Akıllı şehirler daha kaynak ve enerji verimli, daha güvenli bir yaşam olanağı sunuyor. Bu da topyekun bir hayat kalitesi artışı anlamına geliyor. Diğer taraftan büyük miktarlarda verinin işlenmesi enerji tüketimini artırıyor. Halihazırda küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 2’sinin, elektrik tüketiminin ise neredeyse yüzde 10’unun kaynağını bu süreçler oluşturuyor. Bu oranların kısa sürede yükselmemesi için dijital sektörün de yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi çok önemli.”
Sabancı: “Dünyamızın geleceği tehdit altında”
Konferansta hayırseverlikte dijital dönüşüm hakkında konuşan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, tüm dünyanın değişim ve dönüşümden geçtiğinin altını çizdi. Sabancı, “2021, pandemi ve iklim aciliyetinin tetiklediği afetlere, artan eşitsizliklere ve derinleşen yoksulluklara tanıklık ettiğimiz zor bir yıl oldu. Dünyamızın geleceği tehdit altında. Geri dönülmesi mümkün olmayan bir noktaya doğru ilerliyoruz. İklim acil durumu ve pandeminin artırdığı eşitsizliklerin yanında dijitalleşmenin hız ve önem kazandığı bir dönemdeyiz” diye konuştu.
Günümüzde çokça konuşulan Z kuşağının ana odağında teknolojinin ve dijitalleşmenin yer aldığının altını çizen Sabancı, “Bu nesil çatışmaları çözmek ve dünyayı iyileştirmek için teknolojiyle beraber dayanışma ve birlikte çalışmanın etkisine derinden inanıyor. Bu kapsamda gençlerin gönüllüğünü tam bir hayırseverlik olarak görüyorum. Pandemi döneminde gençler kendi aralarında kurduğu iletişim ağlarıyla evden çıkamayan kişilerin alışverişlerini yaptı. Boğaziçi Üniversitesi mezunları, hayata geçirdiği ‘tok tuk’ projesi ile bu dönemde maalesef sayısı artan açlık sınırının altında bulunan insanlara sağlıklı yemekler dağıtıyor” diyerek sözlerini sürdürdü.
Koç: “ Gençlerimizin istikballerini yurt dışında arama gayretleri beni fevkalade üzüyor”
Dijitalleşmenin rekabetin oyun sahasını genişlettiğini dile getiren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, fikirleri hayata geçirirken ilk günden itibaren küresel düşünmenin gerekliliğini vurguladı. Değişime ayak uyduramayan şirketler ve profesyoneller için parlak bir gelecek olamayacağına dikkat çeken Koç, “Dijital dönüşümü kolaylaştıracak imkânları sağlayamayan ülkeleri de farklı bir akıbet beklemiyor. Ülke olarak geleceğe hazır olmamız gerekiyor. Dijital ve yeşil dönüşüm birbirinden bağımsız değil. Yeşil ve dijital dönüşümü birbirini tetikleyecek ve hızlandıracak iki ana akım olarak görmeliyiz. Ülkemizin bu önemli dönüşümlerle şekillenen geleceğe ilerlerken atması gereken adımlar bellidir. Kamu idaremizin iş örgütlerimizle ve diğer paydaşlarla da istişare ederek içini doldurduğu strateji belgelerinde çok kıymetli tespit ve hedefler bulunuyor” dedi.
Çözüm Atatürk’ün çizdiği uygarlık yolunda
Bunları gerçekleştirmek için en temel ihtiyacın nitelikli insan kaynağı olduğuna dikkat çeken Koç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Ülkemizin kısıtlı imkânlarıyla yetiştirdiği pırıl pırıl gençlerimizin giderek artan bir şekilde kazanımlarını ülkemize aktarmak yerine, istikballerini yurtdışında arama gayretini düştüklerini görmek beni hem fevkalade üzüyor hem de hat safhada endişelendiriyor. Bu noktada Mustafa Kemal’in ‘bütün ümidim gençliktedir’ sözünü aklımızdan çıkarmadan, gençlerimizi anlamak ve kendileri açısından hiç de kolay olmayan bu yolu neden tercih ettikleri üzerinde etraflıca düşünmek icap eder. Kuşkusuz farklı sebepler var. Ben bunların hepsinin çözümünün Ulu Önder Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda saklı olduğunu düşünüyorum.”