Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 14 Ekim’de Hizbullah ve Emel Hareketi destekçilerinin eylemine düzenlenen ve yedi kişinin ölümüyle sonuçlanan keskin nişancılı saldırıyla ilgili soruşturmanın detayları kamuoyundan gizleniyor.
Lübnan resmi haber ajansı NNA, yürütülen soruşturma kapsamında 19 kişinin önceki gün gözaltına alındığını ve şüphelilerin kimliklerinin gizlendiğini aktardı. 10 Eylül’de kurulan Necip Mikati hükümeti de olası faillerle ilgili herhangi bir adrese işaret etmezken saldırganların kimler tarafından desteklendiğiyle ilgili soru işaretleri de halen aydınlatılamadı. Ülkedeki farklı siyasi gruplar ise yaşanan saldırının bir iç savaş provokasyonu olduğu ve saldırganların ABD-İsrail destekli olduğu konusunda hemfikir.
‘İç Savaşa Sürüklemek İçin Sivillere Saldırıldı’
Lübnan Hizbullah, Beyrut’ta liman patlamasıyla ilgili davaya bakan hakim Tarık Bitar’ın görevden alınması için düzenlediği eyleme saldıranların aşırı sağcı Hristiyan Lübnan Güçleri’nin mensupları olduğunu savunuyor. Lübnan Güçleri’nin lideri Samir Geagea ise iddiaları reddediyor ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesini talep ediyor. Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Haşim Seyyid Safiyuddin, saldırıda hayatını kaybedenlerin cenaze töreninde yaptığı açıklamada, “Lübnan Güçleri’nin ülkede yeniden bir iç savaşın çıkması için sebepler arayışında olduğunu söylemek abartı değil” diyerek ABD, İsrail ve bazı Arap ülkelerince desteklenen bir “iç savaş” planı olduğunu söyledi. Safiyuddin, “Lübnan’ı bir iç savaşa sürüklemek için sivillere saldıran ABD ve İsrail’in bölgesel planlarını bozguna uğratacağız” açıklaması yaptı. Lübnan’a geçen ay Hizbullah aracılığıyla yakıt yardımı yapan İran da ABD ve İsrail destekli bir saldırı olduğu iddialarını savundu. İran Dışişleri Bakanlığı, “İran, Lübnan’daki direnişin siyonist varlıkların üstesinden başarıyla geleceğine inanmaktadır” açıklaması yaparak Tel Aviv’i “bölgesel maceralar”dan uzak durması yönünde uyardı.