‘Pek çok sanatçımızı hapishanelerde çürüttük’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da; Adalar Belediyesi’nin düzenlediği “Prens Adaları Felsefe ve Siyaset Sempozyumu”nda “Acaba sanata ve dolayısıyla felsefeye ne kadar değer veren bir toplumuz, bunun sorgulanması lazım. Pek çok sanatçımızı hapishanelerde çürüttük. Bilimi, felsefeyi unuttuk” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da; Adalar Belediyesi’nin düzenlediği “Prens Adaları Felsefe ve Siyaset Sempozyumu”nda, “Siyasetçinin en azından asgari belli bir entelektüel derinliğe ihtiyacı vardır, bunun olması lazım” dedi. Kılıçdaroğlu, “Acaba sanata ve dolayısıyla felsefeye ne kadar değer veren bir toplumuz, bunun sorgulanması lazım. Pek çok sanatçımızı hapishanelerde çürüttük. Bilimi, felsefeyi unuttuk” diye konuştu.

Büyükada Anadolu Kulübü’nde düzenlenen “Prens Adaları Felsefe ve Siyaset Sempozyumu”na; Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Genel Başkan Yardımcıları Gamze Akkuş İlgezdi, Ali Öztunç, CHP milletvekilleri Enis Berberoğlu Sibel Özdemir, Akif Hamzaçebi; CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile CHP’li ilçe belediye Başkanları, Lüksemburg ve Yeni Zelanda büyükelçileri, İstanbul Kent Konseyi Başkanı Tülin Hadi, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Kılıçdaroğlu, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada; ülkede gerçekten de güçlü bir felsefi düşünceye ihtiyaç bulunduğunu belirtirken, “Bu sadece bugünün sorunu değil. Aslında tarihsel süreç içinde incelediğinizde bizim temel sorun alanlarımızdan birisidir” dedi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“Pek çok sanatçımızı hapishanelerde çürüttük. Bilimi, felsefeyi unuttuk. Sözlerimi yine farklı bir bağlamda bir Çin öyküsü anlatarak bitireyim. Bir Çin bilgesi anlatır, der ki ‘Biz üç kardeştik. Üçümüz de doktorduk. En büyük ağabeyimiz hasta geldiği gün tedavi ederdi. Öldüğünü yeni bir hasta geldiğinde öğrendik. İkinci kardeşimiz uyanıktı’ diyor. ‘Hasta geldi, tedavi etmedi. Mahalleye yayıldı tedavi etmediği, eyalete yayıldı. Tedavi etti, öldüğü zaman bütün eyalet onun arkasından göz yaşı döktü. Üçüncü kardeşimiz en uyanığı, cin gibi birisiydi. Hasta geldi tedavi etmedi, mahalleye, eyalete yayıldı tedavi etmediği. Bütün Çin’e ayıldıktan sonra tedavi etti. Öldüğünde Çin onu ulusal kahraman ilan etti.’ Kim doğruyu yaptı ve kim doğruyu yapıyor. Felsefenin temel konusu işte bu. Öykülerden yola çıkarak, bizim zihin dünyamızın zenginleşmesini sağlamak. Adalar bunun için biçilmiş bir kaftan, güzel bir yer. Gönül ister ki, bu pandemi dolaysısıyla olmadı, dünyanın en önemli felsefecilerini buraya çağıralım. Gelsinler, bizler ve gençler onları dinleyebilsinler. Bunun ortamını yaratmak mümkün bu ortamın yaratılması dileğiyle hepinize sevgiler saygılar sunuyorum.”